Ayşenur Arslan
İşi Bitince Buruşturup Çöpe Atıyor: Erdoğan Bunu Hep Yapıyor
Erbakan’ın kanatları altında serpildi. Güçlenince yuvadan uçup gitmek yerine Erbakan’ı yuvadan attı.
O sırada kendisine yol arkadaşlığı yapanları 20 yıl içinde yavaş yavaş, birer birer tasfiye etti.
Fethullah Gülen ile “Mevlana - Şems tablosu” çizerken ipleri öyledir kopardı ki “izleri” tarihe miras kaldı.
Sonra malum, açılım süreci. O güne kadar görülmemiş boyutta adımlar atıldı. Ancak 7 Haziran 2015 seçimlerinde, milliyetçi oylar kaçıp AKP’yi tek başına iktidardan edince süreç görülmemiş bir şiddetle berhava edildi.
Şimdi sıra, o seçimler için “saymıyoruz” deyip Türkiye’yi yeniden sandığa götüren Bahçeli’de mi? Bahçeli’nin son klibi kopuşu mu haber veriyor?
Kim bilir!
*. *. *
Bir haftadır AKP ile CHP.. Veya Erdoğan ile Özel arasındaki yakınlaşma konuşuluyor. Kimileri, mesela Kılıçdaroğlu bunu sert biçimde eleştirirken kimileri Özgür Özel’i destekliyor
Elbette “müzakere kadar mücadele edeceği” vaadiyle!
CHP cephesinde daha pek çok şeye tanık olacağız. Parti epey çalkalanacak. Öyle anlaşılıyor.
AKP / Saray cephesi ise, sanki “oyununu kurmuş, sahaya sürmüş” gibi.
31 Mart sonrası Sabah Gazetesi’nin Özgür Özel’i birinci sayfada ağırlayıp Erdoğan’ı iç sayfaya göndermesi ilk işaret fişeğiydi. Sonrası da geldi.
A Haber’de Erdoğan - Özel görüşmesi konulu haber mesela.. Neredeyse iki yakın arkadaşın yıllar sonra buluşması anlatılıyordu. Bir sevgi yumağı.. Bir şefkat seli.. Bir demokrasi şöleni.. O kadar olur.
Derken, çıkmasa olmaz Abdülkadir Selvi sahneye çıkıp, neredeyse söz kesip yüzük taktı.
Hatta, Gezi mahpuslarının yeniden yargılanıp serbest kalabileceğini bile yazdı. Ağızlara bir parmak bal çaldı.
Sahi biz şimdi de bu filmi mi izleyeceğiz..
*. *. *
Doğrusu Özgür Özel’in oyuna geleceğini sanmıyorum. Ama öyle hassas bir gündemde o kadar ince bir ip üzerinde yürümek zorunda ki.. Eleştiride perdeyi Kılıçdaroğlu’nun açmış olması da elini o kadar zayıflatacak ki..
Kendi adıma, onu ve 31 Mart ile yeşeren umutları korumak için yanında olmak istiyorum. Elbette eleştiri hakkımı saklı tutarak.
Eğer;
* “Gezi mahpusları.. Başta Selahattin Demirtaş kumpas mağdurları.. Cezaevinde ölüme terk edilen emekli generaller özgürlüklerine kavuşacaksa..”
* Erdoğan’ın elleri gazetecilerin yakasını bırakacak.. Ve gazeteciler Anayasa’nın tanıdığı haklarla mesleklerini yapabilecekse..
* “Kamunun kaynakları, zaten şeyhleri ölünce birbirine düşen tarikat tüccarlarının elinden kurtarılacaksa..”
* Kayyum belası yeniden hortlatılmayacaksa..
Müzakereye evet!
Mücadeleye gelince.. Özgür Özel her an ve her alanda sizi / bizleri yanında bulmalı.
*. *. *
Erdoğan da Bahçeli de siyasi ömrünü tamamlamış iki isim. Hani kaçarken vurulup ölen ama yere düşene kadar öldüğünü fark etmeyen okapiler gibi, racon kesiyorlar. İktidarda kalabilmek için plan üstüne plan yapıyorlar.
Ama yok!
Artık teker teker.. Ya da elele tutuşup birlikte.. Sahneden inecekler. Yakındır!
Ben bu son fasılda Bahçeli’den unutulmayacak bir performans bekliyorum.
Ecevit hükümetini yıkarken.. Erdoğan’ın iktidara giden yolunu açarken.. Ve yüzde 50 + 1 sistemiyle Erdoğan’ı kendisine mecbur bırakmak adına Türkiye’yi ateşe düşüren Bahçeli..
Erdoğan’ın sonu da onun elinden mi olacak! Türkiye için bir yerlerde hazırlanan -ya da gerçekleşmesi umulan- oyunda son hamleler onunla mı gelecek!
Eklemeden olmaz; İmamoğlu’nun, dünyanın pek çok “güç merkezinde” ilgiyle ve yer yer destekle izlenen yürüyüşü bakalım neye evrilecek!