Fikret Bila (p)
İmamoğlu iktidarı değiştiriyor
Ekrem İmamoğlu’nun beklenenin çok üzerinde bir performans gösterdiğini herhalde CHP’liler de kabul eder, AK Parti’liler de…
Hatta Ak Parti’lilerin İmamoğlu’nun başarısı karşısında bir şaşkınlık içinde oldukları bile söylenebilir. Bu şaşkınlık Ekrem İmamoğlu’na karşı almaya çalıştıkları önlemlerden, onu geriletmek için her yola başvurmalarından belli oluyor.
AK Parti iktidarı İmamoğlu’nun yükselişini durdurmak için her şeyi yaptı ancak başarılı olmadı.
31 Mart seçimlerini kazanan İmamoğlu’nu saf dışı bırakmak için İstanbul seçimini iptal ettiren iktidar, 23 Haziran öncesinde de İmamoğlu’nun siyasi tırmanışını engelleyemeyince, değişmeye, onu taklit etmeye başladı.
İmamoğlu iktidarı değiştiriyor ve peşinden sürüklüyor.
Bu 17 yıldır AK Parti’nin başına ilk kez geliyor.
KAMPANYA DEĞİŞTİ
Ekrem İmamoğlu, 31 Mart seçimlerini iktidarın yıllardır uyguladığı kutuplaştırma, ötekileştirme, rakibi suçlama söyleminin tam aksine; birleştirici, kucaklayıcı, yumuşak, kavgadan uzak, barıştan yana, partililer arasında fark gözetmeyen, din istismarı yapmayan, etnik veya mezhep aidiyetini kaşımayan, seçmene ve rakibine saygılı söylemiyle kazandı. İmamoğlu’nun 31 Mart öncesi kullandığı bu söylem, AK Parti söyleminin tam tersiydi ve ipi göğüsleyen O oldu…
Karşısında fiilen her seçimi kazanmış, seçmeni nezdinde karizmasının zirvesine ulaşmış Tayyip Erdoğan bulunmasına rağmen sandıktan çıkmayı başardı.
Seçimin hukuki bir gerekçe olmadan iptal edilmesinden sonra İmamoğlu’nun başarısı, AK Parti’nin 31 Mart öncesindeki kampanyasını ve söylemini değiştirmesine yol açtı.
31 Mart’tan önceki seçimlerde kullandığı kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı, suçlayıcı, yukarıdan bakan söylemini terk etmek zorunda aldı.
31 Mart öncesinde, Cumhur ittifakının sözcüleri yürüttükleri kampanyada, Millet ittifakını terörist olmakla, Türkiye’ye beka sorunu yaratmakla suçladılar. Millet ittifakından “illet,” “zillet,” “PKK destekçisi,” “bölücü,” “terörist” diye söz ettiler.
23 Haziran öncesinde ise iktidarın bu dili değişti. Söyleminde artık beka sorunu, illet, zillet, terörist gibi sözcükler yok. Aksine daha yumuşak bir dil var. Türkiye ittifakı söylemi var, Saadet Parti’lilerden özür dilemek var, Diyarbakır’a gidip “Birinci Meclis’te Kürdistan temsilcileri vardı” ifadeleri var, “Kürtler bizim kardeşimiz, ciğerparemiz” sözleri var.
YÖNTEM DEĞİŞTİ
İmamoğlu’nun başarısı karşısında iktidar yöntem değiştirmeye de mecbur kaldı.
17 yıl boyunca muhalefet liderleri ve sözcüleriyle hiçbir canlı yayın programına katılmayan AK Parti, bu tutumunu değiştirmek zorunda kaldı ve Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu’yla canlı yayına çıktı. Zamanla her kademede AK Parti’lilere muhalefet mensuplarıyla televizyona çıkmayı yasaklayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yıldırım’ın İmamoğlu’yla canlı yayına çıkmasına onay vererek, yöntemini –bir defaya mahsus bile olsa- değiştirdi.
31 Mart öncesinde Ekrem İmamoğlu’nu bir kez bile yayına davet etmeyen TRT bu daveti yapmak zorunda kaldı. İmamoğlu dün TRT ekranlarında en başarılı performanslarından birini gösterdi. İktidar, muhalefete uyguladığı TRT yasağını delmek zorunda kaldı. İmamoğlu yayında hem TRT’yi ağır bir şekilde eleştirdi hem de İstanbul’da yapacaklarını etkili bir şekilde anlattı.
31 Mart öncesinde haftalarca sahada kampanya yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kez son haftaya kadar kendini geri çekti. İstanbul’daki reklam panolarından Erdoğan’ın resmi çıktı, Yıldırım’ın tek resimleri yer aldı.
UYGULAMA DEĞİŞTİ
İmamoğlu’nun 18 günlük belediye başkanlığında gösterdiği başarı iktidar uygulamalarını da değiştirdi. İktidar, İmamoğlu’nu taklit etmeye, onun önerilerini hayata geçirmeye başladı.
İstanbul’da, İmamoğlu’nun önerisini hayata geçirip, öğrencilerin ulaşım kartını 85 liradan 40 liraya indirdi, su parasında indirime gitti. İhtiyaç sahiplerine verilen yardım kartının tutarını 400 liraya çıkardı. Benzeri vaatlerde bulundu.
ESKİ ÜSLUBA DÖNME İŞARETLERİ
İktidar, söylem ve yöntem değiştirmesine karşın İmamoğlu’na kamuoyu nezdinde yine üstünlük sağlayamadı.
Bununla beraber, iktidar, İmamoğlu’nun söylem ve yöntemini taklit ettiği bu süreç içinde son haftaya doğru yine eski sert tutumuna dönme emareleri göstermiyor değil. Örneğin, bir AK Partili ilçe belediye başkanın İmamoğlu’na yönelttiği Pontus iması Karadeniz’de iktidara karşı çok büyük tepkiye, İmamoğlu’na ise çok büyük bir desteğe dönüşünce, Ordu’da VİP krizi ve “valiye hakaret etti” suçlaması gündeme geldi. Bu konu üzerinden İmamoğlu yıpratılmaya çalışıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmamoğlu-Yıldırım canlı yayınından beklenen avantaj çıkmayınca, yeniden devreye girdi ve üslubunu yeniden sertleştirdi. İmamoğlu’na, Ordu Valisi’nden özür dilemezse belediye başkanlığı makamına gelemeyeceğini söyleyecek derecede yüklendi.
Seçime birkaç gün kala iktidarın yeniden sert söylemine dönüp dönmeyeceğini göreceğiz.
Ancak İmamoğlu’nun, başarısıyla, iktidarı değiştirdiği ve arkasından sürüklediği bir gerçek…
İstanbul seçiminin sonucu ne olursa olsun İmamoğlu’nun, gösterdiği başarı, ortaya koyduğu siyaset söylemi ve yöntemi ile iktidarı değişmeye, kendi yasaklarını delmeye mecbur etmesi demokrasi açısından bir kazanç olacaktır.