Mustafa K. Erdemol
Hamas’ta Haniye sonrası dönem: Tüm kanatlar Sinwar’da birleşti
Hamas’ın İsrail tarafından İran’da öldürülen Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin yerine Yahya Sinvar’ın lider seçilmesini anlamlı kılan kimi özellikler var. Birincisi, Halid Meşal de güçlü bir adayken sertlik yanlısı olarak bilinen Sinwar’ın seçilmesi Hamas’ın İsrail’e bir tür mesajı. Çünkü Sinwar’ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlenen saldırının beyni olduğuna inanılıyor. Bu nedenle İsrail için önemli bir hedef Sinwar. Hamas bu seçimle İsrail’e meydana okumuş oldu.
İkincisi, 2017 yılından bu yana Gazze Şeridi lideri olan Sinwar bu konumu nedeniyle Hamas’ın siyasi kanadı ile askeri kanadı arasında bir köprü işlevi görüyordu. Şimdi Hamas’ta bu iki kanat Sinwar’da birleşmiş oldu. Sinwar, Hamas'ın kurucusu Ahmed Yasin'e yakındı. Örgütün iç güvenlik organlarını kurması da onu özel kılıyor.
Hamas’ın Haniye sonrası lider seçiminde üç büyük güç merkezi rol oynadı. Bu merkezlerden biri Filistin dışında, biri işgal altındaki Batı Şeria’da, diğeri de Gazze’de. Bu nedenle yeni lider, Hamas'ın Doha'daki siyasi bürosunun eski lideri Halid Meşal, işgal altındaki Batı Şeria'da hareketten sorumlu lider yardımcısı Zahir Cebareyn ya da 2017'den beri Gazze'de Hamas'ı yöneten Sinwar arasından seçilecekti. Yani Sinwar’ın seçimi Hamas hiyerarşisine tamamen uygun.
2006 yılında Filistinli savaşçılarca kaçırılan İsrailli asker Gilad Şalit karşılığında 2011 yılında, binden fazla Filistinliyle birlikte serbest bırakılan en önemli mahkumlardan biriydi Sinwar. İsrail, davadan dönen Filistinlileri öldürdüğü gerekçesiyle hapise attığında hapis yıllarında İbranice öğrendi. Düşmanını daha iyi tanımak için bunun gerekli olduğuna inandığını söylemiştir. Son on yılda Gazze'de, özellikle de askeri alanda nüfuzunu arttıran Sinwar Hamas’ın askeri kararlarını veriyordu. Hamas’ın işleyiş tarzına uygun bir durum. Diplomasiden de dış liderlik sorumludur. Yani örgütteki her lider görevlerini, sorumluluklarını biliyor. Haniye’nin ölümü bunu değiştirmeyecek.
Sinwar’ın göreve atanmasında Filistin içinde de dışında da kimi aktörler etkili oldu. Haniye’nin suikastında zaafı olsa da İran örgütün en büyük müttefiki durumunda hala. Meşal’in İran’la ilişkilerinin pek de iyi olmadığı düşünülürse Sinwar’ın seçilmesinde İran’ın tavrının ne yönde olduğunu kestirmek zor değil.
Meşal son yıllarda hem Suudi Arabistan hem de BAE ile ilişkileri düzeltmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştı. Bu nedenle tercih edilmemiş de olabilir. Meşal’in anlaşılmaz tutumlarından biri de Suriye’ye yapılan emperyal çullanma sırasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile arasına mesafe koyması olmuştu. İran’ın Meşal’in bu tutumunu da unutmadığı düşünülebilir.
Katar’ın da Siwar’ın seçilmesinden memnun olmama ihtimali var. Çünkü Sinwar’ın çeşitli Filistinli gruplarla ilişkileri hayli iyi. Katar’ın bu örgütlerin bazılarıyla iyi anlaşamadığı anımsanırsa bu yeni seçimden memnun kaldığı pek söylenemez.
Sert bir çizgisi olduğu bilinen Sinwar’ın her kesimle görüşmeden yana olduğunu açıklaması şaşırtıcı gelebilir. Ama Hamas’ın müzakerelerden hiçbir zaman kaçmadığı, bir örgüt değil “ülke yöneten” bir hükümet olduğu anımsanırsa Sinwar’ın bu tutumunun şaşırtıcı bir yanı yok.
Hamas için değişen bir şey olmayacak ama Sinwar’ın Haniye’den farkı olacaksa ne olacağını anlamamız uzun sürmeyecek.