
Sedat Kaya
Fenerbahçe'nin Rizespor'un elinden nasıl kurtulduğunu açıkladı
Mourinho, Rizespor karşısında cesur bir kumarbaz edasıyla elini masaya koydu. Savunmayı, 40 gündür maç yüzü görmemiş yeni transferler Diego Carlos ve Skriniar’a emanet etti, yanlarına da Levent’i ekleyerek sahaya sürdü. Üçü de birlikte ilk kez oynuyordu. Bu, düpedüz bir kumardı ve az daha çok pahalıya patlayacaktı.
"Kumarı kaybedecek kadar zengin, kazanmayı isteyecek kadar yoksul olanlar oynar" derler. Fenerbahçe, puan tablosunda kaybedecek kadar zengin değil ama kazanmayı isteyecek kadar aç.
Mourinho’nun bu tercihi, poker masasında tüm fişlerini ortaya koyan, ya büyük kazanacak ya da çok şey kaybedecek bir kumarbazın hamlesiydi.
Ve bu hamlenin ne kadar büyük bir risk taşıdığı, daha maçın ilk 13 dakikasında tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı. Çaykur Rizespor, Fenerbahçe kalesine yalnızca iki kez geldi ve her ikisinde de Ali Sowe'nin golleriyle döndü.
Sadece iki atakta, Fenerbahçe savunması adeta dağıldı. Üstelik o anlarda defans hattı eksik yakalanmıştı. Hız kesmeyen Rizespor, Olawoyin’in şutuyla farkı üçe çıkarmaya çok yaklaştı; İrfan Can son anda müthiş bir refleksle topu çıkardı. O top ağlarla buluşsa, tabelada 0-3 yazacak ve maç belki de ilk yarıda kopacaktı.
Ancak Fenerbahçe’nin sorunları sadece savunmayla sınırlı değildi. Orta saha adeta yokları oynuyordu; sahadalar mıydı, değiller miydi belli bile değildi. Sağ kanat deseniz, varlığıyla yokluğu arasındaki farkı kimse anlayamadı.
Baskı kuramayan, pozisyon üretemeyen, golü sadece duran toplara bırakmış bir takım vardı sahada.
Maçın kaderini değiştiren olay ilk yarının son dakikasında yaşandı. Olawoyin’in yaptığı penaltı ve gördüğü kırmızı kart, Fenerbahçe’ye adeta can simidi oldu. Dzeko’nun penaltı golüyle fark bire inerken, Rizespor’un 10 kişi kalması sarı-lacivertlilere ikinci yarıya daha istekli ve agresif başlama fırsatı verdi.
Bir de Tadic'in oyuna girmesiyle Fenerbahçe tüm kozları eline aldı.
Yetmedi Mourinho Talisca'yı da sahaya sürdü. Artık maç tek kaleydi.
Ancak Rizespor’un savunması kadar, direkler de Fenerbahçe’ye direniyordu. Dzeko’nun iki, Oğuz ve Talisca'nın birer şutu direğe çarpıp geri döndü. Tam 4 direk. Sarı-lacivertliler için şanssızlık diz boyuydu, ancak böylesine yoğun bir baskıya hiçbir savunma sonsuza kadar dayanamazdı.
Hele hele Ghezzal'ın kırmızı kart görüp Rizespor'un 9 kişi kalmasının ardından maçın sonucu kaçınılmaz oldu.
Önce Dzeko, sonra En Neysri 3 puanı getiren golleri sıraladılar.
Fenerbahçe 2-0 yenik durumdan 3-2'ye dönüş yaptı ve sonuçta Mourinho'nun kumarı tuttu.
Peki bu riski almaya, Fenerbahçe tribünlerine endişeli dakikalar yaşatmaya, galibiyeti son ana bırakmaya değer miydi.
Ya Rizespor 2-0 öndeyken eksik kalmasaydı.
Sonuç böyle olur muydu?
Mourinho bunları düşünüyordur herhalde