
Sedat Kaya
Fenerbahçe'nin neden elendiğini açıkladı: Bazı gerçekleri yazmak gerekiyor
Yazık oldu.
Hem de çok yazık oldu.
Fenerbahçe Avrupa'da turun kapısından döndü.
Glasgow'da çok iyi oynamasına 2-0 öne geçmesine rağmen penaltılarda elenmekten kurtulamadı.
Oysa normal süreyi ve uzatma dakikalarını Szymanski'nin golleriyle 2-0 önde kapamış, inanılmayacak goller kaçırmıştı.
Hele hele 90. dakikada En Nesyri, öyle bir fırsatı harcamıştı ki, gol olsa maç çoktan bitmiş, Fenerbahçe tur atlamıştı.
Ama olmadı.
Fenerbahçe Tadic gibi, Fred, Mert Hakan gibi usta ayaklarının kaçırdığı penaltılarla elenmekten kurtulamadı.
Bir de Norveçli hakemin freninden.
Bu elenişin nedeni bu geceki maç değil İstanbul'daki ilk karşılaşmadaki o basiretsiz futbol ve alınan 3-1'lik ağır yenilgiydi.
O yenilgi olmasa turu geçen taraf Fenerbahçe olacaktı.
Şimdi bazı gerçekleri yazmak gerekiyor.
Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi’nde kendisinden kat kat düşük bütçeli, orta düzey bir takım olan Glasgow Rangers’a elenişi, sadece futbol sahasında yaşanan bir hüsran değil, aynı zamanda insan doğasının ve kolektif bilincin derinliklerine işleyen bir trajedidir.
Büyük hayallerin, devasa bütçelerin ve yüksek beklentilerin, ilk maçta futbolun yalın gerçeğine çarpıp paramparça olduğu bir an.
Bu mitolojide Goliath’ın devasa gövdesiyle, cesur ama mütevazı David’in sapan taşına yenilişidir. Yalnızca maddi güçle, yalnızca isimle, yalnızca geçmişle kazanılacak bir mücadele olmadığını gösteren bir ibret tablosudur.
Tıpkı tarih boyunca defalarca kez olduğu gibi, tutkuyla örülmüş bir takım ruhu, büyük beklentilerin altında ezilmiş devin kalbine bir hançer gibi saplandı.
Avrupa arenasında iki ayaklı maçların ikisinde de ayakların yere sağlam basacak. Yoksa böyle üzücü bir elenme yaşarsın.
Bu, bir taraftarın gözlerindeki boşluk, bir hayalin yitip gidişi ve futbolun acımasız gerçeğidir.
Mourinho ve oyuncuları bu gece o acı gerçekle yüzleşti.
Fenerbahçe rahat eleyebileceği bir rakibe elendi.
Yazık oldu.