Serpil Yılmaz
En Büyük Bayram En Güçlü Ordu Şovu
Koca bir yıl Atatürk’ün izinde Cumhuriyetin 100’üncü yıl kutlamasını hissetmedik. Takvim yaprakları 29 Ekim’e doğru ilerlerken devletin zirvesindeki “kayıtsızlık”; şirketlerin, sanatçıların, meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının özenle hazırladıkları filmler, etkinliklerle, sosyal sorumluluk projeleriyle aşılmaya çalışıldı.
AKP iktidarının 29 Ekim 2023 kutlama planı nihayet ortaya çıktı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gövde gösterisi ile kutlayacak.
Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk haftalık basın bilgilendirme toplantısında, Cumhuriyetin 100’üncü yıl kutlama programını açıkladı.
Aktürk donanma tarihinin “en büyük” geçit töreni olacağı vurgusu ile duyurduğu programla ilgili şu bilgileri verdi:
“Başta TCG ANADOLU (Türkiye’nin ilk SİHA gemisi) olmak üzere, donanmamızdan 100 geminin katılacağı geçit törenine Türk Yıldızları ve SOLOTÜRK ile birlikte 20 muharip uçağımız da eşlik edecek ve Sayın Cumhurbaşkanımız selamlanacaktır. Geçit töreninde ayrıca 101 pare top atışı da gerçekleştirilecektir.”
Savaştan yeni çıkan Türk ulusu, Cumhuriyet’in kurucusu Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, “iktisadi devlet” modeli üzerine inşa edilmişti.
Anadolu topraklarını işgal eden emperyalistlerin paylaşım savaşı Lozan Anlaşması ile sonlanmış; savaşan taraflar ekonomilerini bugün olduğu gibi “silahlarla değil”, “üretimle” güçlendirmeye odaklanmışlardı.
Genç Cumhuriyet cephe gerisinde süren finansal işgali sonlandıran ekonomi politikasını inşa etti. 1924-1938 yılları arasında yani 14 yılda 46 fabrika kurdu, temeller attı.
Dün Habertürk muhabiri Özlem Karslı Çetiner’in Mustafa Özler’le yapılan TV röportajını izledim. Özler, Cumhuriyet’in 10’nuncu yılı kutlamalarında Uşak’ın ilk fotoğrafçısı merhum babası Hüsnü Kazım Özler’in çektiği, “Cümhuriyeti Biz Böyle Kazandık” pankartının öyküsünü anlatıyordu.
1928 yılında Latin alfabesine geçilen “Harf Devrimi” henüz Anadolu’da tam yayılmamış olsa gerek, pankartta Cumhuriyet kelimesinin “u” su, “ü” olarak yazılmış.
Atatürk’ün Cumhuriyet’in 10’nuncu yılında “En büyük bayramdır bu bayram” sözleriyle 1933 yılında ilan ettiği ilan ettiği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın o simge fotoğrafını gözlerinizin önüne getirmelisiniz.
Önde siyah ceketli, simokin içine giyilen gömleği ile kravatlı adam dönemin Uşak Belediye Başkanı Orhan Kamil Kabalak. Yanında koyunlarında havan topu mermisi taşıyan köylü kadınlar, öğretmenler, arkada pancar yüklü bir traktörün tepesine oturmuş çiftçiler. Tören alanındalar…
Bu ünlü fotoğrafın tarihlenme öyküsünü; yapımcı, oyuncu, senarist ve yazar Gülse Birsel’in 2015 yılında yayımlanan “Uşaklı bir ailenin hikâyesi... Benim ailemin...” başlıklı yazısından okumuştuk.
Tek bir fotoğraf karesi bize; 7 düvele karşı “bağımsızlık” mücadelesi veren yoksul halkın Cumhuriyet ile karanlıktan aydınlığa çıkışını anlatıyor.
1923 yılının Türkiye’si, 11 milyonu köylerde yaşayan 13 milyon nüfuslu yoksul bir ülke. 40 bin köyün 37 bininde okul yok. Ama ne var; halkın kulluğa ve köleliğe isyanı…
Cepheden döner dönmez postallarını çıkaran Kazım Karabekir, Asım ve Fevzi Çakmak Paşalar, Anadolu’nun dört bir yanından sanayici, tüccar, sanatçı, işçi kesiminden 1135 delegelerin katılımı ile 16 gün süren İzmir İktisat Kongresi’ni topluyorlar.
Atatürk’ün liderliğinde toplanan kongreye İktisat Vekili Mahmut Esat Bey Bozkurt başkanlık ediyor.
17 Şubat 1923 tarihinde yani Cumhuriyet’in ilanından 8.5 ay önce Rus Büyükelçisi Aralof ve Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilof'un katılımları ile düzenlenen kongre, ülkenin ekonomik, siyasi ve toplumsal hedeflerini belirliyor.
Sanatta, sanayide, tarımda, finansta, bilimde ilerleyecek “iktisadi devlet modeli” nin temelleri atılıyor.
Atatürk, kongrenin açılış konuşmasında ekonomik zaferlerle taçlandırılmamışsa, siyasi ve askeri zaferlerin devamlı olamayacağını vurgulayarak, şunları söylüyor:
“Yeni Türkiye’mizi layık olduğumuz düzeye eriştirebilmemiz için mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız çünkü zamanımız tamamen bir ekonomi devresinden başka bir şey değildir. Ekonomi demek, her şey demektir, yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, çalışma demektir, her şey demektir.”
Cumhuriyet’in 100’üncü yıl kutlamasında en anlamlı bulduğum proje, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 15-21 Mart 2023 tarihleri arasında “Geleceğin Türkiyesi’ni inşa ediyoruz” sloganıyla düzenlediği İkinci Yüzyılda İzmir İktisat Kongresi’ydi.
“Türkiye İktisat Kongresi” kitabının yazarı iktisat tarihçisi Dr. Serdar Şahikaya kongredeki sunumunda, 1923 İktisat Kongresi tutanaklarının İzmir dönüşü Kazım Karabekir’e teslim edildiği ve sonrasında bunlara ulaşılamadığını söyledi.
Yerli ve yabancı çok sayıda uzman konuşmacının sunumlarının izlendiği kongre, 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi öncesi kurulan “Millet İttifakı” nı kuran partilerin genel başkanları 19 Mart tarihli oturuma katıldılar; bir eksikle…
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener İzmir’e gelmedi.
Atatürk, İzmir İktisat Kongresi’nden 15 gün önce kadın delegelerle “Kadın ve İktisat Kongresi” düzenlemiş ve yeni Cumhuriyet’in “toplumsal cinsiyet eşitliği” ile tanışmasını sağlamıştı. Latife Hanım’la evliliğe adım attığı günün ertesinde, 2 Şubat 1923’de…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de 100 yıl sonra aynı tarihte, ülke çapında örgütlenen sivil toplum ve iş dünyası kuruluşlarının çatı örgütü TÜRKONFED’in katkılarıyla, Tüpraş'ın tema sponsoru olduğu “Kadın ve İktisat Kongresi” düzenledi.
Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkan işçi, sanayici, esnaf, çiftçi örgütlenmelerinden gelen kadın temsilcilerin gün boyu dile getirdikleri öneriler, 2023 İzmir İktisat Kongresi sonuç bildirgesinde yer buldu.
Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, kadınların özgür bireyler olarak konumlandığı laik, demokratik hukuk devletinin çimentosu.
İsrail’de Netanyahu hükümeti de, İslamcı Filistin halkını temsil eden Hamas da radikal dinci örgütlenmeler. Tevrat’tan alıntı yaparak “Yeşaya kehanetini göreceğiz” diyen Netanyahu, Filistin halkına benzeri görülmemiş bir kıyım yapıyor. İsrail’in ölüm taburları, masum sivillere nefes aldırmıyor, dünya izliyor.
100 yıl önce Atatürk Orta Doğu’nun yumuşak karnının “din siyaseti” olduğunu gördü; şeyhlerin, kralların dünyasına set çekti.
O nedenle Gazze yasımız kadar; bizi Orta Doğu bataklığından koruyan laik Cumhuriyet’e inancımız da büyük.