Danıştay: İmamoğlu ihaleden suçlanamaz

Bakmayın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında ihaleye fesat karıştırmaktan dava açıldığına.

Varsa eğer bir fesat…

İhaleye değil, adalete karıştırılıyor asıl.

Ve İmamoğlu, mağduru ve müştekisi sayılması gereken davada sanık sıfatı taşıyorsa bu fesat, kanserli bir hücre misali demokratik düzene sıçramış demektir.

Yoksa ne diye…

Beylikdüzü Belediyesi’nde 2015 yılındaki ihale hakkında teftiş başlatmak için İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olması beklensin?

İçişleri Bakanlığı, İmamoğlu’nun seçimi kazanmasından bir yıl sonra, 2020’de, Beylikdüzü Belediyesi’ndeki altı ihaleye ilişkin İmamoğlu’nun da aralarında olduğu belediye görevlileri hakkında soruşturma izni verdi.

İmamoğlu’na yönelik suçlama, ne ihaleden rant elde etmek, ne de zimmete para geçirmek.

Suçlama şu şekilde:

“Üst yönetici olarak gözetim ve denetim görevini gereği gibi yerine getirmeyerek, ihaledeki usulsüzlüğün tespitini sağlamamak, görevlerini ihmal edenler hakkında işlem yapmamak veya yaptırmamak.”

Hiçbir ihalede imzası ve onayı yok

İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, soruşturma iznine itirazda bulundu.

Danıştay 1. Dairesi’nin 20 Ekim 2020’de oyçokluğuyla verdiği kararda, İmamoğlu’unun hiçbir ihalede harcama yetkilisi olmadığı ifade edilerek, şöyle denildi:

“İhalelere ait belgelerde imzası olmayan, belgelerin düzenlenmesine katkısı tespit edilmeyen, ihalelerle ilgili süreçte talimat verdiğine ya da dolaylı da olsa yönlendirmede bulunduğuna dair delil olmayan belediye başkanına cezai sorumluluk yüklenemeyeceği…”

Belediye Kanunu’nun 38. maddesinin başkana yalnızca hukuki sorumluluk verdiği belirtilerek, “Bu düzenlemelerin ceza hukuku açısından sorumluluk doğuracak nitelikte genişletilerek ve yorumlanarak uygulanmasının mümkün olmadığı” kaydedildi.

İçişleri Bakanlığı’nın beş ihale için soruşturma izni vermesine ilişkin kararı doğrudan kaldırıldı.

Kamu zararı olmadığı halde…

Ancak Danıştay, beş ihale ile benzer nitelikteki dördüncü ihale için akıl almaz bir yöntem benimsedi.

İlkin ihalenin içeriğini aktarayım.

Beylikdüzü Belediyesi 2015’te ‘Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi’ ihalesine çıktı. Şartnameye göre yüklenicinin TURSAB (A) Seyahat Acentası İşletme Belgesi sahibi olması gerekiyordu.

İddia o ki…

İhaleyi alan ‘Elapro’ adlı şirket kendi yerine ‘Efege Tur Turizm

adına belge verdi. Ve belge işe başlama tarihinden iki ay sonrasına aitti.

Buna rağmen şirkete ceza uygulanmadığı; ihalenin, şartnamede belirtilen niteliklere sahip olmayan bir şirket lehine sonuçlandırıldığı ileri sürüldü.

Bu, birinci eylem olarak gösteriliyor.

İkinci eyleme gelirsek:

Teklif edilen bedelin yüzde 50’sinden az olmamak üzere ihale konusu veya benzer işlere ilişkin iş deneyimi gösteren belgelerin sunulması gerekiyor.

Elapro’nun teklif zarfında belgeye rastlanmadığı savunuluyor. Sanık avukatları ise Elapro’nun sözleşme ve faturalar sunduğunu belirtiyor.

İddianamede bu iki işlemin Beylikdüzü Belediyesi’ne ne kadar maddi zarar verdiği belirtilmiyor. Çünkü bir kamu zararı bulunmuyor. Oysa ihaleye fesat karıştırmaktan söz etmek için zararının doğmuş olması gerekiyor. Ancak İmamoğlu’nu suçlamak için acınası bir yöntem izleniyor.

Elapro ile imzalanan sözleşmeden üç yıl sonra asgari ücretlere gelen zamdan ötürü değişen maliyetler için ek sözleşme yapılıyor.

Fark ne kadar?

Altı üstü 250.086,50 TL!

Bu eylemin ihaleye fesat karıştırma kapsamına girdiği, savcılık tarafından doğrudan soruşturulması gerektiği ifade edildi.

Bu nedenle İmamoğlu ve altı belediye görevlisi için soruşturma izni verilmesine ilişkin karar kaldırılırken, dosya savcılığa gönderildi.

Üye hakim de karşı çıktı

Karara üye hakim Mevlüt Atbaş itiraz etti. Atbaş, İmamoğlu’na isnat edilen suçların üst yönetici olarak denetim ve gözetim görevini yerine getirmeyerek, usulsüzlüğün tespitini sağlamamak ve görevlerini ihmal edenlere işlem yapmamak anlamına geldiğini kaydediyor. Bu suçun görevi kötüye kullanmak kapsamına girdiğini, ihaleye fesat karıştırma ve suça iştirakle bir ilgisinin bulunmadığını kaydediyor.

Atbaş, İçişleri Bakanlığının soruşturma izni verilmesine ilişkin kararının Danıştay 1. Dairesi tarafından kaldırıldığını vurguluyor.

Görev sebebiyle verilen soruşturma izinlerinin kaldırılmasıyla bu suçlar için ceza soruşturması yapılamayacağını ve savcılıklarca tesis edilecek bir işlemin olmadığını kaydediyor. Atbaş, “Soruşturma izni kaldırılan bir kararın savcılığa gönderilmesi yasal düzenlemeye aykırıdır” diyor.

Diyor ancak…

Savcılık bildiğini okuyor.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı bu dosyayı bilirkişiye verdi. Bilirkişi 4 Temmuz 2022’de savcılığa sunduğu raporunda, ihaleye fesat karıştırıldığını, kamunun 250.086,50 TL zarara uğratıldığını ileri sürdü.

Savcılık bu rapor doğrultusunda İmamoğlu ve altı belediyeciye ihaleye fesat karıştırmak suçundan üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. İddianamede, İmamoğlu’nun üst yönetici olarak denetim ve gözetim görevlerini yerine getirmediği iddia ediliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi