CHP’li Seçmen Vazgeçerse!..

CHP Genel Başkanı Murat Yetkin’e konuşmuş (YetkinReport)… Özetin özeti demiş ki; ‘vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz.’

Kılıçdaroğlu vazgeçmeyebilir… CHP yönetimi vazgeçmeye bilir… Muhalefet partileri vazgeçmeye bilir…

Mesele bu değil mesele daha büyük…

Mesele CHP’li seçmenin vazgeçip geçmediği…

Mesele muhalif seçmenin CHP’yi umut ışığı olarak görüp/görmediği…

Mesele muhalif seçmenin muhalefetten umudunu kesip/ kesmediği…

Kılıçdaroğlu istediği kadar vazgeçmesin CHP’li seçmen vazgeçerse!

Vazgeçmişse!...

Otobüste, trende, metroda her gün onlarca kişi ile konuşuyorum. Daha doğrusu onlarca kişi yolumu kesip derdini anlatıyor.

Hepsi bu yönetimden şikayetçi…

Hepsi Erdoğan’ın kötü yönetimin bedelini halka ödettiğine inanıyor…

Hepsi Türkiye’nin bu yönetimle düzlüğe çıkamayacağını söylüyor…

Hepsi hayattın ağırlığı altında ezilmiş halde…

Hepsi yorgun, bitkin, bezgin…

Ama hepsi muhalefetin bu halinden de şikayet ediyor…

Ama hepsi muhalefetin seçimden sonraki hali için ‘perişanlık’ diyor…

Ama hepsi yerel seçimde sandığa gitmeyeceğini söylüyor…

Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi bunun farkında değil galiba… Duygusal kopuşun boyutu çok fazla.

Hayal kırıklığıyla açıklanmayacak düzeyde. Kızgınlığın ötesinde, öfke var.

Ece Temelkuran Oksijen gazetesindeki yazısında bu hali çok iyi adlandırdı; politik evsizlik dedi…

Şöyle açıkladı: Politik evsizlik yorgunluk değil, onun çok ötesinde vazgeçme halidir.

Kılıçdaroğlu vazgeçmedik diyor ama seçmeninin hatırı sayılır kısmı vazgeçmiş. Çek kuyruğunu gitsin, ne olacaksa olsun diyor…

Bu duygu geçmeden, bu vazgeçme hali bertaraf edilmeden muhalefet ağzınla kuş tutsa seçmenin öfkeli kısmını sandığa götüremez…

CHP büyük bir değişime imza atmazsa muhalif seçmenle barışması imkansız gibi.

Kılıçdaroğlu iyi insan, dürüst insan, demokrasiyi içselleştirmiş siyasetçi, batı standartlarında siyasetçi…

Bunu AKP’li olsun, MHP’li olsun, İyi partili olsun herkes kabul ediyor…

Ama küçük bir fark var… CHP’li seçmen batı standartlarında siyasetçi olduğunu göstermenin zamanı geldi diyor. Defalarca yazdım defalarca Halk TV ekranında anlattım.

İngiltere’de, Almanya’da, Fransa’da, komşumuz Yunanistan’da bile yenilen gidiyor. Hele hele halka büyük hayal kırıklığı yaşatan bir gece bile kalmıyor.

Kılıçdaroğlu halkla iç içe olduğunu söylüyor, ama bence değil. Halkımız saygılıdır, devlet adamlarına hürmetkardır. Kimse çıkıp Kılıçdaroğlu’nun yüzüne ‘yeter’ demez.

Bu sebeple Kılıçdaroğlu halkın içine girse bile halkın içinde değildir…

Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi ‘zamanla öfke geçer, insanlar aklı selime gelir’ diye düşünüyor ama öyle değil.

Seçimden sonra muhalefettin birbirine girmesi…

Seçimden sonra birbirlerini suçlamaları…

Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu daha çok önemsediği izlenimi vermesi…

Öfkeyi büyüttü, sele dönüştürdü…

İnanmayan CHP yöneticisi varsa, şöyle bir tur atsın halkın sesine kulak versin. Bakalım ne diyorlar?

İnsanlar hayat pahalılığı altında eziliyor…

İnsanlar yarınını göremiyor…

İmkanı olan fırsatını bulan göç etmek istiyor…

Ama aynı kişiler muhalefetin ipine de sarılmıyor…

Ama aynı kişiler CHP’yi kurtuluş gemisi olarak görmüyor…

Neden?

Kılıçdaroğlu ve ekibi Kurultay’a kadar bu soruya yanıt bulmak zorunda…

Aksi halde!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi