Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

Bir gün tepemize yağabilir! Gökyüzü nükleer füze dolu

Tabii en çok Kuzey Kore’nin adı geçiyor balistik füze denemeleri deyince. Ne var ki bu hem gerçeği tam olarak yansıtmıyor hem de başta ABD olmak üzere birçok saldırgan gücün yapıp ettiklerini gizlemiş oluyor.

Kuzey Kore’nin sıklıkla nükleer başlıklı füzeler denediği de tabii ki doğru. Örneğin dün uçuş sırasında sonradan başarısız olduğu duyurulan kıtalalararası bir balistik füze daha fırlattı. Hindistan da yine dün ikinci aşama Balistik Füze Savunma Sistemi (BMD) önleyicisi "AD-1" füzesini test ettiğini duyurdu.

Yani neredeyse her günümüz füze denemelerine tanık olmakla geçiyor. Hepsi de balistik silahlara sahip ABD, Rusya, İngiltere, Çin, Fransa, Kuzey Kore, Hindistan gibi ülkeler, birbirlerine güç göstermek için de sık sık bu denemeleri yapıyorlar. Tabii ki berbat bir durum. Gün gelip birbirlerine karşı kullanırlar mı diye korkulmakta haliyle. Arada halklar kaynayacak çünkü.

Bir 13. yüzyıl icadı

Savaş kıyım makineleri arasında en son teknolojiyi temsil ediyorsa da, nükleer, kimyasal ya da biyolojik başlıklar taşıyabilen uzun menzilli güdümlü/güdümsüz bu füzelerin en ilkel örnekleri 13. yüzyıla kadar gider. Tarihçiler 14. yüzyılda Ming Hanedanı dönemindeki Çin Donanması’nın Huolongchushui adlı bir ilkel balistik füze kullandığını buldular çünkü yıllar önce. Yani herhalde barutla yapılan bir türdür bu, başka nasıl olabilir?

Çağımızda kullanılan balistik füzelerin öncüsüsü ise Nazi Almanyasınca 1930-40’larda üretilen A4 füzesidir bilindiği gibi. Babası da Vernher Von Braun’dur. Tüm kaynaklarda yazılıdır; ilk kez 3 Ekim 1942’de fırlatılan bir füzedir bu. Hitler delisi 6 Eylül 1944’de önce Paris’e fırlatmıştı bu füzelerden, ardından da Londra’ya. Denir ki, Nazi Almanyası İkinci Dünya Savaşı sırasında 3 binden fazla A4 balistik füzesi kullanmıştır düşmanlarına. Savaşın bitişinden kısa bir süre sonra Sovyetler Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri de nerdeyse dünyanın öbür ucuna ulaşabilen Kıtalararası Balistik Füzeler (ICBM'ler) tasarladı.

Wernher von Braun ile ekibi Paperclip adı verilen bir operasyonla ABD’ye götürülmüştü bu arada. NASA uzay programı için olanlar da dahil olmak üzere füzelerle roketler tasarlamak üzere çalıştılar burada uzun süre. Filmlere de konu olmuştur hikayeleri.

Elbette çok ciddi bir tehlikedir insanlık için bu füzeler. Nasıl olmasın ki neredeyse tamamı nükleer savaş başlığı taşıyor. Yıkıcılığı ise korkunç. İkinci Dünya Savaşı sırasında Hiroşima'ya atılan atom bombasından yüzlerce kat daha fazla yıkıcı hem de. 2018’deydi, oturup hesapladılar, dünyayı yok etmek için 100 nükleer bomba yeterliymiş. Oysa dünyada hem de kullanıma hazır halde 13 bin 80 nükleer savaş başlığı var. Felaketin kıyısındayız yani.

ABD bile durduramaz

Nasıl durdurulabileceği ise bilinmiyor. ABD’nin bile kendisine yönelik balistik füze saldırısını engelleyemeyeceği belirtiliyor. Amerikan Fizik Derneği’nin yakınlarda açıklanan bir araştırmasının sonucuna göre ABD sınırlı bir nükleer saldırıya bile karşı koyacak güce sahip değil. Önümüzdeki 15 yıl içinde de olacak gibi görülmüyor. Buna karşın başka toprakları mahvedecek en büyük tahrip gücüne sahip nükleer füzeler ABD’de var. Bunlar 1950’lerden beri varlığı bilinen LGM-30 Minuteman III füzeleridir.

Yani hangi ülke denerse denesin okuduğumuz, duyduğumuz nükleer deneme testleri haberlerini kanıksıyor olmayalım. Sadece bir haber konusu değil çünkü yaşananlar.

Uzağımızda olduğunu düşünen varsa yanılır. Yanımız yöremiz, yeryüzü, gökyüzü nükleer başlıklı füzelerle dolu. Dünyada nükleere karşı her türlü mücadelenin yanında olmalıyız bu yüzden. En azından “oturup beklemiş” olmayız. Belki durdurabiliriz de.

Evinin bodrumuna güvenmesin kimse.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi