Ayşenur Arslan
Bir ben bir Putin
Önce son haber: Duruşma günüm belli oldu. 11 Mart 2025 günü hakim karşısındayım.
Tensip Zaptı’na göre, o zamana kadar ilgili yerlere “HTŞ, FEC, EL KAiDE, DEAŞ, PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İLGİLİ OLARAK İŞLEM KAYDIMIN OLUP OLMADIĞI” araştırılacakmış.
Doğrusunu isterseniz, mesela HTŞ konusunda olumlu görüş belirtmem bu süreçte lehime olur mu bilemiyorum.
Ya da Colani’yi ne kadar beğendiğimi yazmamın!!!
Arada durup “saçmalama” diyor muyum kendime? Diyorum!
Bu memlekette latifenin / humour denilen takıntının tehlikeli ve yasak olduğunu ne zaman öğreneceğim!!!
*. *. *
Demişken:
Aşağıdaki görsel 6 yıl öncesinden. Muhtemelen hatırlarsınız. Şakanın Şahikası gibiydi. Ünlü Alman dergisi DerSpiegel, kapağına dünyadan 4 lideri taşımıştı: Erdoğan, Putin, Trump ve JinPing.. Ortak özelliklerini de “yeni dünyayı işte bu liderler kuracak” diye ifade etmişti.
Sabah’ın küçük kardeşi Takvim Gazetesi kapağı “iftiharla” manşetine taşımıştı. Takvim’e göre, Almanya’nın etkili dergisi, Merkel’i değil de Erdoğan’ı seçmiş ve yeni dünya düzeninin 4 lideri arasında göstermişti.
O sırada seçim turunda olan Erdoğan da Kocaeli mitinginde aynı şekilde “gururla” duyurmuştu:
"Almanların bir dergisi var, kapağa 4 resim koymuş bir tanesi de benim. 'Dünyayı şekillendiren liderler' demiş. Elhamdülillah. Bu milletin evladı olarak bu hizmeti son nefesimize kadar devam ettireceğiz”
Şaka gibiydi gerçekten de her şey!
Hadi diyelim ki Almanca bilen yoktu da içerdeki yazıyı okuyan olmamıştı. Ama Der Spiegel’in kapak kompozisyonun altına yazılan “AUTOKRATEN” sözcüğünü farkeden de mi yoktu.
Sözcüğün otokrat demek olduğunu anlamak için kaç fırın ekmek lazımdı!!!!
O kapak ilkti belki ama son olmadı.
Amerikan, Fransız, İtalyan dergilerinde.. ve neredeyse istisnasız Putin’le birlikte yer aldı Erdoğan.
*. *. *
Der Spiegel vakasında Saray ekibi fena coslamıştı! Sonrasında uyandılar ve aslında Spiegel’den farklı olmayan yorum ve görselleri kınamaya, lanetlemeye başladılar.
Elbette o açıklamaların hiç birinde “yahu siz ne diyorsunuz, ne otokratı?” Diyen olmadı.
“Otokrat dediğin tüm gücü ve yetkiyi elinde toplar.. Bir türlü de gitmek bilmez.. Liderimizi bununla mı suçluyorsunuz” diye itiraz eden de çıkmadı.
Sonra.. Bundan sadece birkaç gün önce, Erdoğan bize o polemiği hatırlattı. Yine “İFTİHARLA”:
“Dünyada liderler arasında zaten iki kişi kaldık. Şu anda bir ben varım bir de Vladimir Putin var. Bunu ben olduğum için söylemiyorum, vakayı söylüyorum. 22 yıl bu fakirin görev süresi var. Nerede ise bir o kadar da sayın Putin'in var. Diğerlerinin hepsi elemine oldu.”
*. *. *
Gerçi Trump ya da Çin Devlet Başkanı için “elimine oldu” demek fazlasıyla iddialı, hatta saçma! Ancak “otokrat” dendiğinde “elhamdülillah” diye karşılık vermekten daha makul!
Tabii bu arada otokratlığın karşılığını.. Kademelerini.. Diktatörlükle ortak kümesini konuşup tartışmak da lazım. Öyle değil mi!
Bunlar bu yazının konusu değil.
Hatta belki yazı konusu değil.
Yine de çok merak ediyorsanız, girin YouTube’a.. Sevgili arkadaşım Emin Çapa’nın “SİZ DE BİR DİKTATÖR OLABİLİRSİNİZ” kitabına dair yayınını izleyin.