
Mustafa K. Erdemol
Beyaz Saray’daki tartışmanın özü
“Sana diyorum Zelenskiy avrupa sen anla”
Putin olsaydı ancak bu kadar aşağılayabilirdi Volodomir Zelenskiy’i. Ama onun yerine bunu “Beyaz Saray Rusu” Donald Trump yaptı. Başkan Trump ile sevimsizlikte ondan geri kalmayan Başkan Yardımcısı J.D. Vance arasında Beyaz Saray’da yaşanan kavga her açıdan tarihe geçecek önemde tabii ki. Konuğa karşı kibir, kabalık, tehdit ne aranırsa var çünkü.
Tartışmanın nedeninin Zelensky’nin ateşkesi ısrarla reddetmesi olduğu düşünülürse Trump kızmakta haklı olabilir ama bu yine de kabalaşmasına gerekçe olamaz. Sevin ya da sevmeyin ülkesini temsilen orada olan biri Zelenskiy. Emperyal güçlere bel bağlamasının sonuçlarıdır aslında karşılaştığı muamele. Ama hakkı teslim edilmeli; ezilmedi sevimsiz ikilinin karşısında bence. Trump ile Vance’ın ana dilleri, kendisinin de İkinci dili olan İngilizcesiyle gayet başa çıkabildi muhataplarıyla.
Trump Zelenskiy’e “elinde kullanacağın kart yok” derken söylediğinin doğru olduğundan çok emindi. Oysa, Soğuk Savaş sona erdiğinde 1900 nükleer savaş başlığı olan Ukrayna bugün de dünyadaki en büyük stoklara sahip. Bundan daha iyi “kart” olabilir mi?
Başkaları ne der bilemem ama ben Putin-Trump flörtünün dünya için pek hayra alamet olmadığını, iki gücün, birbirlerine rakip olmak yerine, ortak olmayı seçtiklerini, bu ortaklıgın giderek Çin karşıtı bir eksene evrileceğine inananlardanım. Trump işte bu ortaklığın gereğini yerine getiriyor. Ukrayna savaşı yüzünden batıdan tecrit edildiği, Avrupa kentlerindeki Rus orkestra şeflerinin, sporcularının işlerinden atıldığı,hatta İtalya’da bir üniversiteninin Tolstoy’un eserlerini okutmama kararı aldığı anımsanırsa Rusya’nın Trump’ın desteğinden memnun olması da anlaşılabilir.
Trump, Zelenskiy’e Eylül 2022'de Rusya tarafından işgal edilen Luhansk, Donetsk, Kherson ile Zaporijya bölgeleri üzerinde hak iddia etmemesini önerirken, Putin’inkine benzer biçimde Grönland’ı ele geçirmek için askeri seçenek ihtimalini de dile getiriyordu. Birbirlerini anlıyorlar yani. Kurdukları ortaklık paylaşıma dönüktür. Tehlikelidir.
Trump Zelenskiy şahsında aslında Avrupa’yı azarladı gerçekte. Kendi çıkarları için Ukrayna’yı -Biden Amerikasıyla birlikte - kışkırtan Avrupa da Trump’ın Zelenskiy’e yönelttiği “üçüncü dünya savaşı çıkartmak istiyorsun” suçlamasından payını almış oldu.
ABD Başkanı’nın Rusya-Ukrayna savaşını bitirme isteği barışa inanmasıyla değil ABD çıkarlarıyla bağlantılı. Çünkü Trump Ukrayna'nın değerli madenlerinden ABD’ye pay veren, ülkenin savaş sonrası yeniden inşası için ABD finansmanını güvence altına alan, iki ülkeyi önümüzdeki yıllarda birbirine sıkı sıkıya bağlayacak, dönüm noktası niteliğindeki bir ekonomik anlaşmayı imzalamak istiyordu. Böyle bir anlaşmanın hayata geçmesi için “barış”a ihtiyacı vardı elbette. Putin’in de içine girdiği “Ukrayna bataklığı”ndan çıkması için bir fırsattı bu.
Ukrayna’nın reelpolitiğin farkına varamayarak kurduğu NATO hayali, Rusya’nın Avrupa’daki rakiplerine duyduğu güven ile Rusya’yı zayıflatma çabası savaşın çıkmasının nedeni. Ukrayna’nın bölgede emperyal aktörlerin oyuncağı olduğu da bir gerçek. Ama tüm bunlar başka konular. Diplomatik dilin, tartışmanın ortadan kalktığı bir döneme giriliyor. Çarpıcı olan bu.
Trump ile Vance’ın Zelenskiy’e üstten bakan tavırları sadece onunla sınırlı kalmayabilir. Başkalarına da aynısını yapacaklarına kuşku yok. Daha önce R.T.Erdoğan’a rezil içerikli bir mektup yazan Trump artık bundan böyle diplomatik dil yerine “vulgarize” dili daha sık kullanacak, öyle anlaşılıyor.
Şu bir gerçek ki Başkan sadece otoriter eğilimi olan liderleri seviyor. Hatta onlara hayranlık duyuyor;Bolsonaro’ya, Orban’a, Putin’e. Dilinin ayarsızlığı tüm bu liderlerinkini andırıyor.
Zayıf gördüklerine gelince.. onlara, Zelenskiy’e yaptığı gibi, bağırıp, çağırıyor.
İktidar olup da aslında çapsız olan tüm liderlerin yaptığı gibi yani..