
Sedat Kaya
Beşiktaş mucizesinin kahramanını açıkladı: Galatasaray ne yapsa durduramadı
Hayat, çoğu zaman bir derbidir. Bir yanıyla tutku, diğer yanıyla inat. Umutla hırsın, cesaretle tereddüdün, sevdayla öfkenin karşı karşıya geldiği bir kadim sahne… Beşiktaş ile Galatasaray’ın buluşması, sadece iki ezeli rakibin mücadelesi değildi. Aynı zamanda insan ruhunun aynasında yansıyan bir varoluş sınavıydı. İki yakası bir araya gelmeyen bu şehirde, sanki her şeyin anlamı bu 90 dakikaya sıkışmıştı.
Galatasaray, şampiyonluk umuduyla çıktığı sahada geleceğe tutunmak ister gibiydi. Beşiktaş ise üçüncülük mücadelesiyle geçmişin gururunu ve bugünün inatçılığını taşıyordu. Bu yüzden bu derbi, bir oyundan fazlasıydı; insanın içindeki çatışmaların, arzuların ve sınavların sahnelendiği bir tiyatroydu adeta.
İlk yarının sonunda skor tabelası 1-1’i gösterse de, oyunun hakimi Beşiktaş’tı. Siyah beyazlılar, orta sahada kurdukları baskıyla Galatasaray’ı zorda bıraktı. Özellikle Muçi ve Rafa Silva’nın öne çıktığı dakikalarda, rakip kaleye yapılan akınlar birer metafora dönüşüyordu.
Rafa Silva'nın 24. dakikada attığı gol, yalnızca bir sayı değil, estetiğin ve zekanın vücut bulmuş haliydi. Sol kanattan taşıdığı topu Davinson Sanchez’e attığı çalımla taçlandırdı, ardından filelere gönderdiği vuruşla bir sanat eseri sundu.
Beşiktaş öne geçtikten sonra inancını baskıya çevirdi. Muçi’nin kaçırdığı fırsatlar, oyunun akışında kaderin ince dokunuşlarıydı. 37. dakikada Frankowski’nin kırmızı kart görmesiyle Galatasaray eksildi. Ama derbiler, eksiklikleri örtbas edebilecek ustalıkları da içinde taşır.
O usta Torreira'ydı. Uruguaylı yıldız 44. dakikada uzaklardan gönderdiği muazzam şutla skoru eşitledi. O an, bir yıldızın karanlıktan doğması gibiydi. Kaleci Mert çaresizdi; çünkü bazı anlar sadece güzelliğe teslim olunarak izlenir.
İki yıldızın karşılıklı iki süper golü, ilk yarıda futbol adına iki süper güzellikti.
İkinci yarıda Beşiktaş, Galatasaray'ın 10 kişi kalmasından yararlanarak daha çok rakip kaleye inmeye başladı.
Ve bu baskı 66.dakikada Gedson Fernandez'in Beşiktaş'ı tekrar öne geçiren golünü getirdi:2-1
Bu golden sonra Galatasaray biraz canlanır gibi olsa da, beraberliği sağlayacak beceriden çok uzaktı.
Son dakikada Semih'in kırmızı kartıyla Beşiktaş 10 kişi kaldı ama Galatasaray adına iş işten geçmişti.
Sonunda derbiyi hakkıyla kazanan takım Beşiktaş oldu.
Sadece skorda değil, istatistiklerde de Galatasaray'dan çok üstündü.
Böylece Beşiktaş 3'ncülük şansına inat ve hırsla tutunurken, Galatasaray hem namaglup ünvanını yitirdi, hem şampiyonluk yolunda cepten yedi.
Bu maçı izleyen bir üçüncü göz daha vardı: Kadıköy.
Fenerbahçe, kendi kaderine hükmedemediği bir haftada, bu derbinin sonucuna tutunmuştu. Beşiktaş'ın galibiyetine en az Beşiktaşlılar kadar sevindi.