Baltayı Alevilerin ve Kürtlerin Boynuna Asacaklar!

“Altılı masa”, Türkiye’nin siyasi tarihindeki “en büyük hatalardan biri” sıfatıyla tarihteki yerini aldı. Seçimden sonraki her yeni gün bu acı gerçeği tekrar tekrar doğruluyor. “Hata” tanımı, seçimin kaybedilmesinden ziyade masadaki liderlerin samimiyetsiz, güvensiz ve gayesiz bir şekilde toplanarak aylarca rol yapmış olmalarındandır. Masadakilerin bugün birbirlerine ve partilerine dair sarf ettiği her söz, AKP seçmenini “haklı” çıkarıyor. Muhalefetin seçimi kazanamaması onlara oy verenler için bile büyük bir teselliye dönüştü. İşte bu vahim sonuçları nedeniyle altılı masadaki hiçbir siyasetçinin Türkiye’nin geleceğinde yeri olmamalıdır. Hep birlikte CHP’nin Mart 2019 yerel seçimlerinde elde edilen başarıyı hoyratça harcadıkları gibi Mart 2024’teki yerel seçimleri de ateşe attılar.

Özgür Özel’in ‘mezhep’ imtihanı

Bu başarısızlığın bedelini ödeten CHP Kongresi, Kemal Kılıçdaroğlu’nu genel başkanlık koltuğundan indirip asayı Özgür Özel’e verdiğinden beri zaten partide sular durulmuyordu. Fakat yerel seçimler için adayların açıklanmaya başlamasıyla çırpınan sular fırtınaya dönüştü. CHP tarihinin en zorlu virajlardan birine doğru yol alan Özel, insanın yazmaya bile utandığı korkunç bir “mezhep” kavgasının içinden geçiyor. Kendisi üç dönemdir Ataşehir Belediye Başkanlığı, eşi de dört dönemdir milletvekilliği yapan Battal İlgezdi’nin (yeniden aday olamayınca) “Partide Alevi ve Kürt kıyımı var” demesiyle kavga tamamen su yüzüne çıktı. İlgezdi’nin yerine aday gösterilen Onursal Adıgüzel de Alevi olduğu halde dile getirilen böylesi çirkin bir suçlamanın “rant” kaygısından başka bir nedeni olabilir mi? İlgezdi’nin ardından Çankaya’daki 22 aday adayının genel merkeze verdiği ültimatom duyuldu. Hatay, İzmir, Etimesgut, Çiğli derken her an yeni bir ilden veya ilçeden aday gösterilmeyenlerin isyan çığlıkları yükseliyor. Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın, Tunç Soyer’in yerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterileceği anlaşılınca, Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerden Eren Erdem, hiç vakit kaybetmeden sosyal medya üzerinden Tugay hakkında bir yolsuzluk iddiasını gündeme taşıdı.

Bizden misin, değil misin?

Anlaşılan, -yazar Levent Gültekin’in adını koyduğu- “siyasal Alevicilik” de tıpkı “siyasal İslamcılık” gibi kendi normlarını belirlemiş. Malumunuz; siyasal İslamcıları desteklemeyen biri başı kapalı olsa da beş vakit namaz kılsa da “iktidar kibri” onu “düşman” varsayıyor. Son günlerde görüyoruz ki “siyasal Alevicilik” de kendi yandaşı yerine bir başka Alevi aday gösterilse bile onu “düşkün” ilân ediyor. Sosyal medyada Ekrem İmamoğlu’na “Yezid” diyenler mi ararsınız, “Hem Bay Kemal’e ihanetin hem Alevilerin siyaset yapma hakkını gasp etmenin bedelini ödeyeceksiniz” diyenler mi! Bunları okudukça ülkenin geleceğine dair içimde çırpınan son umutlar öylesine kırılıyor ki sosyal medyadan kaçıyorum.

Rota “yeniden” oluşturuldu!

Dileğimiz odur ki; bir gün bu ülkede Kürtler de Türkler kadar siyasette var olsun, Aleviler de Sünniler kadar temsil hakkı bulsun. Fakat bu haklı taleplere yürürken partilerin ideolojik kutuplara dönüştürülmesine göz yumulamaz. Türkiye’de siyasi görüşünü en basit şekilde “siyasal İslam’a karşı” olmakla açıklayan milyonlarca insanın oy verdiği bir partiyi mezhepçiliğin sığ sularına sürmek muhalefetin intiharıdır. Her kim kendi ırkını, mezhebini, cinsiyetini öne sürerek bir ayrıcalık talep ediyorsa siyasetten tasfiye edilmeli zaten! Aksi takdirde bir yanından “siyasal İslâm’ın”, bir yanından “siyasal Kürtçülüğün” çekiştirdiği ülkemiz, “siyasal Aleviciliğin” üçüncü bir kutup halini almasıyla tam bir Ortadoğu ülkesine dönüşecek. Yüzyıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Milli kültürümüzü muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracağız” diyerek belirlediği rotadan tamamen çıkmış olacağız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir zamanlar coşkuyla sahiplendiği “Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesinin Eşbaşkanlığı” belki de bu rotayı güncellemek içindi.

Baltayı Alevilerin boynuna asacaklar!

Yerel seçimlerden daha büyük bir imtihanı partisindeki bu mezhep kavgasıyla veren Özgür Özel başarılı olursa sadece CHP’nin değil Türkiye’nin de yolu aydınlanır. Ama CHP içindeki “siyasal Alevicilik” krizine, Başak Demirtaş’ın DEM Parti’den aday olma ihtimaline ve İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in muhalefete kaybettirecek her yolu mubah görmesine bakılırsa “başarı” ufukta bir ihtimalmiş gibi görünmüyor.

Meselenin asıl üzücü yanı olası bir başarısızlıkta faturanın kime kesileceğinin şimdiden belli olması. Seçimden hemen sonra birileri çıkacak -bütün putları kırıp döktükten sonra baltayı en büyük putun boynuna asan İbrahim Peygamber gibi- Alevileri ve Kürtleri işaret edip, “İşte suçlular!” diyecek. Ateşe giden pervane misali bu senaryoya hizmet ettikleri için kendileri bile faturaya itiraz edemeyecekler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Lûbe Ayar Arşivi