Ayşenur Arslan

Ayşenur Arslan

Adile Naşit’e saldırı özgürlüğü!

Adını bilmiyorum. Ama “sıfatı” çok tanıdık. Jilet görmemiş sakallar.. Kafada bir sarık.. Üzerinde Arap işi bir entari / kaftan.. Şehvetle anlatıyor: Adile Naşit’in mezarını bir açmışlar ki, sağ bacağı arkaya doğru kıvrılmış. Ensesinden girip ağzından çıkmış.

Bu kadar iğrenç bir anlatımı tekrarladığım için özür dilerim. Ama memleketi getirdikleri yeri anlatabilmek için mecburdum.
Sosyal medya böyle ahlaksız insanlar ve hurafeleriyle dolu.

Türkiye’nin en sevilen insanlarından biri için, bu kadar büyük bir nefret söylemiyle konuşan cisim ne yazık ki ilk ve tek değil.
Ve ne yazık ki hiçbiri hakkında en ufak bir işlem yok.

“Akıl hastası insanları muhatap alma” diyenler olacaktır. Ancak ortalık onların söylediklerini İslam, inanç, sünnet vs diye dinleyen, anlayan insanlarla doluysa muhatap almak zorundayız.

Düşünün, bu ülkede çocuklar, gençler “bu kadar okumak gereksiz” diyen ve zorunlu eğitimi bir yıl kısaltmayı öneren bir milli eğitim bakanına emanet!

Başta o, memleketin yönetici ekibi her şeyi din süzgecinden geçiriyor. Adile Naşit gayrimüslim olduğu için nefret saldırısına uğruyor.
Kongrede Erdoğan’ın “dava da dava” dediği şey aslında bundan ibaret.

Tanıdığım için ne kadar “inançlı” olduğunu, daha doğrusu inancın yakınından geçmediğini bildiğim insanlar da biliyor aslında. Ama onlar da KENDİ DAVALARI için dava nutuklarını alkışlıyor.
Özellikle medya, Saray’dan gelen notlarla algı operasyonlarına ortak oluyor.

Son operasyon Fransa’nın muhafazakar dergilerinden Le Point için gerçekleşti.

Dergi son sayısında YENİ DÜNYA DÜZENİ başlığıyla dört ismi kapağına taşımıştı. Bırakın dış haberler bölümünü, haber merkezleri bile olmadığını bildiğim gazeteler dahil, Saray medyası tümüyle alarma geçmiş.. Konuyu birinci sayfalarına taşımıştı.

Trump, Putin, Şi Cinping ve Erdoğan.. Yeni dünya düzeninin öne çıkan isimleri olarak kapakta yer almıştı.

whatsapp-image-2025-02-24-at-15-15-36.jpeg

Hani her biri hakkında her şeyi bilmesek, göğsümüz kabaracak. Da.. Biliyoruz!

Gazze’yi satın almaya kalkan, Rusya ile el sıkışıp Avrupa’ya sırtını dönen Trump..

Trump sayesinde Ukrayna’yı yutmaya hazırlanan, ülkesinde de demokrasinin tabutuna son çivileri çakan Putin..

1 buçuk milyar kişiye yaklaşan nüfusunu neredeyse tek ayak üstünde tutabilecek bir sistemin başındaki Şi Cinping…

Ve demokrasiden, hukuktan, insan haklarından hiç hazzetmeyen Erdoğan..

Saray gazeteleri ve köşecileri nasıl başardıysa bu dörtlüden “gurur duyulacak bir durum” çıkarttı. Okuduğum kadarıyla sadece Milliyet’ten Özay Şendir şöyle bir yorum yaptı:
“Le Point editörlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Avrupa’da korkulan Putin, üretimde rekabet edilemeyen Şi Cinping ve AB’nin savunması için para harcamayacağını söyleyen Trump ile aynı kapakta kullanma kararı aslında bir kötü gösterme çabasıdır.”

Bu yorumun ardından hem dergiye hem de Fransa’ya veryansın ediyor gerçi. Ama nihayetinde “Avrupa Türkiye’nin gücünün farkında” gibi “maksat Reis mutlu olsun” yalanına düşmüyor.
Güçten ne kastediliyor, hayata nereden baktığınıza göre değişir değil mi?

İnsanların huzuru ve refahı için belirlenen kriterlere uymuyorsanız.. Uçağınız, tankınız ne işe yarar!
Bakın, Almanya’da seçimi ve dolayısıyla iktidarı kazanan CDU’nun programında Türkiye için ne deniyor:

“Türkiye, Avrupa için stratejik önemini korumaktadır ve önemli bir partnerdir. Türkiye'nin şu anda AB'nin değerler düzeninden uzaklaşmakta olmasından ve bu nedenle de birliğe üye olamayacak olmasından üzüntü duyuyoruz.”

Evet, dünyanın süper güçleriyle aynı karede yer almak Reis’i mutlu edebilir. Ama Almanya’nın ve genel olarak AB’nin bu bakışını.. Trump’ın Gazze çıkışını.. Putin’in -Trump’ın desteğiyle- Kırım’ı Rusya toprağı saymasını.. Ve bunlar karşısında neden sessiz kaldığını nasıl izah eder derseniz.. İllüzyonun temel prensibini hatırlatırım: İzleyenin dikkatini başka yöne çek!

*Mesela İmamoğlu’nun diplomasına.. (Meğer daha önce Cimer’e bu konuda ihbar ve şikayet gelmiş de Cimer araştırıp ‘sorun yok’ demiş, iyi mi!!!)

*Mesela Şam’da Emeviye camiinde, Gaziantep’te özel olarak dokutulan bordo halıda kılacağı namaza..

Amaaaa..

Halk bunları mı yer? Yoksa kent lokantalarında sıraya mı girer?

Ya o çok sevdiği Adile Naşit için söylenenler.. İnanır ve alkışlar mı sizce”?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşenur Arslan Arşivi

Malum şiirin yıldönümünde!

13 Aralık 2025 Cumartesi 07:12

Normalleşebilir miyiz!

12 Aralık 2025 Cuma 10:13

Mehmet Akifgiller "gerçeği"

11 Aralık 2025 Perşembe 09:20

Saray'ın politikası: Stratejik sabır!

10 Aralık 2025 Çarşamba 09:22

Feti Yıldız'a 'eylem' daveti

09 Aralık 2025 Salı 10:03

Yeni yıla sınır ötesinde mi gireceğiz?

08 Aralık 2025 Pazartesi 09:26

Çakar çakmaz çakan medya

06 Aralık 2025 Cumartesi 08:40

Medyanın kirleri Saray'ın hesapları

05 Aralık 2025 Cuma 09:18

Sözcü "nereye"?

04 Aralık 2025 Perşembe 11:12

Medyada fırtına: Sözcü'ye ne oldu?

03 Aralık 2025 Çarşamba 09:18