İsmail Pehlivan
Asgari geçim hayal oldu!
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 10 Aralık’ta toplanıyor. Komisyon; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Çalışma Genel Müdürü, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve “işçi sınıfını” temsilen TÜRK-İŞ temsilcilerinden oluşuyor. Yani işverenleri 3 kişi, “işçi sınıfını” tescilli sarı sendika(*) olan TÜRK-İŞ sadece temsil ediyor. Yani anlayacağımız komisyonda işçi sınıfının temsilcisi bulunmuyor.
Bu yapıdan işçilerin, emekçilerin lehine hayırlı bir ücret tespiti çıkar mı?
Elbette ki HAYIR! çıkmaz.
2025 gelmeden zam üstüne zamla uyanıyoruz. Gün geçmiyor ki bir zam haberi daha almayalım.
Gıda enflasyonu Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre bile yüzde 5,1 iken sararmış sendikamız TÜRK-İŞ’e göre bu oran 0,9 imiş. Neredeyse gıda enflasyonu yok diyecekmiş.
Siyasi iktidarın elinde mitralyöz cinsi bir TÜİK silahı varken; asgari ücretliler ve emeklilerin her geçen ay daha yoksullaşacağı dünden belli…
Baksanıza, TÜİK’e göre yoksulluk oranı azalmışmış…
TÜİK’e göre eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre yoksulluk oranı 0,9 puan azalarak yüzde 13,5 olmuşmuş.
Vay hinoğlu hinler nasıl da rakamlarla oynayarak bizi aldatmaya çalışıyorlar!
Bunların gözüne mil çekilmiş! Görmüyorlar.
Yahu insanlarımız çöplükte beslenecek kadar yoksullaşmış.
TÜİK Kasım’da yıllık enflasyonu yüzde 47,09 olarak gösterirken; Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise enflasyon yıllık yüzde 86,76 olarak gerçekleşti.
Bugünden duyuruldu: 1 Ocak 2025’ten itibaren vergiler, harçlar ve cezalar yüzde 43,93 oranında artacak.
Asgari ücreti enflasyona sebep olarak gösteren akılda vicdan aramak beyhude. Fahiş fiyat artışları, kiralar ortada. Bir yıldır ediyor. 17 bin 2 liralık asgari ücret yerinde sayarken, iğneden ipliğe her ihtiyaç kalemi en az yüzde 500 zamlandı.
Eskiden asgari ücretle geçim ücreti belirleniyordu. Şimdi bırakın geçim ücretini, açlık sınırının altında ücrete mahkum edilen işçiler ve emekliler yaşamla ölüm arasına sıkıştırılmış durumda…
Geçmişte sendikalar vardı ve hak mücadelesi veriyorlardı. İşçi sınıfının hayat sigortası görevi gören sendikalar özellikle 22 yıllık AKP iktidarı döneminde iktidarın dümen suyuna girdiler. Türkiye’de sendikalar siyasi iktidara karşı, demokrasi talebi ve özgürlük alanında dik duramadı. Hemen hemen hepsi sarıya boyandı, sendikasızlaşma hızlandı. İşçi sınıfı sendikalara güvenmiyor artık!
AKP'li yetkililer toplam emekli sayısını 16 milyon civarında olduğunu söylüyorlar. Kocaman bir lafebeliği! Sayıda hinlik bu AKP’lilerin işi…
Oysa Türkiye’de toplam 11 milyon işçi, memur, esnaf emeklisi var. Bunların da 4 milyonu 12 bin 500 lira emekli maaşı alırken; kalan 7 milyon işçi ise iş kıdemlerine göre maaş alıyorlar.
5 milyon yurttaşımız da dul, yetim, malul maaşı alıyor. Adamlar bu 5 milyon yardım alan yurttaşlarımızı da emeklilerden sayıyor.
2024 yılında 4/a'lı çalışanların 7 milyon 100 bin kişisi asgari ücrete mahkum edildi. Bakalım 2025’te ne olacak? Asgari ücretle açlığa mahkum edilen işçi sınıfının bu mahrumiyetine son verilecek mi?
Yıl 2024 Aralık ayı; Asgari ücret 17 bin 2 TL… Bir tam Cumhuriyet Altını 20.484,00TL…
Bugünkü asgari ücret ile ancak yaklaşık 3,4 çeyrek altın alınabiliyor. Yani anlayacağınız 1 tam cumhuriyet altını alamıyoruz.
Bugün Türkiye’nin en büyük sorunu irticacı faşist AKP-MHP iktidarının eskisi gibi yönetememesi ve halkın eskisi gibi yönetilmek istememesidir. Zincirin en zayıf halkası da burasıdır.
Hak-Hukuk-Adaletsizlik, Ekonomik kriz, hayat pahalılığı, derinleşen yoksulluk, eğitimin dinselleştirilmesi, sağlık sisteminin bozulması, siyasi yozlaşma, milyarlarca Dolar tutarındaki vergilerini sildiği yandaş kayırmacılığı, uyuşturucu baronlarıyla kol kola mafyanın hem siyasette hem de sokaklarda olması da cabası…
(*) Sarı Sendika: İşçiden çok işverenin çıkarlarını kollayan, sermaye çevreleriyle işbirliği içinde bulunarak işçi sınıfının haklarının alınmasına yönelik eylemleri engelleyen ve kısıtlayan sendikadır.