Sezin Öney
Alman Medyasının Yorumu: Erdoğan Sona Bırakıldı
Avrupa Birliği’nin 17-18 Nisan Zirvesi’nden Türkiye ile ilişkilere yönelik son derece hayal kırıklığı yaratan bir sonuç çıkmışken, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın ziyareti tam bir “çıkartma” gibi oldu.
Her ne kadar Almanya’da cumhurbaşkanlığı daha çok sembolik öneme sahip olsa da, önemli olan Steinmeier’ın beraberindeki ekip, bahsettiğimiz bu “çıkartma” haline denk düşüyordu. İktidardaki koalisyonun ana partisi Sosyal Demokratlar’ın Dış Politika Sözcüsü Nils Schmid, Maliye Bakanı ve Liberallerin lideri Christian Lindner gibi Almanya siyasetinin ağır topları da, Steinmeier’ın heyetindeydi.
Steinmeier’ın ziyareti, Almanya-Türkiye ilişkilerinin kuruluşunun 100. yılı vesilesi ile gerçekleşse de, geçmişten çok geleceğe kurguluydu. Steinmeier’ın ilk durağının İstanbul ve ilk görüşmesinin de Ekrem İmamoğlu ile olması da, Türkiye’nin geleceğine olan odaklarının bir ifadesiydi. Hem Türkiye’nin geleceğinde İmamoğlu’nun oynayabileceği rolün farkında olduklarının işaretini Almanya; hem de, muhalefetin yerel seçim zaferinin de hakkını vermiş oldu.
Die Ziet gazetesinin internet sitesine röportaj veren Maliye Bakanı Christian Lindner, “İstanbul'dan deprem bölgelerinden Ankara'ya geçmemizin siyasi bir mesajı var” diye açıkça söylüyordu. “Ne siyasi mesajı” sorusuna ise,” Sadece Ankara'ya ve merkeze değil, ülkenin tamamına ve siyasetteki çeşitliliğe bakıyoruz” diye yanıt veriyordu.
Almanya’da Steinmeier’ın gezisini takip eden gazetecilerin ve Alman medyası genelindeki yorum, heyetinin odağının muhalefetin temsilcileriyle görüşmek olduğu yönündeydi. Steinmeier, ziyaretinin İstanbul’dan başlamasının bir siyasi mesaj verip vermediği yönündeki sorulara kamuoyunun önünde yanıt vermedi. Ancak, medya mensuplarıyla bire bir diyaloglarında daha açık davrandı. “İmamoğlu, şüphesiz işini ciddiye alan, kibirden uzak genç kuşak bir siyasetçi” diyerek, İstanbul’un neden ilk durakları olduğu konusuna açıklık getiriyordu.
Herhalükarda, Alman medyasının yorumu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan sona bırakıldı” şeklindeydi.
Malum, Steinmeier’ın görüştüğü isimler arasında, Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve CHP lideri Özgür Özel de yer alıyordu. Steinmeier, Ankara Üniversitesi’nin İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’dan kaçan Yahudi bilim insanlarına kapısını açan Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde buluştuğu Yavaş’a,“Sadece bu heyettekiler değil, tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor. Almanya’da seçimler ilgiyle izlendi” diyerek iltifatta bulundu.
Almanya Büyükelçiliği’nde de Özgür Özel ile buluşan Steinmeier, Türkiye’de karşısında kendi dilinde konuşabildiği genç ve dinamik yeni bir lider yüzü görmenin hevesiyle de olsa gerek, Özel’in Almancası’nı da övdü. Tabii, bize de Türkiye’de devlet okullarının bir zamanlar birkaç yabancı dili kazandırabildiğini, Özel’in de, o okullardan yetişen bir kişi olduğunu hatırlatarak yadetmek düştü.
CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, görüşmeye ilişkin “Vize konusu çok önemliydi…
atandaşlarımız çok mağdur bu konuda. İş insanları, sanatçılar, bilim insanları, kongreye gidecek olan, defalarca Almanya'ya gidip gelmiş insanlar, gençler, bazı öğrenciler var. Bunlar potansiyel irtica başvurusunda bulunacak insanlar değil. Bunlara da retler geliyor. Genel Başkanımız bunları tek tek sıraladı ve Alman Cumhurbaşkanı'ndan bu konuda inisiyatif almasını istedi” dedi. Mansur Yavaş da, vize konusunu gündeme getirdiğini söylemişti.
Maliye Bakanı Lindner da, Alman basınına verdiği röportajlarda, vize konusunun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını için nasıl mağdur ve rendice edici boyuta geldiğinin bilincinde olduklarını, çözüm için adım atacaklarının teminatını verdi.
Tam da Avrupa Birliği’nin 17-18 Nisan Zirvesi’nde, Türkiye ile arasındaki, vize dahil herhangi bir konuda ilerleme sağlanabilmesinin ön şartı olarak Kıbrıs Sorunu’nun çözümünü ileri sürmüşken, Almanya’nın inisiyatif alması çok önemli. AB’nin, 60 yıldır çözülemeyen Kıbrıs Meselesi’nin çözülmesini vize kolaylığı, gümrük birliğinin modernizasyonu gibi Türkiye ile arasında zaten çoktan çözmesi gereken konularda adım atmanın ön şartı haline getirmesi, bundan sonra Türkiye’nin Avrupa ülkeleri ile bire bir ilişkilerini daha da kritik hale getiriyor. AB’nin çözmekte ayak dirediği vize konusu da, en azından Almanya ile çözüm yoluna girebilir belki...
Gümrük birliğinin modernizasyonu demişken: Steinmeier’ın ziyaretinin son durağı, dışişleri bakanlığı döneminde de yakından tanıdığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Beştepe’de ziyaret oldu. Steinmeier’ın görüşmede, insan hakları alanında bazı adımlar atılmazsa, AB ile gümrük birliğinin güncellenmesinin mümkün olamayacağı mesajını verdiği söyleniyor.
Böylece, AB ülkeleri birer birer, gümrük birliğinin güncellenmesi konusunda müzakereye şart koymuş oluyorlar. Avrupa Parlamentosu’nun eski Türkiye raportörü ve şimdi de Hollanda Parlamentosu’nda milletvekili Kati Piri’nin teklifiyle, ülkenin meclisinde, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu sona erdirilmeden, gümrük birliğinin güncellenmesinin başlatılmasını Hollanda’nın bloke etmesi kararı alınmıştı malum.
Sonuçta Steinmeier’ın ziyareti, özellikle CHP’nin muhattap alındığı ve geleceğe odaklıydı. Ekonomik krize karşı destek olarak Almanya’nın yatırımlarının artması, Berlin’in silah ambargosunu kaldırması, Eurofighter savaş uçaklarının satışı gibi, bugünün konularında ise bir gelişme yaşanmadı. Gezinin, Türkiye açısından tek somut kazanımı olabilecek vize meselesi bile muhalefet ile; daha doğrusu CHP ile görüşülüp konuşulmuş oldu.