Devletin ihmaliyle evi yıkılmış depremzede
bundan sorumlu olamaz

Doğrusu budur.

“Devletin, depremde konutunu kaybetmiş insanlara, sağlam zeminde, depreme dayanaklı konut yapması ve 5 kuruş almadan depremzedelere teslim etmesi.”

Bu, anayasada yazılı “sosyal devlet” ilkesinin bir gereğidir.

13’üncü Cumhurbaşkanı adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün Hatay’da bu açıklamayı yaptı.

İktidara geldiklerinde 5 kuruş almadan depremzedelerin konutlarını yapacaklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, deprem bölgesinde neler yapacaklarını ilişkin raporu derli toplu bir şekilde kamuoyuna duyurdu.

Oysa iktidar bugüne kadar “bize 1 yıl verin konutlarınızı yapalım” dışında bir somut proje açıklamış değil. O da “konutlarınızı yapacağız, yüzde 40’nı siz ödeyeceksiniz, bunun için 20 yıl vadeli kredi vereceğiz” diye şart koşarak.

Belki bütün ömrünce yaptığı birikimi harcayarak bir ev sahibi olmuş depremzede nereden para bulacak da bu parayı ödeyecek? Ayrıca devletin ihmali nedeniyle evi yıkılmış bir depremzedenin bu sonuçla ilgili bir sorumluluğu da yoktur. Anayasa 125. maddeye göre sorumlu devlettir ve bu zararı karşılamak zorundadır. Kılıçdaroğlu bunu da anımsattı.

İktidarın para karşılığı konut vaadinde bulunması inşaat iştahından ve müteahhitlere iş yaratma ve birlikte kazanma politikasından kaynaklanıyor. Şimdiden kendilerine yakın, artık kamuoyunun da tanıdığı müteahhitlere, ihalesiz biçimde, deprem bölgesinde konut inşaatı ihalesi dağıtması da bunu gösteriyor.

Deprem bölgesinde en önemli ve acil sorun vatandaşların başını sokacakları, sağlam konutlara sahip olmalarıdır. Çadırdan, konteynerdan kurtulmalarıdır.

Kılıçdaroğlu bu sözü vermekle kalmadı. Afet bölgesindeki diğer sorunlara da somut çözümler getireceklerini söyledi.

Örneğin`; dükkânı yıkılmış esnaflara ilişkin olarak, “ Dükkânının yıkıldığını belgeleyen esnafa değerini ödeyeceğiz ve yeni dükkan almasını ve açmasını sağlayacağız.” dedi.

Ayrıca depremden zarar görmüş esnafın banka borçlarını faiziyle birlikte sileceklerini de duyurdu.

Kılıçdaroğlu’nun bölgeyi ayağa kaldıracak asıl projesi ise kalıcı yatırımlardı.

Kılıçdaroğlu ,deprem bölgesini kapsayan özel bir yasa çıkarılmasını önerdi. Bu düzenleme ile bölgede yatırım yapacak iş insanlarına teşvik verilmesini, aynı zamanda bu teşviklerle kurulacak fabrikalarda, imalathanelerde çalışacak işçilerden de gelir vergisi ve SSK primi alınmaması gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu iktidara geldiklerinde yapacakları ilk işin deprem bölgesine kalıcı yatırım yapılmasını sağlamak olacağını özenle vurguladı.

Bu projeyi açıklarken, bölgede en önemli ihtiyacın konut olduğunu bildiği için öncelikli yatırımların inşaat malzemesi üretecek fabrikalar olduğunu söyledi. Kapıdan musluk üretimine kadar bir inşaat için gerekli malzemeyi üretecek fabrikalar kurulması halinde bölgenin topyekûn kalkınacağını, geniş istihdam olanağı doğacağını, bölgeden göç eden nitelikli insan gücünün bölgeye döneceğini vurgulayarak bir çeşit bölgesel kalkınma planı açıklamış oldu.

Muhalefetin yaptığı ve Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı bu çalışma, 6’lı Masa’nın iktidara geldiklerinde uygulayacakları hükümet programı kadar önemli. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından, bu projeler üzerinde uzmanların ciddi bir çalışma yaptıkları da anlaşılıyor.

Bu projelerin hayata geçirilmesi konusunda kamucu bir yaklaşım da göstermek gerekir. Örneğin özel sektör deprem bölgesine yatırım yapmak istemez, teşvikleri yeterli görmezse ne olacak? Bu nedenle devlet de bölgeye doğrudan yatırım yapmaya hazır olmalı. Muhalefet bu seçenek üzerinde de çalışmalı.

Türkiye kamu yatırımları konusunda deneyimli bir ülkedir. Atatürk döneminde baş gösteren 1929 Dünya Ekonomik Krizi kamu yatırımlarıyla atlatılmıştır. Atatürk döneminde yapılan 48 fabrika Türkiye sanayinin temelini oluşturmuştur.

Bugün ise bu fabrikaların tamamı özelleştirme furyasında satıldı. Yerlerine yenisi yapılmadı. Çoğunlukla bu fabrikaların arazilerinin üzerlerine konut inşa edildi.

Türkiye özellikle deprem bölgesinde kamucu ekonomi anlayışını da mutlaka hayata geçirmeli, yatırım yapmak isteyen özel sektörü teşvik etmekle birlikte, özel sektörün girmeyeceği alanlarda kamu yatırımları yapmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi