15 Temmuz hain darbe girişimi ve bastırılması Türk siyasetinde önemli sonuçlar doğurdu. Türkiye siyasi olarak yeniden dizayn edildi.

Sorulması gereken soru şudur: 15 Temmuz’dan sonra siyasi iktidar demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk’ün gösterdiği yolda yürümek gerektiği sonucuna vardı mı, varmadı mı?

15 Temmuz’dan sonra yaşananlar varmadığını gösteriyor.

İktidar, sorumlu olduğu 15 Temmuz hain darbe girişiminden yeni bir siyaset ve yeni bir devlet üretmeyi tercih etti. Kurduğu yeni sistem ve o sistemin amacı Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlemek gibi gözükmüyor.

Sorunun düğümlendiği yer burasıdır.

Aynı amaca doğru yürüdükleri AK Parti iktidarı tarafından sıklıkla dillendirilen Gülen hareketi  (17-25 Aralık’tan sonra FETÖ)  aynı yolda, yol arkadaşını devirip, yerine geçmeyi amaçlayan bir darbe girişiminde bulundu.

Şu gerçeği kabul etmek gerekir ki, 15 Temmuz’a varan süreç, ABD-AK Parti- Gülen ittifakının yarattığı bir sonuçtur.. Bu darbe girişimiyle mağdur olan AK Parti iktidarı gibi gözükse de asıl mağdur, Atatürk’ün kurduğu demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Bu gözden kaçırılmamalıdır…

AK PARTİ DEĞİŞTİ Mİ?

15 Temmuz kanlı darbesinden sonra AK Parti iktidarı değişti mi?

Değiştiğine dair bir emare yok…

Aksine, 15 Temmuz darbesinden bir mağduriyet üreterek, iktidarını güçlendirdi. Cumhurbaşkanlığı-hükümet sistemine geçti, Meclis’in kanunları yerine Kanun Hükmünde Kararname’ler ile ülkeyi yönetmeye başladı.

15 Temmuz günü demokrasiye destek veren bütün kurumları hedef aldı. Muhalefeti FETÖ’cü ve terörist olmakla itham etti, medyayı kontrolü altına aldı.

Bu sonuç, aynı menzile yürüyen iki siyasi hareketten birinin diğerini yok etmeye çalıştığı bir çatışmanın sonucudur. Bu menzil Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet yerine bir din devleti kurmayı hedefleyen  15 Temmuz darbe girişimine kadar vardı. Bu girişim FETÖ’yü suçüstü yakalatmıştır ama AK Parti iktidarını da aklamış değildir.

ATATÜRK’ÜN GÖSTERDİĞİ YOL

15 Temmuz gibi kanlı bir darbe girişiminden AK Parti iktidarının çıkardığı sonuç; demokratik, laik temele dayanan Atatürk devrimlerini kabul etmek ve güçlendirmek değildir. 15 Temmuz’dan çıkardığı mağduriyet üzerine kurduğu siyaset yine Atatürk ilke ve devrimlerine,  laik sisteme karşıdır.

AK Parti, yol arkadaşı Gülen’in ABD güdümünde bir darbesiyle karşılaştı.

Bu darbenin bastırılması halkın sokağa dökülmesiyle birlikte,  TSK’daki Atatürk devrim ve ilkelerine bağlı komutanlar sayesinde olmuştur..

Bu mücadele devam etmektedir.

AK Parti iktidarının demokratik, laik değerlerin peşine takılması en doğru yoldur.

Atatürk’ün gösterdiği yol da budur…