100 Yıllık Cumhuriyet’in Kızları

Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümüne geri sayım başladı. Bu yıldönümünde ortaya çıkacak fotoğraflarda kadınların öne çıkacağını göreceğiz.

Toprağını, havasını, suyunu; yaşamı, eşitliği, özgürlüğü savunan; toplumsal dayanışmayı harekete geçiren kadınların Cumhuriyet değerlerine bağlılığının sergileneceği bir 100. yıl kutlaması yaşayacağımızın bir işareti de denizden geldi…

Gelecek İçin Yelken Açıyoruz” (GİYA) ekibini oluşturan denizle buluşmamış 100 genç kadın, #İsterseYapar diyerek mavi sularda yelken yarışlarına katılıyor.

Hijyenik kadın bağı (ped) markası Kotex “Cumhuriyet’in Kızları” projesi kapsamında, Türkiye Yelken Federasyonu’nun yat yarışları takvimine girdi.

Kadınların karşılaştığı tüm engel ve tabuları ortadan kaldırma potansiyeline vurgu yapan bir proje…

Cumhurbaşkanlığı 4. Uluslararası Yat Yarışları’nın Bodrum-Marmaris parkurunda gerçekleşen ilk etabı Halikarnas 100'üncü Yıl Kupası 30 Temmuz’da Bodrum Kalesi’nde düzenlenen ödül töreniyle sona erdi.

Final 29 Ekim’de İstanbul’da yapılacak.

Kupalarını almak için sahneye çıkan takımlar arasında yer alan GİYA ekibi, “Üniversiteliler” ve “Kadınlar” kategorilerinde birincilik elde etti.

Organizasyona 14 ülkeden, 45 takımda 450'nin üzerinde sporcu katılmıştı. Rusların ağırlıkta olduğu yabancı ekipler arasında deneyimlerini ve fiziki ağırlıklarını aşan bir enerji ile hayata sarılmalarının bir sırrı vardı.

Özgüvenleri…

"Cumhuriyetin Kızları" projesinde, Türkiye'nin dört bir yanından daha önce hiç denize açılmamış genç kadınlar yer aldı. Kızlara milli sporcu Ahmet Murat Tan koçluk yaptı.

Projenin içinde robotik kodlama mentorlarından çiftçilere, hırdavatçılardan futbolcuya kadar hayallerinin peşinden koşan 100 kadın seçilirken, 6 Şubat depreminde ağır hasar alan hayatlardan gelenlere pozitif ayrımcılık yapıldı.

Kimberly Clark Türkiye, Orta Asya ve Kafkaslar Pazarlama Direktörü Orjin İbar’dan bu yarışa katılmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafından gelen “yelkenci kızların” birbirinden direngen hikayelerini dinliyorum.

İbar, “Yelken yarışlarına katılmak üzere 7 binin üzerinde genç kadın başvurdu. Aralarından seçilen 75 kız yarışlara katılıyor. 29 Ekim’de finali yapacağımız parkura kadar bu sayı 100 olacak” diyor.

Yarışlara katılma kriterlerini “Mümkünse denizle hiç buluşmamış kızları tercih ediyoruz. Deprem bölgesinden yapılan başvurulara öncelik verdik. İsterlerse yapabileceklerini düşünmelerini, engelleri aşmak konusunda yeteneklerini ortaya çıkarmalarını istiyoruz” diye betimliyor.

2013 yılından bu yana sürdürdükleri “Kotex Kızlar Sahada Futbolcu Gelişim Programı” nı da hatırlatarak, toplumdaki önyargılarla mücadele ettiklerini vurguluyor.

Yelken yarışları kızlara, deprem gibi bilinmeyen bir zamanda yaşanan bir felaket karşısında duruma özel mücadele tekniği kullanarak baş edebileceklerini deneyimleyebildikleri bir atölye çalışmasından çok daha etkin bir fırsat sunuyor.

Örneğin 15 yaşında yelkenci ve futbolcu Safa’nın Adıyaman'da yaşanan depremde evleri yıkılmış ve çadırda yaşamaya başlamışlar. Safa, bu zorlu dönemde yarışlara katılıyor.

Halikarnas etabından 2 kupayla dönen kızlardan Nursel Kaplan, depreme Gaziantep’te yakalanmış.

Mersin Üniversitesi İşletme Fakültesi son sınıf öğrencisi.

Kaplan’a hangi özelliklerinle yarış ekibine alındığını düşüyorsun diye sorduğumda “Özgür ruhlu, cesaretli, korkuların üzerine giden bir yapım var. Çocukluğumdan beri yelken yapma hayali kurardım. Denizi bundan 5 yıl önce İstanbul’a yaptığımız akraba ziyaretinde gördüm. Uçağa ikinci kez bindim. Yarışlara katılmadan önce 75 kız İstanbul’da Büyükada’da kampa alındık. Oradaki performansımıza göre seçildik” yanıtını veriyor.

Önceleri beni deniz tutar zannediyordum. İstanbul-Bodrum arası yelken yolculuğumuz 48 saat sürdü. 7 kızdık.” diye de ekliyor.

Malatya’da iki kardeşi ve babasıyla kaldığı evde depremi yaşayan Hicret Yılmaz, İnönü Üniversitesi Makine Mühendisliği Yüksek Lisans öğrencisi. O da hiç yelken yapmamış. Orta hasarlı evlerinden çıkıp, hasarsız bir hayata yelken açıyor.

Annesi ilahiyatçı babası tarih öğretmeni olan Yılmaz, “Üniversitede okurken sınıfta son 2 yıl tek kızdım. Ayağa kalkmayı öğrenmiştim” diyor.

Yelken yarışlarını sonuna kadar götürmek önemli. Şu ana kadar yarışlara katılan 47 kızdan 22’si çekilmiş.

Yarışçılardan biri şöyle diyor: “Yelkencilik gibi strateji, zeka, ekip ruhu ve güç gerektiren bir spor dalını ben de ilk kez deneyimledim.”

Markanın hikayesi de ilginç. Dünyada ilk kadın pedi Kimberly Clark, Birinci Dünya Savaşı’nda yaralı askerler için ürettiği tamponların hemşirelerce hijyenik kadın bağı olarak kullanılmasıyla ortaya çıkıyor.

Firma ABD'de 1921'de piyasaya ilk kadın pedi ürünü Kotex'i sürdü ve bu ürün dünyada da bu alandaki ilk ürün oldu.

Savaşlar, depremler felaketler en çok neye ihtiyacımız olduğunu bize öğretiyor; ön yargıları, tabuları aşıp özgürce kanatlanmaya…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serpil Yılmaz Arşivi