İbrahim Tatlıses Oğluna Rest Çekti! İkilinin Arasında Sular Durulmuyor

İbrahim Tatlıses Oğluna Rest Çekti! İkilinin Arasında Sular Durulmuyor
Geçtiğimiz günlerde Ahmet Tatlıses sosyal medya sayfasından uzun bir açıklama yaparak babası İbrahim Tatlıses’e cevap vererek gözleri üzerine çekmişti. Fakat ikilinin arasında sular bir türlü durulmadı. Şimdi ise İbrahim Tatlıses katıldığı programda oğlu Tatlı’ya yanıt verdi.

İbrahim Tatlıses'in büyük oğlu Ahmet Tatlı, babasının akıl sağlığından endişe ettiğini belirtip, vasi tayin edilmesi için dava açmıştı. Tatlıses ise oğluna sert tepki göstermişti. Davayla birlikte baba oğul arasında ipler tamamen kopmuştu.

Usta sanatçı, oğlunun bu hamlesine karşı hamleyle karşılık vermişti. İbo, Ahmet Tatlı'nın oğlu Mert'in, Sarıyer'deki dairesini rızası dışında altı yıldır haksız şekilde işgal ettiği iddiasıyla yasal yollara başvurmuştu. Mahkeme, iki yıldır görülen davada Tatlıses'i haklı buldu.

Mahkeme, Mert Tatlı'nın dedesine ait daireyi boşaltmasına karar verdi ve 370 bin 346 TL haksız işgal tazminatı ödemesine hükmetti. Tatlıses, kararın ardından Kanal D Ana Haber'e geçtiğimiz haftalarda konuşmuştu. Öfkesi devam eden 72 yaşındaki sanatçı, "Evim varken evimi kızıma veremiyorum. Böyle bir şey var mı?

Şimdi vereceğim ama. Babası ev tutmayacak mı? Göreyim bakayım nasıl baba? Babalık nasıl yapılır onu öğrensin" demişti. Kızlarına bakmaya devam ettiğini belirten türkücü, "Çocuğum kiradayken ben onun çocuğuna ev veremem. İki tane kızıma bakıyorum, torunlarıma da bakıyorum. Ev kiralarını gönderiyorum. Urfa'daki arazimi müteaahite vereceğim. 100 tane daire çıkıyor. Her kızıma 5'er ev vereceğim" ifadelerini kullanmıştı.

Yaşananların ardından Tatlıses'in oğlu Ahmet Tatlı, sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Sözlerine, "Herkese merhaba. Geçtiğimiz günlerde İbrahim Tatlıses'in yine beni ve oğlumu hedef alan söylemlerinden sonra açıklama yapmam elzem oldu. Ramazan ayı ve bayramı dahi dinlemeyen İbrahim Bey'in asılsız ithamlarından sonra ben de birkaç şey söylemek istiyorum" dedi ve şöyle devam etti:

Oğlum Mert'e yıllar önce kendi isteği ve rızasıyla sahip olduğu evlerden birini verdi, verdi derken tapusunu değil tabii ki. Oğlum altı yıl önce evlendi ve orada ailesiyle yaşamaya devam etti. Sonra kendisi bunu yeni fark etmiş gibi dava açtı, oğlumun evi terk etmesini ve geriye dönük kiraları faiziyle istedi. Düşünün bir eviniz var ve siz yıllar sonra fark ediyorsunuz ki evinizi torununuz işgal etmiş. Ama siz yıllarca bunu fark etmemişsiniz. Ne kadar entresan değil mi? Ben alışkınım elbette, oğlumun ağırına gitti ama. Asıl sebebin İbrahim Tatlıses'in yaşadığı gel-gitler ve bana olan tepkisi olduğunu biliyoruz.

Kendisi torununa dava açtı, mahkeme kararı sonrası da yine beni hedef alan açıklamalar yaptı. 'Babalık yapsın, babalık nasıl yapılır onu öğrensin' gibi tuhaf, ağır söylemlerde bulundu. Yani olay yine bana geldi. Benim oğlum iki yaşında lösemiden annesini kaybetti. Ben genceciktim, o sırada Kars Sarıkamış'ta vatani görevimi yapıyordum. Askerden geldim babalığımı yaptım. Mert'imin büyümesinde hem annemin, hem halalarımın hem de rahmetli annesinin ailesinin emeği çoktur, Allah razı olsun.

Ben yıllarca Mert'e babalık yaparken sana da evlatlık yaptım İbrahim Tatlıses. Ben babalığın nasıl yapıldığını çok iyi biliyorum. Siz bu konuda ahkam kesecek son insansınız. Daha çocuk yaşta beni kendinize koruma yapmış, kalabalıklarda, konserlerde önünüze kalkan yapmış insansınız. Yetmemiş gibi başınıza gelen her olaydan da beni sorumlu tutmuş bir babasınız. Yukarıda Allah var, tüm yakınlarınız, magazin dünyası şahit bunlara. Şimdi düşünüyorum da, bir baba çocuğunun canını nasıl bu kadar umursamaz? Ben yıllarca canımı hiçe saydım, sizi korudum. Siz benim evlatlığımı da, babalığımı da sorgulayamazsınız. Kendinizi her tehlikede hissettiğinizde, 'yetiş' dediğinizde ben geldim. Şimdi kalkmış 'babalık nasıl yapılırmış öğrensin' diyorsunuz. Sizi örnek alsaydım çocuklarımın vah haline! Siz babalığınızla sadece bana değil, diğer çocuklarınıza; yani kardeşlerime de ağır travmalar yaşattınız, yaşattırdınız. Herkes sevgisinden, saygısından susuyor ama bilen de biliyor. Hiç açmayalım o konuları.

Benim evlatlarım bir gün gelip beni size şikayet etti mi? 'Babamız şöyle böyle' dedi mi? 'Babam yapmıyor, bize bakmıyor' dedi mi?

Bugün evden attırmaya çalıştığınız oğlumu yere göğe sığdıramayan sizdiniz. Hiç önemli değil, evinizde kimi isterseniz onu oturtun, mal sizin. Ben çocuklarımı açta, açıkta bırakacak bir baba değilim.

Ayrıca oğlum Mert de yaşamak için bana muhtaç değil; öyle bile olsa ben ne oğlumu ne de torunlarımı mağdur etmem. Onlar da beni etmez, tıpkı benim sizi etmediğim, tek lafınızla sahip olduğum kendi evimi size verdiğim gibi. Sizin için yaptıklarımdan hiç pişman değilim İbrahim Tatlıses. Her ne kadar sevgisiz, babalık duygusundan yoksun bir insan olsanız da ben evlatlık görevimi yaptım. İki tane aslan gibi oğlum var, hatalarında da arkalarında dururum, doğrularında da gururla bakarım. Sizin gibi evlatlarıma beddua etmem."

Bugün ise İbrahim Tatlıses, oğlunun zehir zemberek sözlerinin ardından TV 8'de Müge Dağıstanlı ve Yelda Kırçuval'ın sunumuyla ekranlara gelen 'Aramızda Kalmasın' programına açıklama yaptı.

Ünlü isim, programa gönderdiği açıklamada şu ifadelere yer verdi: Ahmet, bana 'aklı melaikeleri yerinde değildir' diyerek iftira attı. 'Sağlamdır' raporu almak için beş tane hastane dolaştım. Hepsi, 'akıl sağlığı yerindedir' raporu verdi. Yetinmedim, bir de adli tıptan rapor aldım. Hakim, 'Akıl sağlığı yerinde değilse, bin 500 şarkıyı nasıl ezbere okuyor?' dedi. Ahmet şimdi görecek! Baba-oğul ilişkisi nasılmış, görecek. "Bodrum'da verdiğim dört evi de kendisinden alacağım. Evlatlıktan reddedemiyorum, ama reddi miras yapacağım. Ona verdiğim yedi dükkanı da daha önce batırdı, başkalarına devretti. Ben çocuklarıma ve torunlarıma bu güne kadar hep baktım. Hepsinin evleri, arabaları alındı, maaşları ödeniyor. Şimdi yeni bir site evler yaptırıyorum, o dairelerden de evlatlarıma vereceğim. Ama Ahmet adam olmaz! Kardeşlerinin de malına çökmüş. Artık yok öyle beleşten bir hayat! Bundan sonra babalık neymiş, görecek gününü!"