Sanatçı Ahmet Uğurlu’dan Kılıçdaroğlu’na teşekkür

Sanatçı Ahmet Uğurlu’dan Kılıçdaroğlu’na teşekkür
Tiyatro ve sinema oyuncusu Ahmet Uğurlu, Kılıçdaroğlu'nun "Tiyatro ciddi bir sanat dalıdır. Herkes o sanat dalını icra edemez" ifadelerine ilişkin bir teşekkür mektubu yazdı.

Tiyatro ve sinema oyuncusu Ahmet Uğurlu, Kılıçdaroğlu'nun "Tiyatro ciddi bir sanat dalıdır. Herkes o sanat dalını icra edemez" ifadelerine ilişkin bir teşekkür mektubu yazdı.

Uğurlu, mektubunda "İşte bu ortamda Kemal Beyefendi , Oğuz Haksever’i bu benzetmeyi yapmaması için uyardınız, bu itibarla teşekkürü mesleğimin haysiyeti adına borç bilirim" dedi.

Oğuz Haksever, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Antalya eski Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın darbe girişimine ‘tiyatro’ ifadelerini doğru buluyor musunuz” sorusunu yöneltmiş, Kılıçdaroğlu “Tiyatro sözcüğü tiyatroculara haksızlık olur. Tiyatro ciddi bir sanat dalıdır. Herkes o sanat dalını icra edemez.” diye yanıt vermişti.

Sanatçı Ahmet Uğurlu, Kılıçdaroğlu’nun bu ifadelerine ilişkin bir teşekkür mektubu yazdı. Uğurlu, mektubunda “İşte bu ortamda Kemal Beyefendi , Oğuz Haksever'i bu benzetmeyi yapmaması için uyardınız, bu itibarla teşekkürü mesleğimin haysiyeti adına borç bilirim” dedi.

İşte Uğurlu’nun o mektubu:

“Adalet Yürüyüşü Hareketinin Lideri

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ‘na

Açık Teşekkür.

Uzun bir süredir sığ tartışmaların bilhassa siyasi ayağında oynanan oyunlara yapılan ‘Tiyatro' benzetmesini üzülerek izliyor, dinliyorum.

Darbeden, çeteciliğe, Fetöcülüğe , hırsızlığa, arsızlığa kadar her bahiste yapılan ‘Tiyatro' benzetmeleri gerek akademia'nın gerek siyasetin , siyasetçilerin ve medyanın ağzına pelesenk olurken bir acı gerçek de ortaya çıktı , ne yazık ki bu benzetmeleri yapanların sanat, tiyatro hakkında bir fikirleri yok. Saygıları hiç yok . Olsa bu hoyrat benzetmeyi yapmazlardı.

İşte bu ortamda Kemal Beyefendi, Oğuz Haksever'i bu benzetmeyi yapmaması için uyardınız, bu itibarla teşekkürü mesleğimin haysiyeti adına borç bilirim.

Sokratın aynı zamanda heykeltraş, Jean- Jacques Rousseau'nun usta bir müzisyen, Einstein'ın keman virtiözü olduğunu düşünürsek , birbirinden farklı disiplerini bir arada tutan artistik zekanın yol gösteren ortak aydınlatıcı fenerinin yaratıcı zeka olduğunu söyleyebiliriz .

Sanatkar eğer ressamsa gözü, müzisyense kulağı olan insandan ibaret değildir elbette , her kası olanın boksör olamıyacağı gibi.

Resimler duvarlar boş kalmasın süslensin, oyunlar akşamları yatmadan önce uyku getirsin diye oynanmadı , devrimler insanlar ölsün, icatların bombalara ilham olsun diye yapılmadığı gibi .

Sanat ve bilim hem savunma , hem taarruzdur insanlık düşmanlarına, insanlık adına. Yazdığı oyundur ama kendisi oyun değildir. Bunları hatırlattınız teşekkür ederim.

Elbette yorumcusunun politik görüşü çizdiği resimde, yontusunda , yazdığı oyunda, o oyunu yorumlayışında yansır , sanat politik bir mücadeledir.

Sanatın ilkeleri herşeyin para değeri olarak ölçüldüğü zamanlarda materyalistlerle çatışsa da uygar ülkeler bu iki unsuru bir araya getirmeye çoktan başladılar çünkü ufukta görünen kurulması öngörülen demokrasilerde sanat, yorumcu , yaratıcı kapitalin vaz geçemiyeceği unsurlar, keşke ülkemizde de bunun farkına varılabilse.

Yıllar önce Karaman'a panayıra gelen ve altına ağ sermeden ip üstünde yürüyen korkusuz ip cambazını hayranlıkla izlediğimde küçük bir çocuktum .

Tiyatro yıllarımda, sahneye çıkan ve her oyun bitiminde halkın önünde eğilip selamlayanın içimdeki Karamanda izlediğim ip cambazı olduğunu onlara hiç söyleyemedim. Size Teşekkürüm vesile olsun . Yolunuz açık olsun Sayın Kılıçdaroğlu .

Nereye gideceğini bilmeyenleri bile yollar aydınlıklara çıkarır bunu yollara düşmüşlerden iyi kim bilebilir ki.

Saygılarımla / Ahmet Uğurlu”