Hatay'ın ilk büyük depremi bu değilmiş! İşte felaketi yaşamış tarihi yapılarda son durum...

Hatay'ın ilk büyük depremi bu değilmiş! İşte felaketi yaşamış tarihi yapılarda son durum...
Kahramanmaraşlı depremlerde büyük yıkım yaşayan Hatay'da yaşanan bu felaket ilk değilmiş. 1872 yılında Antakya merkezli yaşanan depremde yine binlerce canın hayatını kaybettiği kaynaklarda yer alıyor. İşte Hatay'ın deprem tarihi ve kültürel yapılarda yaşanan yıkımlar...

Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Hatay’ın tarihinin M.Ö. 100,000’lere kadar yani Kaba Taş Çağına kadar uzandığı bilinmektedir. Yerleşmenin bu kadar eskiye dayanmasının en önemli nedeni ise Anadolu’yu Suriye-Filistin’e bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmasıdır. Ayrıca, Mezopotamya’dan Akdeniz’e çıkmak için kullanabilecek en uygun limanlar yine Hatay yöresindedir. Bu nedenle tarihte bir uygarlığı topraklarında barındırmış, bir çok dine ev sahipliği yapmıştır. Hatay Anadolu’nun “farklılıklar kentidir”. Hatay’ın en büyük yerleşmesi Antakya’dır, Antakya çok eski dönemlerde yerleşme yeri olarak seçilmiş önemli bir merkezdir.

Hatay’daki büyük 1872 depremi

Hatay’da ilin tamamını etkisi altına alan 1872 depremi kaynaklarda “Amik Ovası” depremi olarak anılıyor. Özellikle tarihi yapıların büyük zarar gördüğü bu deprem sonrası da, bugün yıkılan yapıların o dönem onarıldığı görülüyor. Osmanlı kaynaklarında “felaket” olarak adlandırılan Antakya ( Amik Ovası) depremi sonrası bir çok yapının harabeye döndüğü ve can kayıplarının da çok olduğu kaynaklarda yer alıyor. Özellikle Samandağ’da 1872 depreminin çok büyük hasara neden olduğu, yaklaşık 1800 kişinin yaşamını yitirdiği tarihi kaynaklarda yer alıyor. Depremden o dönem Osmanlı kenti olan Şam’ın da etkilendiği ancak asıl etkinin Antakya’da hissedildiği yer alıyor.

Hatay kronolojisi

M.Ö. 333 yılında Büyük İskender ile Pers İmparatoru Makedon hakimiyetine girmiştir.

Büyük İskender’in ölümünden sonra komutanlarından Seleucus I. Nikator tarafından M.Ö. 300’lü yıllarda Antakya kenti kurulmuştur.

M.Ö. 64 yılında Antakya Roma İmparatorluğuna katılmış, M.S. I. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan Hristiyanlık, Kudüs dışında ilk defa Antakya’da yayılmıştır. Hz. İsa’ya inananlara ilk defa Antakya’da “Hıristiyan” adı verilmiştir.

Antakya M.S. I. yüzyılda Roma ve İskenderiye’den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti olmuştur.

Antakya 638 yılında Ebu Ubeyde Bin Cerrah tarafından fethedilmiştir. Hz. Muhammed'in sahabelerinden biri olan ve Hz. Ömer'in halifeliğinde ordu komutanlığı yapan Ebu Ubeyde Bin Cerrah döneminden sonra Haçlı orduları ile Müslüman ordularının mücadelesine ve sık sık el değiştirmesine sahne olmuştur.

Antakya ve çevresi sonuçta 1516 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

I. Dünya Savaşı’nı Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında bitiren Mondros Antlaşmasından sonra Kasım 1918’de Fransızlar tarafından işgal edilmiştir.

2 Eylül 1938’de Hatay Devleti kurulmuş, 29 Haziran 1939’da Hatay Millet Meclisi son toplantısını yaparak kendini feshetmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almıştır. 23 Temmuz 1939’da da son Fransız askeri Antakya’yı terk ederek Hatay’ın (Antakya) kurtuluşu gerçekleşmiştir.

İşte tüm bu medeniyetler ve farklı dinler, kentin mozaiğini oluşturmuştur. En önemlisi de 3 dinin kardeşliği bu topraklardan tüm dünyaya örnek olmuştur.

Dünyanın İlk Mağara Kilisesi

7.jpg

Doğal bir mağara olan St. Pierre Kilisesi Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak bilinir. Mağaranın tabanında tahrip olmuş bir şekilde M.S.4 ve 5. yüzyıllara ait mozaik kalıntısı vardır. 1983 yılında Papa VI.Paul tarafından Hıristiyanlar için Hac yeri ilan edilmiştir. Her yıl 29 Haziran da Katolik Kilisesince burada bir ayin düzenlenmektedir.

Dünyanın ilk mağara kilisesi olan bu yapı depremden zarar görmedi.

Habib-i Neccar Camisi

5.jpg

Habib-i Neccar Camisi, Antakya’nın 638 yılında Müslüman Arapların eline geçtiği dönemde yapılmıştır. Türkiye sınırları içerisinde inşa edilen ilk cami olduğu kabul edilen bu cami adını Hz. İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir Antakyalı bir marangozdan ( neccar) almıştır. Bu olay Kur’an-ı Kerim’de Yasin Suresi’nde geçmektedir. Cami, deprem sonrası büyük zarar gördü.

Ortodoks Kilisesi

6.jpg

Antakya’da Hürriyet Caddesi’nde bulunan Ortodoks Kilisesi 1860 yılında yapılmış ancak 1872 yılındaki “Amik Ovası” depreminden büyük zarar görerek yıkılmıştır. Üç Semavi dinin birleştiği bir yer olarak bilinen Antakya’daki bu kilisenin yapımına 19. Yüzyılın sonlarında yeniden başlanmış ve 1900’de ibadete açılmıştır. Günümüzde de ibadete açık olan kilise depremde büyük zarar görmüştür.

Hatay Arkeoloji Müzesi

4.jpg

Dünyanın en büyük mozaik sergileme müzesi olan Hatay Arkeoloji Müzesi’nde antik döneme ait bir çok eser sergilenmektedir. Antakya’da, Asi Nehri kıyısında yer alan müze, depremden küçük hasarlarla çıkmıştır.

İskenderun Katolik Latin Kilisesi

3.jpg

1600’lü yılların başında Kapuçin Rahipleri tarafından kurulan kilise İskenderun’da yer almaktadır. 1872 yılındaki Amik Ovası depreminden etkilenen ve hasar gören kilise, 1888 yılında büyük bir restorasyon geçirerek 14 sütun üzerine oturtuldu. Kilise, depremden büyük zarar gördü.

Affan Kahvesi

2.jpg

1911 yılında Fuat Sahilli tarafından yaptırılan ve 1913 yılında yapımı bitirilen iki katlı taş binadır. Alt katı ünlü Affan Kahvesi’dir. Affan kelimesinin anlamını Arapça bir sözcük olup ‘’yiğit’’ anlamındadır. Eski dönemlerde güvenlik birimlerinin zayıf olduğu zamanlarda mahalleyi koruyan yiğit ve sevilen kabadayıların bu mahallede yaşamasından dolayı Affan ismi bu mahalleye verilmiştir. Yapımında Fransız mimarlar ve Halep'ten gelen taş ustaların emeği olan kahve olduğu gibi taş yapıt olarak tasarlanmış ve ortada 2 ana sütunla ayakta tutulmuştur. Bu tarihi mekanda bir çok klip, dizi çekilmiştir. Affan Kahvesi depremde büyük zarar görmüştür.

Hatay Meclis Binası

1.jpg

Hatay Atatürk ve Cumhuriyet tarihi açısından da çok önemlidir. Hatay adını Hattena Krallığından almaktadır. Yöreye Hatay adını ise 1936'da Atatürk vermiştir. Hatay ili Mondros Ateşkes Anlaşması sonrası Fransızlar tarafından işgal edildi. Fransızlarla yapılan Ankara Anlaşması ile Hatay toprakları geri alınamazken Mustafa Kemal Atatürk Hatay için çok büyük bir mücadele vermiştir. Atatürk, hastalığının ilerlediği günlerde Hatay’a giderek tüm dünyaya şu mesajı verdi “Barış yoluyla Türk yurdu olan Hatay’ı Türk topraklarına katalım. Eğer bizi aldatma yoluna saparsanız bu durum hiç memnun olmayacağınız sonuçlar doğuracaktır.” Hatay önce Fransız mandasındaki Suriye’den ayrıldı ve Hatay bağımsız bir devlet oldu. İşte 1927 yılında inşa edilen yukarıdaki meclis de o günlerden kalma. Daha sonra Hatay meclisi aldığı kararla Türkiye’ye bağlandı. Hatay meclisi depremden büyük zarar gördü.

Kaynak: Hatay Valiliği Kültür ve Uygarlık Çalışmaları