Game of Thrones'un yüzsüzleri Göbeklitepe'den çıktı
Şanlıurfa'da Taş Teperler projesi kapsamında yapılan 12 arkeolojik alanda çalışma yürütülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın projesi kapsamında Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe, Sayburç, Çakmaktepe, Sefertepe ve Yeni Mahalle Höyüğü’nde kazı çalışmaları devam ediyor.
Kazılardan sorumlu Prof. Dr. Necmi Karul, bugüne kadar yapılan çalışmalarda ulaşılan bulguları Taş Tepeler lansmanında yaptığı sunumlarla paylaştı.
Hürriyet'ten Umur Erdem'in aktardığına göre, Karul’un paylaştığı bilgiler şöyle:
Yerleşik düzene geçiş
12 bin yıl avcı, toplayıcı, tüketici yaşam yerini üretici yaşama bırakıyor. Bugünkü sosyal yaşamımızı düzenleyen, grup halinde yaşamanın yerini merkezinde konutun, evin olduğu bireysel yaşama geçiliyor. Açığa çıkardığımız sığırların boyutları bugünkü sığırların iki misli büyüklüğünde. Koyunlar daha uzun, üzerlerinde yün tabakası yok, sert kılları olan bir deriye sahipler. Bu süreci açığa çıkarmak için uğraşıyoruz.
Sığır eti yenmeyecekti
Bugün bütün dünyada 2 milyon kilometrekarede tahılların ekilip biçildiğini düşündüğümüzde tahılların tarıma alınmasının günlük yaşamımız için ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor. Yine bugün bütün dünyada 1.5 milyar sığır tüketiliyor. Bu sığırlar evcilleştirilmeseydi bugün bu tüketim gerçekleştirilmeyecekti. Bütün bunların anavatanı Anadolu, özellikle bu bölge. Günümüzden 10 bin 500 yıl önce yıl boyu kullanılan ilk yerleşimleri yine bu coğrafyada görülmeye başlanıyor.
Kitaplarda yazılanların tersine
Bu yerlerin hepsinde insanların 12 ay yaşadıklarını gördük. Demek ki avcı toplayıcı haldeyken yerleşik yaşama geçmişler. Avcı toplayıcılık yani tarım ve hayvancılığın yerleşik yaşamın bir nedeni değil, bir sonucu olduğunu gördük. Bu dünyadaki bütün okul kitaplarında bu bölgede yapılan arkeolojik kazıların sonuçları ile değiştirilen bilgilerin başında geliyor.
Bugünkü gökdelenin temeli
Bu bölgede ilk kez anıtsal yapılarla karşılaşıyoruz. Bu yapıların tamamını zemine gömüp, yuvarlak planlı yapılar olduğunu ve tamamının üzerinde çatılar olduğunu görüyoruz. Bu aşamada insanlar henüz kendi kendini taşıyan duvar yapmayı bilmiyorlar. Bu dönemde insanlar köşe yapmayı bilmiyorlar. Onun için yapılarını yuvarlak inşa ediyorlar. Bu bölgede ilk köşeli yapıların ortaya çıktığını görüyoruz. Köşeyi çözdüğünüz zaman bugünkü gökdeleni yapabiliyorsunuz. Mimari anlamdaki devrim niteliğindeki bu keşife de Karahantepe’de höyükte en eski örnekleriyle karşılaşıyorsunuz.
İlk tilki, aslan ve boğa betimlemeleri
Bu yapıların hepsinin içinde en azından 12 dikili taş olduğunu görüyoruz. Bu yapıların diğer ortak özelliği de tamamının işlevi bittikten sonra bir insanı gömdüğümüz gibi bu yapıların gömüldüğünü görüyoruz. Bütün yaşanmışlıklarıyla birlikte içerisinde ne varsa onlarla birlikte gelecek kuşaklara korunmak üzere bırakıldıklarını görüyoruz.
Dikilitaşlarda çok sayıda hayvan betimlemeleri ile karşılaşıyoruz. Bu hayvanların sürüngenlerden büyük memelilere kadar çok büyük çeşitlilik gösterdiğini söyleyebiliriz. Yine bazı yapılarda tilki, Aslan, Boğa gibi betimlemelerin ilk örnekleri ile karşılaşıyoruz. Bu hayvanların da ortak özelliği ürkütücü saldırgan pozisyonunda resmedilmiş olmaları. Hareket halinde resimlendirilmesine özen gösterilmiş.
Toplulukların ortak hafızalarını gösteriyor
- Dikilitaşların üzerinde birkaç motifin bir arada olması da bir takım ortaklıkların varlığının işareti. O motifler o insanların hafızalarında olan motifler. Bu da toplulukların ortak bir hafızalarının olduğunu bize gösteriyor.
Öldükten sonra başka bir yüz
Başı olmayan bir insan motifi var. Bu da inançlarıyla ilgili. İnsanların başlarını bedenlerinden ayırdıklarını, baş kısımlarını ayrı yere gömdüklerini görüyoruz. Kişi öldükten sonra gömülüyor, üzerindeki etler ayrılana kadar bekleniyor. Daha sonra kafatası oradan alınıp başka yere götürülüyor ve üzerine ona ait olmayan başka bir yüz ekleniyor.
10 bin 500 yıl öncesi
Karahantepe özelinde elde ettiğimiz sonuçları özetlemek istiyorum. Bütün bu süreç günümüzden 10 bin 500 yıl önce başlıyor. İlk örneklerinde insanların betimlenme biçimlerini oldukça şematize basit çizgiler halinde çok abartılı olmayacak şekilde betimlendiklerini görüyoruz. Sürecin ileri aşamalarında bunun değiştiğini ve insan betimlemelerinin giderek daha anıtsal hale gelmeye başladığını ve bununla birlikte de hayvan betimlemelerinin giderek azaldığını onların yerini insan betimlemelerinin almaya başladığını görüyoruz. Karahantepe’de çok sayıda üç boyutlu insan başı heykeli açığa çıkarıldı. İnsan betimlemelerinin tamamının eril olduğunu görüyoruz.
Dünyanın 'en eski gülücüğü' Gaziantep Arkeoloji Müzesi'nde sergilenecek