'Kod29' bahanesi ile işten çıkarılan PTT işçisi isyan etti: Kanser hastasıyım nasıl tedavi olacağım
Koronavirüs pandemisi sürecinde işten çıkarma yasağı ile birlikte "Kod 29" kullanılarak haksız işten çıkarmalar yaşanmaya başladı. Sendikalaştıkları için "Kod 29" gerekçesiyle işten çıkarılan PTT Kargo-Sen emekçileri Ankara’da Ulus meydanında eylem yaptı. İşçiler, "Bizlerin, taşeron işçilerin sendika kurması yasak mıdır? Biz Kod 29'la atılmayı hırsızlıkla namussuzlukla yaftalanmayı hak edecek ne yaptık? Bir devlet kurumu olan PTT’nin yöneticileri anayasa maddeleri çiğneyecek bu cesareti nereden buluyorlar?" dedi.
"Ben kanser hastasıyım ben nasıl tedavi olacağım"
İşten çıkarılan ve kanser hastası olduğunu dile getiren Ayhan Bostancı, “PTT kurumunda 14 yıl görev yapıyordum. Kod 29'dan işten çıkarıldım, hırsızlıkla suçlandım. Tacizle suçlandım. İspatlayamazlar. 14 yıldır çalıştığım kurumda hiçbir tutanağım ve uyarım yok. Üç çocuğumun ekmeğini elinden aldılar. Ben kanser hastasıyım ben nasıl tedavi olacağım. Doktor ‘sıkıntıdan stresten uzak dur’ diyor. Ben nasıl sıkıntıdan stresten uzak durayım. PTT yönetimi sesimizi duymak istemiyor. Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Yalvarırım sesimize kulak olun.” diye konuştu.
İşçiler şöyle konuştu:
İşten atılan İlkay Demir: 2006 yılından beri PTT’de çalışmaktayım. Ben bir işçiyim. Hiçbir mazeret bildirilmeden işten atıldım. Bunun nedeni sırf sendika kurduğumuz için. Anayasal hak olan sendika hakkını kimse engelleyemez. Ben haklı mücadelemde sonunu kadar gideceğim. TCK 118 bunun hesabını sorsunlar bugün bizim karşımıza çıkan emniyet güçleri onlara da sesleniyorum gidin sıkıysa patronların karşısında durun. Bizim değil. Biz işçiyiz. Biz haklıyız emekçiyiz hakkımızı alacağız sonuna kadar mücadelemiz sürecek. 14 bin taşeron için biz buradayız sadece kendimiz için değil. Bizler 4200 üyemiz ile Türkiye üyelik barajını aşmış bir sendikayız. Bizler yönetimdeki kişiler olarak işten atıldık bunun hesabını kim soracak bu patronlara. Cumhuriyet Savcılarına, Hakimlere ve Cumhurbaşkanına sesleniyorum, bizim hakkımızı kim savunacak. Engellerle karşılaşıyoruz defalarca telefonlar açılıp yapmayın etmeyin deniyor. Biz ne yapıyoruz biz hakkımızı arıyoruz.
Burhan Tan: Yıllarca PTT’de çalışmış emekçi bir işçiyim. Ben evliyim iki çocuğum var. Babayım ben baba. Benim bu hakkımı kim verecek. Buradan soruyorum bu ülkenin bir anayasası var. Eğer Anayasa zengine şirkete patrona yandaşa çalışacaksa biz o zaman bu anayasayı hiç tanımayalım. Bizler hukuku bilen anayasayı bilen emekçi insanlarız. PTT anayasayı çiğnedi. Ben hayatımı çocuklarımız geleceğini kimseye bırakmam. İsterse karşımada kralları olsun. 20 yıl sonra çocuklarım bana bunu diyecek baba senin ellerinden öpüyorum. Sana helal olsun sen her yerde hakkını savunmuşsun.
Süleyman Gezer: 2013 yılında işe başladım ta ki 5 Ağustos’a kadar. Düğünümden 3 gün önce beni işten attılar. Ben ne yapacağım. Altı aydan beri işsizim. Eve gittiğim zaman eşimin yüzüne bakamıyorum. Bizim suçumuz ne biliyor musunuz? iki tane toplu sözleşme yaptığımız için işten çıkarıldık. İşçi kardeşimin cebine 500 lira koydum diye hain ilan edildim.