Kılıçdaroğlu'na linç girişimi davasında öne çıkan sanık savunmaları - ÖZEL

Kılıçdaroğlu'na linç girişimi davasında öne çıkan sanık savunmaları - ÖZEL
Kılıçdaroğlu'na linç girişimi davasındaki sanık ifadelerinde "Üzüntünün etkisiyle"," Kendini tutamayarak" ifadeleri tekrarlandı. Taş atanlar "küçük" taş attığını öne sürdü.

Halk TV Haber Merkezi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'nın Çubuk ilçesinde şehit er Yener Kırıkçı'nın cenazesine katıldığı sırada linç girişimine uğraması sonucu açılan davanın ilk duruşması dün (30 Kasım) Çubuk 2. Asliye Mahkemesi'nde görüldü.

Sanıklar, duruşma tutanağına yansıyan savunmalarında Kılıçdaroğlu’na saldırı olacağına dair önceden bir şey duymadıklarını öne sürdü. “Kılıçdaroğlu’nun geleceğini bilmiyorduk. Herhangi bir şekilde yönlendirme, teşvik, telkin vs bir etki söz konusu değil” ifadesi tüm savunmalarda tekrarlandı. Olayların “Üzüntünün etkisiyle” gerçekleştiği ifadesi de sıkça yinelendi.

Birçoğu Kılıçdaroğlu’na yönelik sözleri ifade ettiklerini belirtirken, bazı sanıklar bu sözleri kullandıklarını “kendilerini tutamadıklarını” söyleyerek kabul etti.

Sanıkların büyük kısmı fiziksel saldırı suçlamalarını reddetti. Kılıçdaroğlu’na yumruk atan sanık denk “denk geldi” diyerek özür diledi. Bir başkası yerden altığı toprağı attığını söyledi. Sopa ile gelen, ev yolunun tenhalığı için yanında bulundurduğunu ifade etti. Ayağını dengede duramadığı için kaldırdığını öne süren bir sanık “Vurmak isteseydim vurabilirdim” dedi. Araca taş atanlar ise kalabalıktaki “HDP ile anlaştı” sözlerini öne sürerek “galeyana geldim”, “dayanamadım” gibi ifadeler kullandı.

“Yumruk ‘denk geldi”

Kılıçdaroğlu’na yumruk atan sanık Osman Sarıgün, savunmasında Kılıçdaroğlu’nu “yuhaladığını”, yumruğunun ise “denk geldiğini” söyledi. “Olaydan dolayı pişmanım” diyerek Kılıçdaroğlu’ndan özür diledi.

“Arkamızdan kalabalık bir grup gelince bizi sıkıştırdı. Uzun boylu yapılı birisi beni omzumdan itekledi. Arkamdan bir şahıs "Adam sana vuruyor, sen ne duruyorsun" diye söyledi. Bu şekilde tahminime göre Kemal Kılıçdaroğlu'nun korumalarından birisi omzuma vurunca bende gayri ihtiyari yumruğumu savurdum. Yumruğum Kemal Kılıçdaroğlu'na denk gelmiş. Ben olay sırasında Kemal Kılıçdaroğlu'nu tam olarak görmedim. Bu arada beni tartaklayarak o alandan uzaklaştırdılar.

Sanık Ayhan Onbaşı, Kılıçdaroğlu’na  yönelik “Allah belanı versin”, “Kandil’e git”, “Şerefsiz” şeklinde yönelik hakaretleri söylediğini kabul etti. Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu evin önüne ise gitmediğini söyledi.

“Kışkırtma sonucu bu hale geldi”

Sanık Vahit Delibaş “PKK dışarı, PKK buraya giremez yuh’ şeklinde sözler söylediler ben de kendimi tutamayarak kalabalıkla beraber benzer sözler söyledim” dedi. Delibaş, Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu eve Kemal Kılıçdaroğlu ve güvenlik güçlerini korumak amacıyla geldiğini öne sürdü.

Kılıçdaroğlu’nun avukatının soruları üzerine “Kışkırtma sonucu bu olay bu hale gelmiştir” diyen Delibaş “Kimin kışkırttığını kimin olayı başlattığını bilemiyorum” dedi.

Elindeki sopaya dair savunmasında ise “Etrafı da tenha olduğu için köyümden Akkuzuluya gidip gelirken köpek veya başka bir hayvan saldırısından korunmak maksadıyla elimde sopa ile gelip giderim. Çünkü bu yol çok tenhadır. Herhangi bir saldırıya maruz kalmamak için bu sopayı aldım” ifadelerini kullandı.

“Kendimi tutamadım”

Sanık İrfan Topal “kendimi tutamadım” diyerek "yuh, şerefsiz defol git buradan, senin yüzünden şehitler geliyor v.s" şeklinde sözler söylediğini kabul etti.

“Seccadeyi, kendimi koruma amaçlı savurdum”

Sanık Ayşe Ortapınar, genellikle köy halkından olan kalabalığın kendisini araçların arasına sıkıştırdığını belirterek “beni sıkıştırmaya devam edince süt arabasının üstünden aldığım seccadeyi beni sıkıştıran kişilere doğru sallamaya başladım” dedi. “Can havliyle seccadeyi önüme gelene savurdum. Ben Kemal KILIÇDAROĞLU'nu orada hiç görmedim. Tamamen kendimi koruma amaçlı yaptım” ifadelerini kullandı. Ortapınar kendisine dönük eylemi olmadığını söylediği Kılıçdaroğlu’ndan özür diledi.

“Yerden aldığım toprak parçasını attım”

Sanık Yusuf Bedava ise yerden aldığı toprak parçasını Kılıçdaroğlu’na attığını söyledi.

“Teyzemin oğlunun şehit olması sebebiyle içinde bulunduğum üzüntü ve öfke sebebiyle yerden aldığım bir toprak parçasını Kemal Kılıçdaroğlu'na doğru attım. ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez, vatan sağolsun’ şeklinde tezahüratlarda bulundum ancak küfür ve tehdit içeren herhangi bir söz söylemedim.”

“Taş atma olayına engel olmaya çalıştım”

Sanık Salih Ateşyürekl Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu evin önüne gittiğini, tezaruhatlarda bulunduğunu belirtirken “taş atma olayı olduğu sırada ben yapmayın arkadaşlar diye elimi kaldırdım. Engel olmaya çalıştım” dedi.

Sanık Sami Şekerci, Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu evin önüne gittiğini belirterek “Niye geldin buraya PKK ile iş birliği yaptın, yazıklar olsun vs’ şeklinde sözler söyledim” dedi.

“Vurmak istesem vurabilirdim”

Sanık Oğuz Şimşek görüntülerde sağ ayağının kaldırdığı görülmesine karşın ayağını dengede duramadığı için kaldırdığını öne sürdü.

“Görüntülerde sağ ayağımı kaldırdığım görünmekte ise de ben ayağımı Kemal KILIÇDAROĞLU'na veya başka birine vurmak için değil direğin üzerinde tam dengede duramadığım için ve ayağımın başkalarına çarpmamasını sağlamak için kaldırdım. Eğer Kemal KILIÇDAROĞLU'na veya başkasına vurmak isteseydim çok rahat vurabilirdim.”

Şimşek, Kılıçdaroğlu’nun sorusu üzerine ise “Benim ayağımı kaldırmamın sebebi zarar vermek kastı ile değildir. Zaten müşteki kemal Kılıçdaroğlu benden 4-5 metre ilerideydi. Ben kendisine nasıl zarar verebilirim” dedi.

Sanık Koray Demirel, Kılıçdaroğlu’nun korumalarından birinin kendisine yumruk salladığını ancak isabet etmediğini iddia etti. Görüntülerde lacivert ceket, mavi gömlek, kirli sakallı, bıyıklı şahsın kendisi olduğunu teşhis ederek eve taş atan kişi olmadığını öne sürdü. Kılıçdaroğlu’nun avukatı ise video görüntülerinde eve doğru taş atan kişinin aynı şekilde aynı gömlek aynı kazağı giymiş olduğu dolayısıyla sanığın taş atan kişi olduğunu belirtti.

Sanık Fahrettin Abacı, tezahüratlara katılmadığını, evin önüne geldiğini söyledi. “Üzgünüm o anki bir anlık durumla bu şekilde davrandım” dedi. Kılıçdaroğlu’nun avukatı ise sanığın olayın her anında bulunduğunu belirtti.

“Grubu sakinleştiriyordum”

Sanık Cihan Karahisar da evin önüne geldiğini ifade ederek “ben yaptığım eylemin hata olduğunu anlayarak oradaki grubu sakinleştiriyordum. Herhangi bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı hakaret etmedim bunun dışında başkaca bir eylemim olmamıştır Ben orada sadece protesto amaçlı "yuh" şeklinde sözler söyledim” dedi.

“Yumruğumuzu kaldırarak tezahüratta bulunuyorduk”

Sanık Mustafa Amir de evin önüne geldiğini kabul etti. Olay gününe dair gösterilen fotoğrafta Kılıçdaroğlu’nu işaret etmediğini öne süren sanık Yunus Karakoç “Olay esnasında ‘kahrolsun PKK’ şeklinde yumruğumuzu havaya kaldırarak tezahuratta bulunuyorduk, o esnada birisi benim kolumu tutup indirmeye çalıştı, ancak ben Kemal Kılıçdaroğlu'na vurmak için herhangi bir hamle yapmadım” dedi.

“Küçük bir taş attım”

Sanık Ayşe Resimci ise “İçinde bulunduğum bayan grubundan birkaç kişi arabaya doğru taş atınca ben de yerden küçük bir taş alıp arabaya attım, ancak benim attığım taş arabaya değmedi. İkinci taşı atacakken askerlere isabet eder diye atmaktan vazgeçtim” dedi.

“Dayanamadım yerden aldığım taşları attım”

Sanık Elif Gölyeri de araca taş attığını kabul etti.

“…isimli şahsın ‘taşlayın arabayı, kovun buradan HDP PKK ile iş birliği yaptı, geçen hafta yeğenimi öldürdü’ şeklinde sözler söylemesi üzerine ben de dayanamadım. Yerden aldığım taşları arabaya doğru attım. Arabaya taş atmamın sebebi içinde PKK'lılar olduğunu söylenmesiydi.”

“Galeyana gelmem sebebiyle”

Sanık Engin Horat da taş attığını kabul edenlerden dolu. “Küçük bir taşı attım” dedi.

“Biz oradayken siyah bir minibüs geri geri yaklaşmaya çalışırken gruptan bazıları taş attı ben de küçük bir taşı alarak araca doğru attım. Bir anlık galeyana gelmem sebebiyle taş attım. Şu an tam olarak attığımı bile hatırlamıyorum.”

“Üzüntünün etkisiyle meydana geldi”

Sanık Eray Kuş da evin önündeki tezahüratlara katıldığını söyledi.

Sanık Gurbet Sarıyer de ifadesinde “yaklaşık bir ay kadar önce kardeşimin oğlu bir partinin aracının çarpması sonucu hayatını kaybetmişti. Üzerine bir de köyümüze şehit gelince bende ve köy halkında çok yoğun bir üzüntü meydana geldi. Olaylar bu üzüntünün etkisiyle meydana gelmiştir” dedi.

Güngör Aşık da araca taş attığını ifade ederken “Ben de kalabalık psikolojisinden etkilenerek” ifadesini kullandım.

Sanık Mustafa Baş da araca taş attığını  “yerden aldığım bir iki taşı araca doğru attım. Değip değmediğini bilmiyorum. Attığım taşlar ceviz büyüklüğünde anca vardı” diye anlatarak yaptıklarından dolayı pişman olduğunu söyledi.

“Zarar vermek istesem daha büyük taş atardım

Sanık Yunus Cansız araca taş attığını söylerken “Zarar vermek istesem daha büyük taş atardım” dedi.

"Yuh, gelmeseydin git buradan" şeklinde sözler söyledim. Biz oradayken siyah bir minibüs geri geri yaklaşmaya çalışırken bazı arkadaşların ezilme tehlikesi geçirmesi nedeniyle şoföre gelmemesini söyledim ancak şoför ısrarlı olunca gruptan bazılar taş attı ben de küçük bir taşı alarak aracın geri gelmemesini sağlamak amacıyla attım. Amacım zarar vermek değildi. Attığım taş çok küçüktü. Eğer zarar vermek isteseydim çok daha büyük bir taş atabilirdim. Zarar vermek istesem çok daha büyük taş atardım.”