Yargıtay Başkanı Cirit'ten Adli yıl açılışı töreninden flaş sözler
Adli yıl açılış töreninde konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Tamamen bir güven mesleği olan hakimlik ve savcılık mesleğini icra edenlerin yaklaşık 1/3'ünün terörist faaliyetlerin odağında yer alması, halkın gözünde yargıya olan güveni elbette sarsacak bir durumdur" dedi.
Yargıtay Ana Binası Konferans Salonu'nda Devlet Opera Korosu'nun dinletisi ile başlayan programda, Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Kalkınma Bakanı Lütfü Elvan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ve yargıtay üyeleri yer aldı. Açılış konuşması kapsamında kürsüye çıkan Yargıtay Birinci Başkanı İsmail Rüştü Cirit, günümüz dünyasındaki yönetimlerin yegane meşruiyet kaynağının, hukuka uygunluk ve kutsal adalet duygusunun toplumda yerleşmiş bulunması olduğunu dile getirdi.
Cirit Adli yıl açılış konuşmasında şunları söyledi:
"Bizim görevimiz, duyguyla, coşkuyla, ön yargıyla davranmak değil, Türk hukuk sisteminin son yıllarda büyük bir başarı ile yükselttiği insan haklarına ilişkin standartlardan taviz vermeden objektif delillere göre karar vermektir.
Tamamen bir güven mesleği olan hakimlik ve savcılık mesleğini icra edenlerin yaklaşık 1/3'ünün terörist faaliyetlerin odağında yer alması, halkın gözünde yargıya olan güveni elbette sarsacak bir durumdur.
Toplumun en çok güven duyması gereken meslek mensuplarının bir terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket etme ihtimali dahi, tek başına bir toplumun şaşkınlık ve sarsıntı yaşamasına yeterlidir.
Emanete ihanet ederek, kamu görevini ve özellikle yargı yetkisini belli bir örgütün amaçları doğrultusunda kullananlara adaletten başka bir borcumuz bulunmamaktadır.
Bu kişilerin, adil bir şekilde yargılanması, hukukumuzda öngörülen cezalara çarptırılması ve sarsılan kamu düzeninin yeniden tesisi kuşkusuz sağlanacaktır.
Terörle mücadelede bütün devletlere görev düşmekte olup, devletler özellikle silah ve mühimmatın terör örgütlerinin eline geçmesini önleyici tedbirler almak zorundadır.
Bu önlemleri almamak, teröre açıkça destek vermekle eşdeğerdir. Ancak teröre destek veren ülkeler, bu silahların bir gün kendilerine çevrileceğini bilmelidir.
Teröre doğrudan ve dolaylı destek veren ülkelerin, uluslararası sözleşmelere ve uluslararası hukuka uygun davranmalarını bekliyoruz."