Yakılan Afgan madenci davasında gerekçeli karar açıklandı

Zonguldak'ta cesedi yanmış halde bulunan Afgan maden işçisi Vezir Mohammad Nourtani'nin ölümüne ilişkin davada gerekçeli karar açıklandı.
77 sayfalık kararda, Nourtani’nin kasıtlı bir eylem sonucu öldürüldüğüne dair kesin ve ikna edici delil bulunmadığı ifade edildi. Sanık ifadeleri doğrultusunda, 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi kapsamında Nourtani'nin olay yerinde meydana gelen bir iş kazasında hayatını kaybettiğinin kabul edilmesi gerektiği belirtildi.
NE OLMUŞTU?
10 Kasım 2023’te Kırat Mahallesi Koca Osman Sokak’ta meydana gelen olayda, ormanlık alanda yanmış bir ceset gören vatandaşlar durumu yetkililere bildirdi. Yapılan incelemelerde, yakılarak öldürüldüğü belirlenen kişinin, kaçak bir maden ocağında çalışan, üç çocuk babası Afganistan vatandaşı Vezir Mohammad Nourtani olduğu tespit edildi. Otopsi raporuna göre, Nourtani 9 Kasım’da hayatını kaybetmişti; ailesi ise 10 Kasım sabahı kayıp başvurusunda bulunmuştu. Olayla bağlantılı olarak, kaçak ocağın sahipleri Hakan Körnöş (46), Enver Gideroğlu (34) ve Körnöş’ün kuzeni Ahmet Aydın (52) tutuklandı. Diğer çalışanlar S.K. (28), E.D. (22) ve kömür ticareti yapan A.Ç. (46) adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
SANIKLARA HAPİS CEZASI
İddianamede, sanıkların “olayın ortaya çıkması durumunda ocağın kapanacağı” kaygısıyla hareket ettikleri ve bu kapsamda ‘iştirak halinde kasten öldürme’ suçundan cezalandırılmaları gerektiği ifade edildi. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Nourtani’nin iş kazasında hayatını kaybettiği kanaatine varılarak, ocak sahipleri Hakan Körnöş ve Enver Gideroğlu’na ‘bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçundan 5 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Ahmet Aydın, cesedi yaktığı için ‘delilleri karartma’ suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılırken, Sercan K. ve Eray D. aynı suçtan 2’şer yıl, Alaattin Ç. ise pişmanlık ve iş birliği göstermesi sebebiyle 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Körnöş, Gideroğlu ve Aydın’ın tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi.
HUSUMET TESPİT EDİLMEDİ
11 Nisan’da görülen karar duruşmasının ardından, 13 Nisan’da 77 sayfalık gerekçeli karar açıklandı. Kararda, dosyada yer alan delil ve ifadeler detaylı şekilde ele alındı ve benzer olaylara ilişkin Yargıtay kararlarına atıfta bulunuldu. Nourtani ile sanıklar arasında herhangi bir husumet bulunmadığı, böbreğinin alındığına dair iddialara ilişkin raporlarda ise yanma nedeniyle organların birbirine yapıştığının saptandığı ifade edildi. Sanıkların Nourtani’yi öldürmelerine sebep olacak herhangi bir neden olmadığı ve kasıtlı bir öldürme eylemini destekleyecek yeterli delilin bulunmadığı aktarıldı.
ÖLÜM ANI TESPİT EDİLEMİYOR
Kararda, Nourtani’nin ölüm anının bilimsel olarak kesin şekilde belirlenmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi doğrultusunda, olay yerinde yaşanan bir iş kazası sonucu hayatını kaybettiğinin kabul edilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, Afgan işçinin battaniyeye sarılarak aracın bagajına yüklendiği sırada ölü olduğu varsayımının esas alındığı ifade edildi.
YAKMA EYLEMİNE ÜST SINIRDAN CEZA
Sanıklara iyi hal indirimi uygulanmadı; çünkü kişilik özellikleri ve samimi pişmanlık göstermemeleri bu kararı etkiledi. Ancak Alaattin Ç.’ye, olayı öğrendikten sonra savcılığa bilgi vererek sürecin aydınlatılmasına katkı sağlaması nedeniyle indirim uygulandı. Cesedi yaktığını kabul eden Ahmet Aydın’a ise, eylemin “vahşi niteliği” dikkate alınarak delil karartma suçundan üst sınırdan ceza verildiği belirtildi.
KARARA TEPKİ
Nourtani ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, gerekçeli kararın sadece 2 gün içinde yazılmasının mümkün olmadığını belirtti. “77 sayfalık gerekçeli kararın bu kadar kısa sürede yazılması, içeriğin gerekçeden yoksun olduğunu gösteriyor” diyen Şeker, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da karara itiraz ettiğini ve istinaf başvurusu yaptığını söyledi.
“ADİL YARGILAMAYA OLAN İNANCIMIZ TAM”
Koç Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın Nourtani’nin diri diri yakıldığı yönündeki raporunu hatırlatan Şeker, “Mahkemenin kararında çelişkiler var. Olayın iş kazası olduğu belirtilmiş, ancak sonrasında yaşanan yakma eylemi göz ardı edilmiş. Bu eylem cezasız bırakıldı. Sanıkların aldığı cezalar onanırsa birkaç ay sonra serbest kalabilirler. Bu kamu vicdanını derinden yaralayacaktır” dedi. Kararın bozulacağına olan inançlarını vurgulayan Şeker, “Gerekirse Anayasa Mahkemesi’ne, hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.