Vize krizinin şifreleri!
Hürriyet Gazetesi'nden Cansu Çamlıbel ve Sözcü Gazetesi'nden Zeynep Gürcanlı, ABD ile yaşanan vize restleşmesine yönelik değerlendirme yaparken, dikkat çeken ayrıntıları yazdılar.
Çamlıbel'in analizi şöyle:
"ABD'nin şok bir kararla Türkiye'den vize başvurularını dondurması Ankara için beklenmedik bir gelişme oldu. Karar tam da ABD’de 3 günlük tatil olan Kolomb Günü’ne denk geldi. Hürriyet’e konuşan Türk kaynaklar, “Rahatsızlık dile getiriliyordu, ancak vize rejiminin değişeceğine dair en ufak bir ima yoktu” dedi. Türk tarafı bu kararı 'orantısız' bulurken, Amerikalı yetkililer, ABD vatandaşlarına ve elçilik çalışanlarına yönelik gözaltıların 'ciddi sonuçları olacağını Türk tarafıyla paylaştıklarını' söyledi.
Uzun zamandır ABD’nin Suriye’de terör örgütü PKK'nın kolları YPG/PYD’ye desteği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın korumalarına dava krizi ve Ankara’nın Rusya’dan S-400 füze sistemi alma kararı nedeniyle gergin bir zeminde ilerleyen Türk-Amerikan ilişkilerinin kalbine bomba gibi düşen vize restleşmesi kritik bir eşik.
Zira bugüne kadar Türkiye ile yaşanan hiçbir krizde ABD, Türk vatandaşlarını doğrudan hedef alan bir adım atmamıştı. 1974’teki Barış Harekâtı sonrasında bile Türkiye’ye uygulanan vize rejiminde bir değişiklik söz konusu olmamıştı, Ankara’ya yönelik yaptırım silah ambargosu olarak gelmişti. Ankara her ne kadar tıpatıp aynı bir tedbirle karşılık vermiş olsa da ilk temaslarda Washington yönetiminin bir an önce bu kararından dönmesi yönündeki beklentisini dile getirdi. Ancak Ankara’nın ısrarlı sorularına karşın ABD tarafı vize yaptırımının süresine ilişkin hiçbir işaret vermedi.
İŞARET FİŞEĞİ 28 EYLÜL’DEKİ SEYAHAT UYARISI
ABD’nin Türkiye’deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetleri askıya alma kararı ABD İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli Türk vatandaşı Metin Topuz’un FETÖ davasında casusluk iddiasıyla tutuklanmasından 4 gün sonra geldi. Washington’ın bu konudaki ilk tepkisi 28 Eylül’de yenilenen ve mart ayındaki uyarıya kıyasla çok daha sert bir üslupla hazırlanan Türkiye’ye ilişkin seyahat uyarısının satır aralarında saklıydı.
Topuz henüz gözaltındayken yayınlanan seyahat uyarısında "Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan ya da tutuklanan ABD vatandaşlarının konsolosluk hizmetlerine erişiminde gecikmeler yaşanması ya da erişime izin verilmemesi giderek daha yaygın bir uygulamaya dönüşmüştür. ABD misyonu Türkiye vatandaşı da olan tutuklu Amerikan vatandaşlarıyla temasa geçememektedir" vurgusu vardı. Dahası bazı STK’larda çalışan Amerikan vatandaşlarının oturma izinlerinin iptal edildiği de belirtiliyordu. O günlerde konuştuğum bir ABD’li yetkili seyahat uyarısının yenilenmesine gerekçe olarak doğrudan Metin Topuz’un gözaltına alınmasını göstermişti.
TOPUZ’DAN ÖNCE ULUÇAY
ABD’nin seyahat uyarısından birkaç gün sonra tutuklanan Topuz Türkiye’deki ABD misyonlarında görevli olup da tutuklanan ikinci Türk vatandaşı oluyordu. ABD Başkonsolosluğu’nda tercüman olarak görev yapan Hamza Uluçay 7 Mart’ta PKK üyeliği iddiasıyla tutuklanmıştı.
WASHİNGTON’IN ‘CİDDİ SONUÇLARI OLUR’ UYARISI
Bu süreçte Washington Ankara’yı çeşitli görüşmelerde ABD misyonlarında çalışan yerel personele ve Türkiye’deki ABD vatandaşlarına yönelik siyasi bir görüntü sergileyen bu trendin devam etmesinin ciddi sonuçları olabileceği konusunda uyardı.
Türkiye’deki görev süresini tamamlayan ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass’ın giderayak cuma günü Türk gazetecilerle görüşmesinde kullandığı keskin ifadeler de aslında Washington yönetiminin sertleşeceğine yönelik önemli bir işaretti.
RESMİ TATİLE DENK GETİRDİLER
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin vize açıklaması ülkede federal bayram olarak kutlanan Kolomb Günü nedeniyle cumartesi başlayan ve bugün devam eden 3 günlük köprü tatil sırasında geldi. ABD’deki tüm resmi kuruluşların kapalı olduğu bir sırada duyurulan bu kararın hazırlığının önceden yapıldığı anlaşılıyor. Tatili bahane eden ABD Dışişleri Bakanlığı, büyükelçiliğin duyurusunun ötesinde bir açıklama yapmadı. İsminin açıklanmasını istemeyen Amerikalı yetkililer ‘Amerikan misyonlarında çalışan yerel personele ilişkin trendin devamının ciddi sonuçları olacağını Türk tarafıyla paylaşmıştık’ demekle yetindi.
ANKARA: VİZE İMASI YOKTU
Türk tarafından yetkililer ise "Evet rahatsızlık dile getiriliyordu ancak vize rejiminin değişeceğine dair en ufak bir ima yoktu" diyor. Türk tarafını en çok şaşırtan ise Washington’ın devlete yönelik tepkisi nedeniyle Türk vatandaşlarını cezalandırma anlamına gelen bir yaptırıma gitmiş olması. Bu tür durumlarda genelde ülkelerin devletler arası adımlarla tepkisini ortaya koyduğunu hatırlatan yetkililer, Türk vatandaşlarını hedef alan bu adımı ‘orantısız’ bulduklarını vurguluyor.
‘ORANTISIZ’ VURGUSU
Pazar günü olay patladıktan sonra Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın, ABD Büyükelçisi John Bass ile görüştü. Washington’da ise Büyükelçilik Müsteşarı Aydan Karamanoğlu, ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Jonathan Cohen ile görüştü. Türk tarafı bu görüşmelerde "Türkiye çalkantılı bir dönemden geçiyor. Bazı soruşturmalar var. Bazı kişiler soruşturma ağına takılmış olabilir. Ancak vize rejimini gözden geçirmenizi orantısız bir tepki olarak değerlendiriyoruz. Umarız bundan bir an önce geri adım atarsınız" mesajı verdi.
NE KADAR SÜRECEĞİ BELİRSİZ
En kritik nokta şu; yapılan görüşmelerde ABD tarafı vize işlemlerinin ne kadar süreyle askıya alındığına ilişkin hiçbir işaret vermedi. Diplomatik ve resmi pasaportlar da normalde göçmen olmayan vizeler kapsamında. Ankara bununla ilgili özel olarak izahat istedi. Ancak ABD’den bu konuda da diplomatik pasaportlara bir muafiyet uygulanabileceğine yönelik bir yanıt gelmedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da mevkidaşı Rex Tillerson ile görüşme talebinde bulunduğu öğrenildi. Ancak bu görüşmenin gerçekleştiğine dair henüz bir teyit yok."
Sözcü Gazetesi'nden Zeynep Gürcanlı ile krizi "ABD’den son dakika: Çok sert! Ambargonun ilk adımı…" diye başlıklandırdı. Yazıda şöyle denildi:
"ABD açıklamasında, “Türk hükümetinin, ABD'nin Türkiye'deki temsilcilikleri ve personeline yönelik vermiş olduğu güvenceleri yerine getirmediği” ima edildi.
DİPLOMASİDEKİ ADI; YUMUŞAK AMBARGO
ABD'nin, vize başvurularını askıya almaya ilişkin yaptığı açıklamada, doğrudan Türk hükümetini eleştiren bir tavır içine girmesi, “önlem” olarak da vize başvurularını askıya aldığını açıklaması, diplomaside “yumuşak ambargo” olarak geçiyor.
Eğer yaşanılan sıkıntılarda düzelme olmazsa, ABD'nin “daha sert önlemlere de başvurabileceğinin” işareti veriliyor.
KONGRE'DEN “AMERİKAN VATANDAŞLARINI TUTUKLAYANLARA VİZE VERİLMESİN” KARARI ÇIKMIŞTI
ABD'nin alabileceği “daha sert önlemlerin” ilk işareti ise, bizzat ABD kongresi tarafından verilmişti. ABD kongresi Tahsisler Komitesi'nde kabul edilen bir kararla, Türkiye'de adli soruşturmaya uğrayan Amerikan vatandaşları için, bu soruşturmayı yapan, izin veren ya da siyaseten sorumlu olanların ABD'ye sokulmaması konusunda bir karar kabul etmişti. Bu konudaki yetki de, ABD Dışişleri Bakanlığı'na verilmişti.
“GÜVENLİĞİMİZ YOK” MESAJI
Açıklamada yer alan, “temsilciliklerin ve personelin güvenliğinin sağlanması için daha az ziyaretçi” ifadesi ise, Türk hükümetini açıkca “güvenliği sağlayamamak”, hatta bizzat “güvenliği ihlal etmek” olarak yorumlandı.
Açıklamada, bu karara gerekçe olarak “yakın geçmişte yaşanan olaylar” denildi, ancak detay verilmedi.
Türkiye ile ABD arasında, “yakın geçmişteki” en büyük kriz, geçen hafta içinde bir ABD konsolosluk görevlisinin, FETÖ'ye destek gerekçesiyle önce gözaltına alınması, ardından da tutuklanmasıydı.
ABD, konsolosluk görevlisinin tutuklanmasının ardından yaptığı açıklamada, görevliye sahip çıkmıştı.
Türk Dışişleri Bakanlığı ise, söz konusu görevlinin “ABD tarafından Türkiye'ye resmen kendi adına çalıştığına ilişkin bildirilmemiş” olduğunu ifade etmişti.
ABD'nin bugün ani bir kararla vize başvurularını askıya alması, buna gerekçe olarak da “Türk hükümetinin ABD'ye verdiği güvenceleri yerine getirmemesini” ortaya koyması, Washington'un Türk tarafının açıklamasından “tatmin olmadığını” ortaya koydu.
YEREL PERSONEL RESMEN BİLDİRİLMİYOR; ANCAK SGK KAYITLARI VAR
Diplomatik kaynakların verdiği bilgiye göre, Türkiye'deki Büyükelçiliklerde görev yapan yerel personelin doğrudan Dışişleri Bakanlığı'na bildirilmesi gibi bir zorunluluk bulunmuyor. Sadece o söz konusu ülkeden gönderilen, o ülke vatandaşı personel Dışişleri Bakanlığı'na bildiriliyor ve “diplomatik dokunulmazlıktan” yararlanıyor.
Ancak çalışan yerel personelin sosyal güvenlik kaydı resmen SGK'ya bildiriliyor. SGK bildiriminde yabancı temsilcilikler “işveren” olarak yer alıyorlar. SGK'da, Türkiye'deki yabancı temsilciliklerde çalışan Türk vatandaşlarının, “hangi büyükelçilik ya da temsilcilikte çalıştığının” kaydı yer alıyor. Yabancı büyükelçiliklerde çalışan Türk personel için “diplomatik dokunulmazlık” bulunmuyor. Ancak bu personel de, çalıştığı işle ilgili bir konuda adli soruşturmaya uğruyorsa, genellikle “işveren” konumundaki ülke temsilciliğine bilgi veriliyor.
İDLİB OPERASYONUYLA AYNI GÜN
ABD'nin, Türk vatandaşlarının vize başvurularını kabul etmeyi askıya almasının, TSK'nın İdlip operasyonuna resmen başlamasıyla aynı güne denk gelmesi de dikkat çekti.
Türk askerleri, İran ve rusya ile varılan anlaşma sonucunda “çatışmasızlık bölgesi” olarak ilan edilen İdlib'e, Özgür Suriye Ordusu birliklerine refaketen girmişlerdi. Mehmetçiğin bölgedeki görevi, “ateşkes ihlallerini raporlamak” olarak açıklanmıştı."