Türk lirasındaki değer kaybı Alman ekonomisini endişelendiriyor
Merkez Bankası başkanlığındaki sürpriz değişiklik ve TL'deki değer kaybı Alman ekonomisini de endişelendiriyor. Alman şirketler, kurdaki dalgalanmaların Türkiye'ye ihracatta büyük bir güçlük yarattığını açıkladı.
Alman Makina ve Tesisat Üreticileri Birliği'nin (VDMA) dış ticaret sorumlusu Ulrich Ackermann, Naci Ağbal'ın Merkez Bankası başkanlığından alınması ve ardından Türk Lirası'nda (TL) yaşanan değer kaybının Türkiye ile iş yapan Alman şirketlerini de olumsuz etkilediğine dikkat çekti. "TL'deki dalgalanmalar ihracat yapan şirketler için büyük bir zorluk" diyen Ackermann, müşterilerinin kurdaki değişimlere karşı nasıl davranacaklarını bilseler de kurun sakin bir bantta hareket etmesinin hem yatırımlar hem de ihracat için çok daha faydalı olacağını söyledi.
DW Türkçe’de yer alan habere göre Alman ekonomisi, en önemli müşterilerinden biri olan Türkiye'ye 2020 yılında 21 milyan dolar tutarında mal sattı. Türkiye, geçen yıl Almanya'nın en çok mal sattığı ülkeler arasında 16'ıncı sırada yer alıyor.
Alman Kimya Endüstrisi Birliği (VCI) de Türkiye'deki gelişmelerle ilgili bir açıklama yaptı. Türk ekonomisinde istikrar sağlanmasının Alman kimya endüstrisinin de çıkarına olduğunu belirten Birlik, "Para politikasına siyasi saikle yapılan müdahaleler ve bunun tetiklediği döviz kurlarındaki dalgalanmalar kimya şirketlerini giderek daha fazla endişelendiriyor" ifadelerine yer verdi.
"Kurdaki zayıflık akut bir soruna dönüşecek"
VP Bank'ın baş ekonomisti Thomas Gitzel de "Türk para politikasına duyulan güvene ve para politikasının bağımsızlığına Cumhurbaşkanı kararıyla büyük zarar verildiğini" söyledi. "Türkiye'nin döviz kredisi dağlarının altında ezilmesi, kurdaki zayıflığı akut bir soruna dönüştürecek" diyen Gitzel, TL'deki değer kaybının, kredi kullanımını daha pahalı hale getireceğini vurguladı.
BayernLB şirketinin ekonomisti Manuel Schimm de Türkiye'de büyük ölçüde tüketim ve sermaye ithalatına dayalı büyüme modelinin 2014 yılından beri işlemediğini söyledi. Sanayiyi güçlendirecek ekonomik reformlar yerine siyasi yönetimin gevşek para ve kredi politikalarıyla işe yaramayan bir büyüme modelinde karar kıldığını kaydeden Schimm, giderek artan sosyo-politik baskı, ayrıca Türkiye'nin en büyük ticari ortakları ABD ve AB ile yaşadığı anlaşmazlık ve tartışmaların, dışardaki finansörleri ve yatırımcıların güvenini sarstığını dile getirdi.