TTB'den 'Maymun Çiceği'ne ilişkin tedavi ve aşı açıklaması!

Dünya Sağlık Örgütü, Mpox salgınını küresel halk sağlığı acil durumu ilan etti. Sadece 2024'te Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde 15 bin 600 vaka, 537 ölüm kaydedildi. Aşı kıtlığı ve hızla yayılan alt tip 1b virüsü, tüm dünyada endişe yaratıyor. TTB'den konuya ilişkin açıklama geldi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 14 Ağustos 2024’te Mpox salgınını küresel bir halk sağlığı acil durumu ilan etti. Bu, Afrika kıtasında hızla artan vaka sayılarının endişe verici boyutlara ulaşmasının ardından geldi.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yılın ilk sekiz ayında 15 bin 600 vaka ve 537 ölüm kaydedildi. Bu sayılar, sadece bilinen vakaları temsil ediyor; tıbbi takiplerin yetersizliği ve tanı testlerinin kısıtlılığı, gerçek tabloyu gizliyor.

Salgının yayılmasında özellikle dikkat çeken alt tip 1b virüsü, Afrika dışına henüz resmi olarak çıkmamış olsa da uzmanlar, bu virüsün fark edilmeden dünya genelinde yayılıyor olabileceğinden endişe ediyor. Mpox’un bu yeni dalgası, aşı sıkıntısı ve sağlık sistemlerinin yetersizliği nedeniyle kontrol altına alınmakta zorlanıyor.

Özellikle Afrika’da milyonlarca doz aşıya ihtiyaç duyulurken, bu kıtada hala etkin bir aşılama programı başlatılamamış olması, durumun ciddiyetini daha da artırıyor. Bu acil durum ilanı, küresel sağlık sistemlerinin daha etkin ve hızlı bir müdahalede bulunması gerektiğinin altını çiziyor.

343688.webp

TTB konuya ilişkin şunları kaydetti:

NELER OLUYOR?

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 14 Ağustos 2024 tarihi itibariyle Mpox (eski adıyla maymun
çiçeği) salgınını uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu (public health
emergency of international concern-PHEIC) olarak ilan etti. Bu ilanın esas amacı ülkeleri
tanı, surveyans (takip), bağışıklama ve tedavi açısından gerekli önlemleri almaları, bunlar
için kaynak ayırmaları konusunda uyarmak ve böylece salgının kontrol altına alınmasını
sağlamaktır. DSÖ tarafından yapılan açıklamada; sadece Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde
2024 yılı içinde görülen olgu sayısının 15 bin 600, ölen hasta sayısının 537 olduğu bildirildi
(1). Bu açıklamadan bir gün önce kıtasal düzeyde ilan edilen uluslararası öneme sahip bir
halk sağlığı acil durumu yeni açıklamayla “küresel” düzeye yükseltildi (2).
Daha önceki salgından etkilenmemiş Burundi, Kenya, Ruanda ve Uganda gibi en az 13 Afrika
ülkesinde Mpox salgınları bildirilmiştir. Olguların çoğu Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde
görülmüştür. Kıta genelinde şüpheli olgu sayısı hızla artmakta olup; 2022'deki 7.146 olgu ve
2023’te 14.957 olgu saptanmışken, 2024 yılı ağustos ayı itibariyle olgu sayısının 17 bine
ulaştığı aktarılmıştır. Afrika’da tanı testlerinin kısıtlılığı, tıbbi izlemlerin yetersizliği göz
önünde bulundurulduğunda bu sayıların buzdağının sadece görünen kısmı olduğu
vurgulanmaktadır (2).

DSÖ’nün 12 Ağustos 2024 tarihinde Mpox’a ilişkin yayımladığı güncel durum raporunda 1
Ocak 2022 ve 30 Haziran 2024 tarihleri arasında 116 ülkede yaklaşık 100 bin (99 bin 176)
olgunun ve 208 ölümün görüldüğü belirtilmiştir. Olguların %96’sı Demokratik Kongo
Cumhuriyeti’nde görülmektedir (3). Durum raporlarında laboratuvarda tanı testleri ile
doğrulanmış olguların bildirildiği, mevcut olgu sayılarının tamamını yansıtmayacağı
vurgulanmaktadır.

Sağlık Bakanlığı tarafından ülkemizdeki olgu sayısı hakkında bilgi verilmemiştir. Amerikan
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) verilerine göre, ülkemizde 2022’den bu yana
12 olgu tanımlanmıştır.

2022 yılında başlayan salgın, virüsün “clade 2b” olarak tanımlanan alt tipi ile yayılmışken,
2023 yılı Eylül ayından itibaren daha ağır seyirli olan “clade 1” alt tipinin arttığı
kaydedilmiştir (4). Etkili bir tedavisi olmayan Mpox hastalığından korunmak için gereken
aşıların temini konusunda, Afrika’da yaşanan sıkıntılar nedeniyle hastalığın hızla yayılmaya
devam edilmesinden endişe edilmektedir. Milyon dozlarla ifade edilen aşı gereksinimine
karşın Afrika’da halen bir aşılama programı başlatılamamıştır. Aşının mevcut olduğu
ülkelerden Afrika’ya aşı ulaştırılması ve Mpox aşısının risk altındaki kişilere uygulanabilmesi
için hazırlıkların yürütüldüğü bildirilmektedir (1, 5).

NEREDEN ÇIKTI?

Maymun çiçeği hastalığı, ilk olarak maymunlarda 1958’de saptanmış ve cilt bulguları çiçek
hastalığına benzediğinden “maymun çiçeği” olarak adlandırılmıştır. İnsanlarda ilk olgu 1970
yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (Eski adı Zaire) görülmüştür.

DSÖ, 2022 yılında bu hastalığın küresel yayılımı sırasında, toplumdaki damgalanmayı ve
ayrımcılığı azaltmak için yeni bir isimlendirme ihtiyacı duymuştur. "Mpox" ismi ile hastalığın
ciddiyetine ve küresel sağlık riskine vurgu yaparken, aynı zamanda hastalıkla ilgili yanlış
anlaşılmaların önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

Mpox virüsü, çiçek virüsüne akraba bir DNA virüsüdür. Virüs, çiçek hastalığına benzeyen
ancak daha hafif seyirli bir enfeksiyona neden olmaktadır. Orta ve Batı Afrika’da iki farklı
genetik alt tipin hastalık yaptığı bilinmektedir. Batı Afrika alt tipi (clade 2), Orta Afrika
(Kongo Havzası) alt tipine (clade 1) oranla daha hafif seyirli hastalık yapmaktadır. 2022'de
dünya genelinde büyük bir salgına yol açan alt tip 2’dir. 2024 yılında sayısı hızla artan
olgularda ise alt tip 1b saptanmaktadır. Afrika’da halen 1, 1b ve 2b alt tipleri ile yayılım devam
etmektedir (3). Acil durum ilanının nedeni olan alt tip 1b ile gelişen bir vaka henüz Afrika
dışından bildirilmedi. Ancak tanı güçlüğü ve farkındalık eksikliği nedeniyle bu alt tipin
dünyaya yayılmış olabileceği düşünülüyor.

maymun-cicegi-hastaligindan-korkmali-miyim-1.webp

NASIL BULAŞIR?

Adında “maymun” geçmekle birlikte maymunlardan daha çok sincap, sıçan, fare gibi
kemirgenlerde bulunan ve onlardan insana geçen bir hastalıktır. Günümüzdeki görülen
salgınlardaki bulaşma yolu insandan insanadır.

Yakın fiziksel temas: Mpox, enfekte bir kişiyle doğrudan cilt teması yoluyla yayılabilir.
Özellikle enfekte kişinin deri lezyonları, ciltteki yaralar veya kabuklar ile temas risklidir.
Mpox ayrıca enfekte bir kişinin vücut sıvılarıyla temas yoluyla da bulaşabilir.
Solunum yoluyla bulaşma: Uzun süreli yüz yüze temas esnasında, enfekte bir kişinin
solunum salgıları (örneğin öksürük veya hapşırık yoluyla yayılan damlacıklar) yoluyla da
bulaşma riski vardır. Ancak, bu yol genellikle daha uzun süreli ve yakın temas gerektirir.
Kontamine yüzeyler: Mpox virüsü, enfekte kişinin dokunduğu veya vücut sıvılarının
bulaştığı yüzeylere temas yoluyla da bulaşabilir. Bu tür yüzeylerle temas ettikten sonra ellerin
yıkanmadan yüze, ağza, buruna veya göze temas ettirilmesi virüsün bulaşmasına neden
olabilir.

Anneden bebeğe: Mpox virüsü, enfekte bir anneden doğum sırasında bebeğe geçebilir.
Ayrıca, hamilelik sırasında plasenta yoluyla da bebeğe bulaşma riski vardır.
Cinsel temas: Mpox, cinsel temas sırasında da bulaşabilir. Cinsel ilişki esnasında vücut
sıvılarının ve cilt lezyonlarının teması, virüsün bulaşma riskini artırır.

HASTALIĞIN BELİRTİ VE BULGULARI NELERDİR?

Maymun çiçeği hastalığı, ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde
şişlik ve cilt lezyonlarına (döküntülere) neden olur. Yakınmalar, virüs ile temas ettikten sonra
ortalama 1-2 hafta (5-21 gün) sonra ortaya çıkar.

Hastalığın ilk 5 gününde ateş, şiddetli baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme, sırt ağrısı ve aşırı
halsizlik görülür. Bu belirti ve bulguların çoğu birçok hastalıkta görülebilir ancak lenf bezi
şişliğinin olması özellikle çiçek, su çiçeği ve kızamıktan ayırmada önemlidir.

Ciltteki döküntüler, ateş başladıktan sonra 1-3 gün içinde ortaya çıkar; gövdeden çok yüzde,
kollarda ve bacaklarda görülür. Avuç içi ve ayak tabaklarında, ağız içinde, genital bölgede ve
gözlerde lezyon saptanabilir. Lezyon sayısı değişkendir; az sayıda veya çok fazla sayıda
olabilir. Lezyonlar, düz bir kızarıklık şeklinde başlayıp (makül), deriden kabarık hale gelir
(papül); ardından içleri berrak sıvı ile dolarak “vezikül” görünümü alırlar. Veziküllerin
içindeki berrak sıvı sarımsı renkte bir sıvıya döner ve “püstüller” oluşur. Püstüller, kabuk
bağlar ve kabukların düşmesiyle lezyonlar ortadan kalkar. Bu süreç, genellikle 2-4 hafta sürer
ve kendiliğinden iyileşir. Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde hastalık ağır seyredebilir
(6).

HASTALIĞIN TANISI NASIL KONUR?

Hastalığın tanınabilmesi için öncelikle akla gelmesi önemlidir. Hastalık belirtileri gösteren
kişilerin son bir ay içinde riskli bölgelere seyahat edip etmedikleri ya da benzer belirtileri olan
birileri ile yakın temasları olup olmadığı sorgulanmalıdır. Maymun çiçeği hastalığından
şüphe edildiği durumlarda lezyonlardan uygun şekilde elde edilmiş ve gerekli güvenlik
önlemleri alınarak paketlenmiş örneklerin ilgili laboratuvara gönderilmesi gereklidir. Tahmin
edileceği gibi bu test, rutin laboratuvarlarda yapılamaz ancak gerekli malzemenin, personelin
olduğu biyogüvenlik düzeyi 2 laboratuvarlarda yapılabilir. Günümüzde tanı, PCR (polimeraz
zincir reaksiyonu) ile virüse ait DNA’nın örneklerde gösterilmesine dayanmaktadır.
Maymun çiçeği hastalığının tanısını kan örneklerinden koymak çok olanaklı değildir. Virüs,
kanda çok kısa süre kaldığından PCR ile saptamak genellikle mümkün olmaz. Antijen ve
antikor testleri de daha önce uygulanan çiçek aşısı vb. nedenlerle her zaman doğru sonuç
vermez (6).

TEDAVİSİ VE AŞISI VAR MIDIR?

Mpox hastalığı için yaygın kullanılan bir ilaç yoktur. Şimdiye kadar görülen olgular, sidofovir,
brinsidofovir, tekovirimat (ST-246) isimli antiviral ilaçlar ve çiçek immünoglobulini
uygulanarak kontrol altına alınmıştır. Tekovirimat isimli ilaç, hayvan ve insan
çalışmalarından sonra 2022’de Avrupa İlaç Ajansı (EMA-European Medicine Agency) ve
ABD FDA tarafından onaylanmıştır ancak dünyada yaygın olarak bulunmamaktadır.
ABD’de maymun çiçeği hastalığı için kullanılmak üzere 2019 yılında FDA tarafından
onaylanmış JYNNEOSTM (Imvamune ve Imvanex adları ile de bilinmektedir) isimli aşı
bulunmaktadır. Bu zayıflatılmış (atenüe) aşı, çiçek ve maymun çiçeğine karşı etkili olup
içinde Modifiye Vaccinia Virus Ankara suşu bulunmaktadır. Bu suş, Refik Saydam
Hıfzıssıhha Enstitüsü Aşı Laboratuvarları’nda, büyük olasılıkla at çiçeği virüsünün seri
pasajlarıyla çiçek aşısı suşu olarak geliştirilmiş Vaccinia Ankara suşunun, daha sonra Münih
Üniversitesi’ndeki araştırıcılar tarafından daha güvenilir bir aşı sağlamak amacıyla tavuk
fibroblast doku kültürlerinde yeniden seri pasajlanmasıyla elde edilmiştir. Laboratuvarda bu
tür virüslerle çalışanlara ve salgın durumunda temas edenlerde kullanılmak üzere kısıtlı
sayıda mevcut olduğu bilinmektedir. Aşı temastan sonra da uygulanabilmektedir (6).

Kaynak:Haber Merkezi