Tahir ile Ali Faik'in hikayesi

Tahir ile Ali Faik'in hikayesi
İsmail Saymaz, Tazminat mağduru madencilerin Ankara girişinde gerçekleştirdiği eylemi sonlandırmasının ardından Manisa’ya dönüş sırasındaki trafik kazasında hayatını kaybeden Ali Faik İnter ile Tahir Çetin'i yazdı.

Sözcü yazarı İsmail Saymaz, Tazminat mağduru madencilerin Ankara girişinde gerçekleştirdiği eylemi sonlandırmasının ardından Manisa’ya dönüş sırasındaki trafik kazasında hayatını kaybeden Ali Faik İnter ile Tahir Çetin'i yazdı.

Saymaz'ın bugünkü yazısı şöyle:

Dört gündür Ankara'nın girişinde, bir mola tesisindeydiler.

Başkente sokulmamışlardı.

Son altı yılda 16. gelişleriydi, Somalı madencilerin.

Bu sefer, kapatılan Uyar Madencilik'te 888 işçinin ödenmeyen ölüm, iş kazası, ihbar ve kıdem tazminatlarını alabilmek için yola çıkmışlardı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Ocak 2021'e dek sorunu çözeceklerini söylediği halde tazminatlar yatmamıştı. Canlarına tak etmişti artık.

Bir otobüs işçi Bağımsız Maden İş Sendikası öncülüğünde 4 Ocak gecesi Soma'dan hareket etti.

Dönerlerse lokma…

Dönmezlerse helva yaksınlardı.

Sabaha karşı güvenlik gerekçesiyle durduruldular.

Betonda yattılar.

Ağaç diplerinde koyun koyuna uyudular.

Yol kenarında yemek yediler.

Nihayet sesleri işitildi ve beş kişilik heyet kuruldu.

Heyetten Bağımsız Maden İş Başkanı Tahir Çetin, ocaklara gençliğini…

Ali Faik İnter, babasını…

Ali Kandemir, çakır gözlerini…

Metin Arslan hünerli parmaklarını vermişti.

Beş kişilik heyet TBMM'de partilerle görüştü, AK Partililerle müzakere etti.

Ankara söz verdi: Tazminatları ödemek birincil öncelikleri olacaktı. Sendika da mağdur listesi oluşturup bakanlığa verecekti.

Madenciler mücadele etmenin kıvancı ve kazanmanın huzuru ile Soma'ya dönmek üzere 8 Temmuz gecesi araçlarına bindi.

Otobüste işçiler…

Öndeki arabada Tahir ile Ali Faik vardı.

Aile boyu mücadele

Somalı madenciler dört gruptan oluşur: Somalılar, Kütahyalılar, Balıkesir Savaştepeliler, İzmir Kınıklılar.

42 yaşındaki Tahir, Kınık'ın Alevi köylerinden.

Üç çocuk babasıydı.

18 yılını verdi linyit ocaklarına.

Şükürler olsun ki sağ çıktı.

Fakat çok işçinin tabutunu omuzladı.

Yerin yüzlerce metre altında kömür çıkarırken yanarak…

Göçükte ezilerek…

Grizuda parçalanarak ölenler gördü.

Soma A.Ş.'nin ocağında 13 Mayıs 2014 sabahı 301 insanı birden toprağa verdikten sonra ahdetti; devran böyle sürmeyecekti, hemen sendikaya yazıldı.

Kardeşleri Öncü ve Selçuk, yeğeni Volkan da peşi sıra…

Öncü, işten atıldığı için madende üç ay direndi.

Volkan ise tutuklandı.

Tahir'e gelince…

İş kazası mı geçirdi?

Birkaç yara bere hariç, asla.

Alacağı mı kaldı?

Aksine tazminatını alarak, emekli oldu.

O halde derdi ne miydi?

Ezilenler için daha adil ve işçilerin yüzünün güldüğü bir dünya.

Bu kadar.

O ve arkadaşları 2018'de Bağımsız Maden İş'i kurdu.

Patronlarla ve devletle yumruk yumruğa dövüştüler.

İlk önce Soma A.Ş.'de kapı dışarı edilen 3624 işçinin gasp edilen tazminatları için 5 Ekim 2019'da Ankara'ya yürüme kararı aldılar. Yüzlerce işçinin önü Kırkağaç Çamlık'ta kesildi.

Günlerce yolda yattılar.

Direniş sonuç verdi: Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) 3624 işçiye 150.6 milyon TL ödedi.

Bu, Tahirlerin ilk zaferiydi.

Madencinin yetimi

Tahir ve arkadaşları Kırkağaç'ta “Ölmek var, dönmek yok” diye slogan atarken…

Bir genç dört gün boyunca 200 metre mesafeden onları seyretti.

Cesaretini toplayıp yanlarına geldi.

“Ağabey” dedi, “Ben de size katılabilir miyim?”

O genç, Ali Faik İnter'di.

Ali Faik, Simav'ın Bedirler köyünden.

Babası Ramazan da maden işçisiydi. Ocaktaki altıncı ayında elektrik çarpmasından can vermişti.

Ali Faik, babası öldüğünde altı yaşındaydı.

Yetim büyüdü.

Yatılı okullarda okudu.

Annesi Nuran, Kınık'ın ovalarında yevmiyeyle domates ve pamuk toplayarak yetiştirdi Ali Faik ve kardeşi Ekber'i.

Simav'dan gelen
un ve patates olmasa aç kalırlardı.

Ali Faik, AK Parti üyesiydi.

TKİ'de kadrolu dozer operatörüydü.

Taşeron işçilere göre yüksek bir maaş ve kömür yardımı alıyordu.

Türkiye Maden-İş Sendikası'nın üyesiydi.

İşten atılmayı göze alarak, Kırkağaç'ta direnen sol görüşlü Bağımsız Maden İş'çilere katıldı.

Neden mi?

Hiç tanımadığı babası için…

Ali Faik, felçli dedesi Ömer için aldığı arabasını bile sendikaya adadı.

Ankara'ya, Ermenek'e, Muğla'ya ve Çanakkale'ye; bir direnişten diğerine gittiler.

Bir yandan, Soma'da işçi olan köylülerine öncülük ederek, Bedirler Köyü Derneği'ni kurdu, Ali Faik.

Ardından başkanlığı üstlendi.

Aklında köyünün yolunu asfaltlamak, imamevi inşa etmek, su sorununu çözmek, çiftçi kooperatifi kurmak vardı.

Evlenmeye bile vakti kalmamıştı, bekardı.

Aynı günlerde yol arkadaşı Tahir ile Karaman'a gitti.

Ermenek'te 28 Ekim 2014'te binlerce ton su ve çamurda boğularak ölen 18 madencinin arkadaşları maaş ve tazminatlarını alamıyordu. Tahir ile Ali Faik, Ermenek'in ocaklarında ve sokaklarında sabahladı.

Ücretlerin alınmasını sağladılar.

Bir yıl sonra…

Yani, 30 Ekim 2020 gecesi…

İzmir'i yerle bir eden depremi Soma'daki direniş çadırında haber aldılar.

Ali Faik ve arkadaşları beklemeden İzmir'e gitti.

Bayraklı'da bir apartmanın enkazından dört ceset çıkardılar.

Son yolculuk

Somalıların son Ankara seferi 5 Temmuz'da başladı.

Başkent girişindeki tesiste dört gün beklediler.

Etrafları jandarmayla çevriliydi.

Tahir, arkadaşlarına seslenirken, uğradıkları adaletsizliğe öfkeliydi:

“Neden, Allah aşkına neden? Kanunsuz, adaletsiz, insana insan gibi değer vermemek… Nasıl bir adaletsizlik var, nasıl?”

Ali Faik de ant içmişti:

“Kaybettiğim babamın tazminat hakkını hala alamadım. Babamın işçi arkadaşlarıyla tazminat hakkımı arıyorum. Ant olsun ki vazgeçmeyeceğiz.”

Ve başardılar.

8 Temmuz'da “Çözeceğiz” diye söz aldılar.

Tahir ve Ali Faik önde, işçi otobüsü arkada, Soma'ya dönüşe geçtiler.

Yorgundular.

Fakat direnerek kazanmanın mutluluğu içindeydiler.

Direksiyonda Ali Faik vardı.

Sabaha karşı iki yoldaşın gözleri kapandı.

Soma'ya 10 kilometre kala…

Kırkağaç'ta…

Biri camiden, diğeri cemevinden

Tahir'in kardeşi Öncü, hayvan satmak için gittiği Antalya'da aldı acı haberi.

Ali Faik'in annesi, ovaya yevmiyeye gitmek üzere bindiği işçi servisinde…

“Öldü mü yoksa?” dedi.

Evet, öldüler.

Nazım Hikmet'in ‘Tahir ile Zühre Meselesi' şiirinde yazdığı üzere:

“Mesela bir barikatta dövüşerek…

mesela kuzey kutbunu keşfe giderken…

mesela denerken damarlarında bir serumu,

ölmek ayıp olur mu?”

Olmaz!

Peki hiç tanımadığı, bir kez bile selam alıp vermediği işçilerin gasp edilmiş hakları için ölümüne vuruşarak…

Aç kalmamak için canından vazgeçenlerle yola çıkarken…

Yahut babasını iş cinayetinde kaybeden yetimlerin gelecekleri uğruna….

Ölmek ayıp olur mu?

Ali Faik, önceki gün Soma'da camiden; Tahir ise dün Kınık'ta cemevinden uğurlandı.

Şimdi Somalı, Ermenekli, Kozlulu, Dursunbeyli ve Mustafakemalpaşalı şehit madencilerin cennetindeler.