Süleyman Özışık: "Soylu'ya binlerce dosya verdim"
Organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan Sedat Peker, Hadi ve Süleyman Özışık kardeşlerle ilgili bazı iddialarda bulunmuştu.
Süleyman Özışık'ın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya "masum olduğunu düşündüğü" insanların dosyalarını verdiğini söylediği bir videoları ortaya çıktı.
Süleyman Soylu'ya dosya götürdüm
İçişleri Bakanı Soylu'ya ve OHAL işlemleri komisyonuna dosyalar sunduğunu söyleyen Süleyman Özışık:
"Benim bu konularda ilkesel bir duruşum var. İçeride bir masum olmasındansa dışarıda bin suçlu olmasını tercih eden birisiyi. Dışarıdaki suçlu bir türlü yakalanır ama içerideki masumun kul hakkını kimse ödeyemez.
Ben gerek Süleyman Soylu'ya gerek OHAL işlemleri komisyonuna gerek diğer mercilere bu güne kadar masum olduğuna inandığım binlerce kişinin dosyasını götürdüm. Dedim ki, bu insanlar eğer masum çıkmazsa, hesabını benden sorun. Araştırmalar yapıldı ve hepsinin bir iftiraya kurban gitti ortaya çıktı" ifadeleri kullandı.
Mansimov detayı
Özışık kardeşlerin, yine Sedat Peker'in Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar tarafından "Marinasına çöküldüğünü" öne sürdüğü Mübariz Mansimov'la ilgili yaptıkları 17 Haziran 2020 tarihindeki yayın dikkat çekti.
"Mübariz Mansimov'la ilgili iddianame şok etti" başlığı ile Youtube'a yüklenen videoda Süleyman Özışık'ın kullandığı ifadeler şu şekilde:
"Gerek Süleyman Soylu'ya gerek OHAL işlemleri komisyonuna gerek diğer mercilere, masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm. Dedim ki; 'bu insanlar masum çıkmazsa hesabını benden sorun' ve araştırmalar yapıldı. Hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı."
Özışık'ın bu konuşmasından bir hafta önceki yayında ise "Mansimov'un masum olduğundan adımın Süleyman Özışık olduğu kadar emin olduğunu" söylemesi dikkat çekti.
Odatv Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Avukat Mehmet Ruşen Gültekin'e bu iddiaları sordu. Gültekin
"Hukukta böyle bir yol yok. OHAL komisyonları yargı makamı gibi çalışıyor. Orada yargıçlar da çalışıyor, görev yapıyor. Böyle bir yöntem yargıyı etkileyemeye teşebbüs gibi anlaşılır. İçişleri Bakanlığı siyasi bir makam OHAL komisyonu bir yargı makamı gibi çalışıyor. Bunun sınırlarını nerede çizeceğiz biz. Yani bu mahkemeye, savcılığa intikal ettiğinde de aynı şeyler mi olacak bunlarla ilgili. Bir gazetecinin işi midir bu? Değildir tabii ki bunlar etik dışı davranışlar ve sınırlarının nerede olacağı belli olmayan davranışlar."
"Gazetecilik değil"
Mahkemeye intikal etmiş bir olayla ilgili böyle bir davranışın ise gazetecilik faaliyeti olmayacağını söyleyen Ruşen Gültekin şunları söyledi:
"Yargı yargıya bırakılmadıkça bu sorunları çözmek mümkün değil. Birileri bu işlere aracı olabiliyorsa, bazı yargı mensupları Twitter'da aleni fotoğrafları görmeye başladık. Bazı isimlerle yemek yedikleri falan ortaya çıkmaya başladı. Bu noktada bir dökülme olduğu görülüyor. Adaletsizlik herkesi vurmaya başladı."
"Vaktiniz olmaz.."
20 yıl yargıda çalıştığını hatırlatan Gültekin şöyle devam etti:
"Yargıtay Cumhuriyet Savcısıydım bir Allah'ın kuluyla fotoğrafımız yok, yemek yemişliğimiz yok. Olamaz da zaten yargıçlık yapıyorsunuz vaktiniz yoktur. 18 saat dosya okuyorduk biz. Binlerce yargıç var iyi çalışan emek veren onları da töhmet altında bırakıyorlar. Bu etik tutumların ortada kalktığı günlerden geçiyoruz."
"Acı çekiyoruz"
Özışık'In 'bu adam suçsuzdır' diyerek Bakan Soylu'ya dosya verdiğini iddia etmesi için görüşünü sorduğumuz Gültekin şunları söyledi:
"Olacak şey değil. Bir de İçişleri Bakanımız'dan bahsediyoruz.zaten emrinde 300 bin kişi olan bir siyasi makamdan bahsediyoruz. Bunları konuşmak beni utandırıyor. Cidden acı çekiyoruz."
Çıkış yolu ne...
Ortaya çıkan iddiaların yargıya gölge düşürdüğünü kaydeden Gültekin sözlerini şöyle bitirdi:
"Türkiye'nin bağımsız ve tarafsız bir yargıya ihtiyacı var bunun da yolu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yürütmeden tamamen ayrılması ile olur. Bundan kurtulamadığımız için bunları yaşıyoruz. Yargının sadece esasta değil görünüşte de bağımsız olması çok önemli. Avrupa Konseyi'nin direktifleri de bu şekildedir. Bu tarz fotoğrafların olmadığı, görüşmelerin olmadığı bir yargıdan bahsediyorum. Bunlar yargıya gölge düşürüyor. En azından vicdani bir karar verilse bile onun bile tartışıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu dvranışlar binlerce yargıç ve savcıyı töhmet altında bırakıyor."
Tepki yağdı
Odatv'nin ortaya çıkarttığı ve ses getiren videoya tepki yağdı. Bazıları şöyle:
Cumhuriyet yazarı ve Kırmızı Kedi editörü Mehmet Ali Güller "Neydi FETÖ Borsası? Kitabın yazarı Can Özçelik kısaca anlatsın lütfen..." dedi.
DEVA Partisi kurucusu Tunahan Elmas "Yargı sistemimize Özışık Kardeşler diye üst yargı organı mı kuruldu, ne oldu da bu adam bu şekilde konuşabiliyor? Yargının verdiği kararlarla görevine iade edilemeyen binlerce insan varken, Süleyman Özışık’ın şahitliğiyle mi insanlar görevine iade ediliyor? Ne demek oluyor bu?" diye yazdı.
Hukukçu Kerem Altıparmak "Adam binlerce dosya götürdüm, hepsi de aklandı diyor. Zaten OHAL Komisyonundan çıkan olumlu karar sayısı 14072. Demek yarısı Özışık kararıymış. Bu durumda tüketilmesi gereken hukuk yolları: a. Süleyman Özışık-Süleyman Soylu-OHAL Komisyonu b. Süleyman Özışık-OHAL Komisyonu" ifadelerini kullandı.
Peker iddiaları
Peker, videosunu yayınladığı Hadi Özışık'ın Bakan Soylu ile arasında arabuluculuk teklfinde bulunduğunu öne sürmüştü. Hadi Özışık "Yaptıysam şerefsizim" derken Peker'in yayınladığı videolara Soylu ise "İsmimizi kullanarak bir mafya lideriyle bana tuzak kurdular. Suç duyurusunda bulunacağım" ifadelerini kullanmıştı.
10 milyon euro
Peker'in videoları sonrası gündeme gelen kara para aklama iddiasıyla ABD'nin talebi ile Avusturya'da tutuklanan SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz'ın iddiaları da gündeme bomba gibi düşmüştü.
İstifa eden Habertürk TV eski sunucusu Veyis Ateş'in Korkmaz'dan "Seninle uğraşan bir klik ve lobi var ama bu arkadaşlarla işi tersine çevirmek mümkün…” ifadeleriyle, Habertürk yazarı Sevilay Yılman'ın iddiasına göre "devletle bağlantılı kurum, kuruluş ya da bakanlıklardaki" "lobi ve klikler için 10 milyon euro" istediği haberleri ayyuka çıkmıştı.
Yazarlık okulu
Peker'in tweetlerinden ve videolarından sonra gözlerin çevrildiği isimlerden Süleyman Özışık ve Veyis Ateş'in beraber Yazarlık Okulu'nu da Odatv gündeme getirmişti.