SON DAKİKA! Zonguldak Belediye Başkanı ifadeye çağrıldı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayı olacağını duyurduktan sonra 18 Mart tarihinde diploması edildikten vir gün sonra 19 Mart tarihinde gözaltına alındı. İmamoğlu, 23 Mart tarihinde çıkarıldığı mahkeme tarafından "mali suçlar" gerekçesiyle tutuklanarak Silivri'ye gönderildi.
İmamoğlu'nun gözaltına alınması, İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere Türkiye'nin her tarafından toplumsal tepkiye yol açtı. Başta öğrenciler olmak üzere sokaklara dökülen milyonlar, anayasal güvence altında olan protesto hakkını kullandı.
İktidarın protestolarda ve devamında yargı eliyle yürüttüğü operasyonlar sürüyor. Son olarak CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem'in, İmamoğlu için yapılan protestolara katıldığı gerekçesiyle Savcılık tarafından ifadeye çağrıldığını duyurdu.
Başarır'ın paylaşımı şöyle:
"Utanma duygusunu yitirmiş bir iktidar; faşist, cuntacı ve dikta yönetimle karşı karşıya ülkemiz! Zonguldak Belediye başkanımız; cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşın tüm ülkenin ortaya koyduğu eylemlere katıldığı için, savcılık ifadeye çağırdı. Yırtıp atıyoruz bu soruşturmaları!"

TAHSİN ERDEM HALK TV'YE KONUŞTU
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, Savcılık tarafından ifadeye çağrılmasının ardından Halk TV'ye konuştu.
Erdem, 10 gün eşi ve çocuklarının da çağrıldığını ve "Protestolarda hangi sloganlar attınız, hangi pankartlar açıldı?" diye soruların sorulduğunu kaydetti.
Erdem, konuşmasında şunları söyledi:
"Bir süre önce, eşim ve çocuklarım da çağrılmıştı ifade vermeye. Onlar ifadelerini verdiler. Ben de çağrılacağımı biliyordum. Yarın saat sabah 10:00'da savcı bey ifadeye çağırdı beni. Gidip ifademi vereceğim. Gerekçesi zaten malum, kamuoyu biliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması. Biliyorsunuz ben de Türkiye Belediyeler Birliği'nde encümen üyesiyim birlikte görev yapmaktayım.Tabii ki, yürümekte, protesto etmek de en doğal anayasal hakkım. Zannediyorum bu sebeple ifadeye çağırdı.
Hiçbir taşkınlık yapmadık. Türkiye'nin her tarafında olduğu gibi bir miting düzenledi partimiz ve bu etkinliğe biz belediye başkanı olarak tabii ki katılmak durumundayım. Meslektaşıma tabii ki sahip çıkacağız. Bundan daha doğal bir şey yoktu. İnsanlar zaten kendiliğinden organize oldu. Öğrenciler, insanlar, partili, partisiz herkes Cumhuriyet Halk Partili ya da değil, bütün partiler, hepsi bir anda organize oldular ve doğal olarak anayasal hakkımızı kullandık ve protesto yürüyüşü gerçekleştirildi. Bunların da, önde gidenlerinden biri de bendim doğal olarak. Ama hiçbir taşkınlık, hiçbir anarşizm anlamında vaka olmadı. Ne polisle çatıştık, ne polise karşı, devletimize karşı herhangi bir söylemde asla bulunmadık.
İlçe başkanımızı, merkez ilçe başkanımızı, zannediyorum bugün çağırdılar. Daha önce öğrencilerimizden ifadeye, çağrılanlar oldu. Onları biliyoruz. Zonguldak baromuz çocuklarımıza sahip çıktı. Yardıma muhtaç olanlara. Zannediyorum 10 gün önce de eşim ve çocuklarım ifadeye çağrılmıştı.
Yani bu yürüyüşlerin öznesi belli. Sayın Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayımız, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve diğer belediye başkanlarımıza yapılan gözaltı, tutuklamalar. Henüz, henüz suçları ne olduğu belli olmadan, dava dosyası tam olarak açıklanmadan hem hem yargı, televizyon ekranlarında yani yandaş basın ekranlarında hem de kamuoyunun gözünde suçlu ilan etmeye...
Daha önceki bildiğimiz FETÖ taktiklerinin aynısı bu şekilde uygulanma yolu seçilmiştir. Önce tutuklanmadan, suçlar sabit olmadan kamuoyunun gözünün önünde insanlara suç isnat etmek.
Zonguldak'ta il örgütümüz gerçekten olağanüstü bir çaba göstererek gençlik kollarımızla birlikte özellikle dışarıdan sızmalara asla müsaade edilmedi ve bunun için tedbirler aldık. Hiç kimse protesto yürüyüşünün ne anlama geldiğinin dışında hiçbir başka bir gaye gütmeden, hiçbir olaya da mahal vermeden biz yürüyüşümüzü çok başarılı bir şekilde maksat hasıl olmuştur.
Biz ne için yürüdüğümüzü biliyoruz. Onun da hasıl sonuç itibariyle ne anlama geldiğini hem yürüyenler, hem öğrencilerimiz, hem partililerimiz, hem bizler biz bilerek bilinçli bir şekilde hareket, demokratik protesto hakkımızı kullandık. Olay bundan ibaret sadece başka bir şeye bir anlamı da yok."