Son dakika | Saraçhane eylemlerindeki polislere suç duyurusu
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan Saraçhane eylemleriyle ilgili "Toplantı, Gösteri Yürüyüşleri kanuna muhalefet" ettikleri gerekçesiyle yargılanan 139 kişinin davası İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor. Salon yetersizliği nedeniyle 27. Ağır Mahkemesi salonunda görülen duruşmaya, bir önceki duruşmada savunması alınamayan 10 tutuksuz sanıktan 5’i geldi. Mahkeme salonunda hazır bulunan 5 kişinin savunması alındı.
Savcılık, dosyada hala toplanması gereken delilerin olması, dosyadaki kamera kayıtlarının bilirkişiye gönderilmesi, emniyetin göstericilere dağılmaları yönünde ihtarda bulunup bulunmadıklarının tespit edilmesi, müdafiilerin derhal beraat yönündeki taleplerinin reddedilmesi şeklinde görüşünü bildirdi. Mahkeme, sanıklar hakkında derhal beraat kararı verilmesine yönelik taleplerin, dosyadaki eksiklikler nedeniyle reddedilmesine karar verdi.
Ayrıca mahkeme, İstanbul Valiliği'ne müzekkere yazılarak; suçun işlendiği Bozdoğan Kemerleri etrafındaki bölgeye ilişkin olarak herhangi bir yasaklama kararının bulunup bulunmadığı eğer varsa mahkemeye gönderilmesinin istenmesine, varsa yasaklama kararının ne şekilde tebliğ veya ilan edildiğinin mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine, yine Valilikçe bu konularda yapılan basın duyurularının istenmesine, ayrıca söz konusu olaylardan sonra Valilik tarafından internet üzerinden (twitter) X hesabında yapılan açıklama ile mitinge izin verildiğine dair paylaşımın istenmesi yönünde karar aldı.
MAHKEMEDEN POLİSLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU KARARI
Ayrıca mahkeme, sanıkların her iki duruşmadaki savunmlarında bahsettikleri olaylarla ilgili, “20.06.2025 ve 30.06.2025 tarihli celselere ilişkin SEGBIS çözümleri dosyaya sunulduktan sonra sanıkların savunma ve beyanlarında bahsettikleri hukuka aykırı süreçler ve işlemlerle ilgili iddialar hakkında ilgili kişi ve kişiler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması” şeklinde karar verdi. Sanık avukatları söz konusu kararı ayakta alkışladı. Bir sonraki duruşma 4 Aralık saat 9:30’da görülecek.
KÖTÜ MUAMELE İDDİALARI DİKKAT ÇEKMİŞTİ
20 Haziran'daki ilk duruşmada sanıklardan CHP PM Üyesi Berkay Gezgin gözaltına alınma sürecini anlatmış, “Yerde birkaç kere kafamıza vurdular. ‘Demek polise taş atarsınız, şimdi gelsin Ekrem abiniz sizi kurtarsın’ dediler” demişti. İzmir’den İstanbul’a üniversite için gelen ve burslu okuyan sanıklardan biri gözaltı sürecinde yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamamıştı. Sesi titreyerek savunma yapan sanık, “Polislerden hiçbir uyarı duymadım. Sürekli küfür ettiler. Psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldım. Nezarethanedeki koku çok kötüydü. Burslu öğrenci olduğum için bir dönemim yandı” demişti.
"POLİS 'N'ABER LAN TOPAL' DEDİ"
Genç bir kadın olan diğer sanık, yaşadığı şiddeti gözyaşları içinde anlatmış "Yerde tekmelendim, kan içinde kaldım, ters kelepçelendim." demişti. Genç kadın, gördüğü şiddet nedeniyle yürüyemediği için polisin, "N'aber lan topal" diyerek kahkaha attığını söylemişti.
Bir diğer sanık ise, "Sanki insan değil hayvan alıyorlar. Kafamdan aşağı gaz döküldü. Anneme küfür edildi. Terörist dediler. Ben de bir insan evladıyım, kimse bunu diyemez. Biz de şikayetçi olacağız" dedi. Başka bir sanık ise “Beni öyle bir dövdüler ki nefes alamadım“ ifadelerini kullanmıştı.
Gözaltına alınırken yaşadıklarını anlatan sanık, konuşmakta zorlanarak “Bu olay hepimizin travması haline geldi. Bu süreçte ben işimden istifa ettim, etmek zorunda kaldım. Başka çarem yoktu.” demişti.
"JANDARMALARIN TACİZİNE UĞRADIM"
Kalp hastası olduğunu söyleyen bir başka sanık da şunları anlatmıştı:
"Polise yol sorarken gözaltına alındım. Kalp hastasıyım. Polislere rica ettim, nefes alamıyorum izin verin dedim. Bize bir şeyler fırlatırken kalbinde sorun yoktu değil mi o… dedi. Videolarda var. Saçımı çekerek gözaltı arabasına yapıştırdılar. Sekiz saat ters kelepçe bekledik. Arabanın içinde müthiş bir biber gazı kokusu vardı. Hepimizin gözleri yanıyordu. Hepimiz ağlıyorduk. Ben 16 gün boyunca Silivri’de yattım. Türkiye Cumhuriyeti’nin jandarmaları tarafından tacize uğradım. Terapi alıyorum. Psikolojim mahvoldu. Hiçbir suçum yok."
"EKREM ABİNİZ SİZİ KURTARSIN DEDİLER"
Saraçhane eylemleri sırasında motosikletini ararken gözaltına alındığını söyleyen CHP PM üyesi Berkay Gezgin ise savunmasında şunları söylemişti:
“Bugün burada bir sanık değil bu ülkenin gençlerine umut olmaya çalışan, siyasetle uğraşan bir genç olarak buradayım. CHP Parti Meclisi üyesiyim, vatanını seven, ailesi ve halkı için sorumluluk hisseden biriyim. Bugün kendi polisine, askerine zarar verme gerçeği aklımdan bile geçemez. Ben arkadaşlarımla birlikte evime dönmek üzere motosikletimizi bulmaya çalışırken gözaltına alındım. Ekrem İmamoğlu hakkında verilecek kararı beklemek üzere Saraçhane’deydik. Süreci geç saatlere kadar dakika dakika takip ettik. Motorumuzu bulmak için iki polisten yardım istedim. Yolun karşı tarafında 20-25 kişi gözaltına alınmıştı. Kasksız, numarasız bir polis memuru beni çağırdı. Kendi irademle polisin yanına gittim ve bir anda yere yatırılarak ters kelepçe ile göz altına alındım. Yerde birkaç kere kafamıza vurdular. ‘Demek polise taş atarsınız, şimdi gelsin Ekrem abiniz sizi kurtarsın’ dediler. Yaklaşık 60 saatlik gözaltı ardından kaçma şüphesi gerekçesiyle tutuklandım. Ben neden kaçayım? Daha yeni İtalya’da eğitimden dönmüştüm zaten"

NE OLMUŞTU
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklandığı 23 Mart günü Saraçhane’de yapılan eylemde gözaltına alınan 139 eylemcinin davası Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'nda bugün başladı.
GENÇLERİN 3 YILA KADAR HAPSİ İSTENMİŞTİ
Başsavcılık iddianamede, İstanbul Valiliği’nin söz konusu tarihte 2911 sayılı kanun doğrultusunda eylem yasağı kararı aldığını hatırlattı. İddianamede, polisin yasak kararı gereğince eylem yapan kişilere “dağılma” uyarısında bulunduğu ancak bu uyarıya uyulmadığı belirtildi. Polisin, eylemcilere 'orantılı müdahalede' bulunduğu öne sürülen iddianamede, eyleme katılan kişilerin polisi engellemeye çalıştığı 'görevi yaptırmamak için direndiği' ve 'Cumhurbaşkanına hakaret suçu' işledikleri iddia edildi.
Başsavcılık, “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkında Kanunu”n ihlal edildiğini öne sürerek, 139 kişi hakkında 3 yıla kadar hapis talep etti.
Ayrıca, Başsavcılık, “devlet memurluğu”, “siyasi yasak” gibi kişinin belli haklardan yoksun bırakılmasına hükmeden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/1. Maddesi’nin de uygulanmasını istedi. İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame kabul edilmişti.