Son dakika | Birleşik Kamu İş'e TBMM önünde polis müdahalesi
Ekonomik kriz ve hazırlanan yeni bütçeye tepki gösteren Birleşik Kamu-İş yurt genelinde 200 bin işçi ile greve gitti. TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin ülke ekonomisini yansıtmadığını savunan Birleşik Kamu-İş, bugün TBMM önünde 14.00’da bir araya gelerek basın açıklaması yapacaklarını duyurmuştu.

POLİS İZİN VERMEDİ
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyelerinin TBMM Dikmen Kapısı'ndaki açıklamasına polis ekipleri izin vermedi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyelerinin TBMM Dikmen Kapısı'ndaki açıklamasına polis müdahalesi #Canlı https://t.co/uEFm5qbtwL
— ANKA Haber Ajansı (@ankahabera) December 19, 2025
Açıklama yapmak isteyen sendika üyelerinin etrafı polis çemberine alındı. Polis ekipleri basın açıklamasının yasak olduğunu ifade eden anons geçerek eylemin bitirilmesini istedi.
ÇOK SERT MÜDAHALELER!
Polis ekipleri sendika üyelerinin bir kısmını Genelkurmay kavşağında, diğer kısmını da Meclis önünde abluka altına aldı. Halk TV muhabiri Dilan Altürk ve kameraman Fatih Küçükerdoğan'ın anlık olarak eylemden aktardıklarına göre polis ekipleri sendika üyelerine zaman zaman çok sert müdahale etti.
HALK TV KAMERASINA DA MÜDAHALE
Ekiplerin sendika üyelerine müdahalesi sırasında polis olup olmadığı bilinmeyen bir kişi tarafından Halk TV kamerasına da müdahale edildi.
10 KİŞİLİK BASIN AÇIKLAMASINA MÜDAHALE
Polis ekipleri tarafından abluka altına alınan sendika üyeleri 10 kişi olmasına rağmen basın açıklamasına izin vermedi.
"POLİS İLE KARŞI KARŞIYA GELMEK İSTEMİYORUZ"
Çok az sayıdaki sendika üyelerinin polis ile karşı karşıya gelmemek adına yaptıkları müzakerelerin ardından Olgunlar Caddesi'ne giderek abluka altındaki diğer sendika üyeleri ile bir araya gelerek basın açıklaması yapma kararı alındı.
Orhan Yıldırım'ın yaptığı bu açıklamasının ardından az sayıdaki sendika üyeleri sloganlar eşliğinde meclis kapısı önünden ayrıldı.
"VALİ NEYDEN ÇEKİNİYOR"
Polis ablukasının yanında, Meclis'e sadece 20 metre kadar yakında olan bu abluka ve müdahaleye Birleşik Kamu İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak haftalardır mecliste görüşmeler sürüyor. Ney? 2026'nın bütçe görüşmeleri. Biz de 2026 bütçe görüşmelerinde daha çok bütün bütçenin sermaye tarafına aktarıldığını, emekçilere, memurlara, memur emeklilerine, asgari ücretlilere, çiftçilere, tarımla uğraşanlara yani halkın büyük bir kesimine hitap eden nüfusa, milyonlara yeterli kaynak ayrılmadığını, burada bir adil olmayan bir paylaşım yapıldığını söylüyoruz.
Bunun için de yarın ve öbür gün zaten son gün, meclisteki bu görüşmelerin son günleri. Burada yapılabilecek olan şey bizim buna tepkimiz, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ve bağlı sendikaları ve diğer sivil toplum örgütleriyle beraber bunu bir şekliyle bunu duyurmak istiyoruz.
Bunu da duyurulacağı en normal yer meclisin kapısının önü. Ve biz burada daha geçen hafta, ondan önceki hafta yani haftalar boyunca biz burada basın açıklaması yaptık. Hiçbir sorun da yaşanmadı. Bizler devlet memuruyuz. Devlet memuru olarak da geldik, burada sesimizi duyurmamız lazım. Yasal olarak da hakkımız. Yani anayasaya göre basın açıklamasında devletin çıkıp 'burada yapamazsınız, şurada yapabilirsiniz diye bir engel koyması yasaya aykırı bir durum'. Sayın Vali burayı yasaklamış. İki üç gün için bakın. Geçen hafta buradaydık diyoruz. Ne oldu da Sayın Vali, mecliste bütçe görüşmeleri sürerken burada sendikaların, konfederasyonların ve sivil toplum örgütlerinin sesini duyurmasından neyden korkuyor?
Yani bir Ankara Valisi bundan korkar mı? Şurada yapacağımız bir yarım saatlik basın açıklamasından ürküyorlar. Niye ürküyorsunuz? Biz halka gerçeği söyleyeceğiz. Bütçe belli. Valilik diyor ki "emir verdim" diyor. Biz de diyoruz ki vali emir vermiş olabilir. Emri geri değiştirir. Valiyle görüşmeye çalışıyoruz. Valilik toplantıda denilerek muhtemelen görüşmek istemiyor. Yani valiliğin burada despotça, yasaların dışında kendi başına yasak koymasını biz kabul etmiyoruz.
O yüzden de biz Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ve bağlı sendikalar ve tüm sivil toplum örgütleri burada mutlaka basın açıklamamızı yapacağız. Yani emniyet kuvvetleri buna şiddet uygulamak istiyorlarsa buyursun uygulasınlar zaten.
Bakın saraya yürüme noktamız da aynıydı. Sarayda çünkü en son karar verici merci Cumhurbaşkanı. Yani bu Cumhurbaşkanı hükümet sistemi nedeniyle şu anda bütçede görüşülen ve herkese vaat edilen ya da düşük düşük verilen bütün bu rakamların ana sorumlusu saray. Sarayda tasarlanıyor.
İşte Cevdet Yılmaz açıkladı. Diyor ki yapılan bir konfederasyonun yapmış olduğu yoksulluk sınırı ile alay ediyor. Cevdet Yılmaz henüz bunu anlamış değil. Orada bahsedilen dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı. Sanki bir kişi 2500 dolar alıyor, yoksul mu kabul ediyorsunuz diyor.
Daha sendikaların ve konfederasyonların yaptığı açlık ve yoksulluk sınırının dahi kapsamının farkında değil. Biz o yüzden burada her türlü basın açıklamamızı yapacağız. Yani emniyet kuvvetleriyle çatışmak derdinde değiliz. Sadece sesimizi duyurmak istiyoruz ve sesimizi duyurmak istediğimiz yer de tam karşımızda. Bakın 20 metre ilerisi meclis. Düşünebiliyor musunuz?
600 milletvekili orada bütçeyi görüşüyor. Ama diyor ki halkın bütçesini görüşüyor ama halk sesini duyuramaz diyor. E biz halkız. Halk olmadan orada neyi görüşüyorsunuz? Niye 600 vekille sınırlıyorsunuz?
Bizden niye çekiniyorsunuz? Yani halk konuşunca ne olacak yani? Sesimizi kısınca bütçeyi orada paldır küldür geçirip, indir kaldır el kaldırmalarla mı bu halkı yönetir? Böyle olmaz. Böyle bir yönetim olmaz. Demokratik yönetimde halkın katılımı esastır. Halkın demokratik yasaları kullanma hakkı da esastır. Anayasa da böyledir. Yasalar da böyledir. Geçen hafta burada olduğumuzun bir kez daha altını çiziyorum. Şu an geçen hafta yaptığımız basın açıklamasının yerini şu an valilik yasaklamış durumda. Biz bunu asla kabul etmeyeceğiz.
Kaynak:ANKA Haber Ajansı