Simitçi çocuk sahneye fırlayıp Babacan'a derdini anlattı

Simitçi çocuk sahneye fırlayıp Babacan'a derdini anlattı
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Adana'nın Seyhan İlçesindeki kongrede, konuşma yaptığı sırada ilginç dakikalar yaşandı. 16 yaşındaki simitçi çocuk sahneye fırlayarak Babacan'a derdini anlatmaya çalıştı.

İsmail S. adındaki bir çocuk, simit satmasına izin verilmediğini, tablasının yere fırlatıldığını ve simitlerinin ezildiğini söyledi. Küçük çocuğu dinleyip sakinleştiren Babacan, konuşmasının ardından ezilen tüm simitlerini satın aldı ve kendisiyle fotoğraf çektirdi.

Sesini duyurmak için bağırmaya başladı

Babacan, parti kongresi için bugün Adana'nın Seyhan İlçesine geldi. Kongre sırasında simitçilik yaptığını söyleyen bir çocuk Babacan'a ulaşamayınca sesini duyurmak için bağırmaya başladı. Çocuğun feryadını duyan Babacan, konuşmasını yarıda keserek ekibini "Bir dinleyin arkadaşlar, bir dinleyin ne diyor kenarda bir dinleyin" diyerek uyardı. Adının İsmail S. olduğunu ve simitçilik yaptığını söyleyen çocuk, kongrenin yapıldığı otelin etrafında simit satmasına izin verilmediğini ve simit tablasının yere fırlatıldığını simitlerinin de ezildiğini söyledi. Babacan, sahneye çağırdığı çocuğu sakinleştirerek, konuşmasına devam etti. Kongrenin ardından Babacan ve ekibi, çocuğun ezilen tüm simitlerini satın aldı.

"Derdini dinleyen, çözüm üreten kimse bilemiyor ki gelmiş bizim kongremizi bulmuş" 

Kürsüye yanına gelen İsmail S. ile konuşan Babacan, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsmail’i dinledik. Kardeşimiz simitçi. Simit satmama izin vermiyorlar, tablamı deviriyorlar, simitlerimi çiğniyorlar’ diyorlar. Derdini geliyor burada dillendirmek zorunda kalıyor. Başka yerde derdini dinleyen, çözüm üreten kimse bilemiyor ki gelmiş bizim kongremizi bulmuş, bizlere derdini anlatmaya çalışıyor. Allah kolaylık versin, gerçekten memleketimizin durumu çok kötü. Her yerde, her ilde, her ilçede benzer tablolarla karşı karşıya kalıyoruz. Bazıları derdini böyle artık açıktan ifade ediyor, feryat ediyor; ama çoğu vatandaşımız da sessiz sedasız o çileyi çekiyor. Gerçekten kahroluyoruz. Gördüğümüz her tablo bizi çok üzüyor."