Selahattin Demirtaş’ın cezası onandı
Selahattin Demirtaş hakkında HDP Eş Genel Başkanı olduğu 17 Mart 2013 tarihindeki İstanbul Nevruz kutlamasındaki konuşması gerekçesiyle İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 4 yıl 8 aylık ceza, Yargıtay tarafından onandı.
Kararın Kobani Davası’nın ilk duruşmasının görüldüğü 26 Nisan’da verildiği belirtildi. HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, Yargıtay’ın kararına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada şöyle denildi:
Yargıtay’ın tam da Kobani Kumpas Davası’nın görülmeye başlandığı 26 Nisan tarihinde bu kararı onaylamış olması, kararın partimize ve seçilmişlerimize karşı yargı eliyle yürütülen tasfiye saldırılarının bir parçası olduğunu göstermektedir.
AİHM’nin Demirtaş’ın derhal tahliye edilmesi yönündeki kararının ardından Erdoğan’ın söylediği ‘Biz de karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz’ sözünü talimat olarak kabul eden yargı kurumları, bir kez daha kendilerine verilen siyasi talimatın gereğini yerine getirmiştir. 5 yılı aşkın süredir iktidarın vesayeti altındaki yargı tarafından HDP’ye ve HDP’lilere dönük yürütülen kumpas davalarının tek bir merkezden yönetildiğini, talimatla çalışan yargı mensuplarının ve mahkemelerinin büyük bir uyum içinde çalıştığını gayet iyi biliyoruz.
AİHM Büyük Dairesi’nin Demirtaş kararında da oldukça açık ve net bir biçimde açıkladığı üzere Demirtaş’a ilişkin verilen kararlar siyasidir. Taraflı ve bağımlı yargı mensupları tarafından verilen bu karar da hukuken yok hükmündedir. Yargıtay’ın onama kararını 26 Nisan’da vermesi de tesadüf değildir. HDP olarak tüm bu hukuksuzlukları, hem hukuken hem de siyaseten mücadelemizi büyütmenin vesilesi yapacağız. Bu örgütlü kötülüğe karşı kazanacağımıza inancımız tamdır.
Demirtaş'ın avukatlarının cezanın onaylanmasına ilişkin açıklaması ise şöyle:
Müvekkilimiz Selahattin Demirtaş hakkında açılan tüm propaganda davaları, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde süren ana davası ile birleştirildiği halde, 17 Mart 2013 tarihinde İstanbul’da düzenlenen Newroz kutlamasındaki konuşması sebebiyle yargılandığı bir dava ısrarla ayrı yürütüldü. “İhtiyaç hasıl olduğunda” hemen ceza kararı verilebilecek ve böylece Demirtaş'ı hükümlü kılacak olan bu dava, çeşitli siyasi davalarda verdiği ceza kararlarıyla bilinen Akın Gürlek’in başkanı olduğu İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesine verildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ihlal ve serbest bırakma kararı verebileceğini gözeten Hükümet, kararın açıklamasından önce, Demirtaş’ın bir başka suçtan hükümlü olarak cezaevinde olduğunu göstermek amacıyla, söz konusu davada, 7 Eylül 2018 tarihinde Demirtaş’a, propaganda suçundan şimdiye kadar verilen en yüksek ceza olan 4 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Aynı davada yargılanan Sırrı Süreyya Önder'e de 3 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Bu dosya İstinaf Mahkemesinde iken AİHM, 20 Kasım 2018 tarihli Demirtaş kararında yargılamada ihlal ve derhal serbest bırakma kararı vermiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı gün, "Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz" demişti. Bunun üzerine 4 Aralık 2018 tarihinde, bir dosyanın İstinaf Mahkemesinde karar verilme süresi yaklaşık bir yıl olduğu halde, Demirtaş’ın dosyası için 40. günde karar verildi ve hakkındaki ceza onandı.
Daha sonra, Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder ile ilgili 31 Aralık 2018 tarihinde, Anayasa Mahkemesine bireysel başvurular yapıldı. Anayasa Mahkemesi, Sırrı Süreyya Önder’in başvurusunda ihlal kararı verdi, yeniden yapılan yargılamada ise Sırrı Süreyya Önder beraat etti. Demirtaş hakkındaki başvuru ise 16 Eylül 2020 tarihinde kabul edilemez bulundu.
Yapılan bir yasal değişiklik üzerine, 4 yıl 8 aylık hapis cezasına ilişkin karar 25 Ekim 2019 ‘da tarafımızca temyiz edilmişti. 15 Kasım 2019'da Yargıtay'a gönderilen dosya, ne gariptir ki, üstelik de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozma istemine rağmen, tam da 6-8 Ekim Kobani davasının ilk duruşmasının yapıldığı 26 Nisan 2021 tarihinde onanmış bulunuyor.
AİHM Büyük Dairesinin 22 Aralık 2020 tarihli derhal "serbest bırakma" kararının gereğini yerine getirmeyen yargının, Demirtaş ile ilgili bütün davalarda, 6-8 Ekim Kobani davası ve HDP ile ilgili kapatma davasında senkronize bir çalışma yürüttüğüne tüm dünya kamuoyu şahitlik etmektedir. Bu organizasyonun siyasi odaklarca ve siyasi amaçlarla yapıldığı gerçeği herkesçe bilinmektedir ve AİHM Büyük Dairesi kararı ile de tescillidir.
Hukukta ısrar edeceğiz. Bugün değilse bile bir gün, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı sağlandığında söyleyecek çok sözümüz, yapacak çok işimiz olacak.
Kobani davası 3 Mayıs’a ertelendi
"Parlamento, halk egemenliği yerine yürütmenin egemenliği altında"