Savcıyı adliyedeki odasında telefonla dolandırdılar

Kendilerini ya polis memuru olarak tanıtıyorlar.

Ya savcı...

Ya da bankanın müşteri temsilcisi...

Kimini "Hesabınızdan FETÖ'ye havale yapılmış" diye ürkütüyorlar.

Kimini "Vatana hizmet ediyorsunuz" diye kandırıyorlar.

Kimini "Barış-Pınar" parolasıyla ikna ediyorlar.

Birkaç saat telefonda tutulan mağdurlar endişe ve telaşla hesabındaki binlerce, bazen milyonlarca TL'yi dolandırıcılara gönderiyor. Bazıları ise banka şubesine giderek, çektiği parayı eliyle teslim ediyor. Tuzağa külyutmaz sanılanlar da düşüyor.

Eski Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, sosyoloji profesörü Ayşe Nilüfer Narlı, ünlü diyetisyen Canan Karatay telefon dolandırıcılarının şöhretli mağdurlarından. Son kurban, İstanbul'da görev yapan, ağır nitelikteki suçları soruşturan bir savcı.

Adı bende saklı olan savcı adliyede odasında dolandırıldı.

Yasadışı bahis bahanesi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca dokuz sanığa açılan davanın iddianamesine göre film senaryosunu andıran olay şöyle gelişti:

Tarih, 12 Mart 2021.

Saat, 12.53.

Savcının cep telefonu 444 090 00 numaralı hattan arandı.

Arayan bir kadındı.

(Eylemde iki kadın yer aldığı için ilk arayanı birinci kadın diye anacağım.)

Özel bir banka adına aradığını ve güya savcının hesabından yasadışı bahis sitesi hesabına 1.780 TL işlem yapılmaya çalışıldığını söyledi.

"İşlemi şüpheli bulup engelledik" dedi.

"Kimlik bilgileriniz kullanılarak, 50 bin TL'lik bir kredi başvurusu yapıldı. Hesabınızı kontrol edeceğiz" diye ekledi.

Savcı kadına güvendi.

"Tamam" dedi.

Birinci kadın "Hesabınıza cep telefonu dışından erişim sağlanmış" dedi.

Savcıdan internet şubesine girip güvenli çıkış yapmasını istedi.

"Ben de telefonunuzun IP bilgilerini internet sitesine giriş için tanımlayacağım, diğer erişimleri sonlandıracağım. Merkez Bankası'na (MB) bilgi verdik, onların talimatlarıyla devam ediyoruz" dedi.

MB'nin adını duyan savcı tereddüt etmedi.

Talimatları bire bir uyguladı.

İki kadın birden

Birinci kadın "Diğer banka hesaplarınıza da erişilmiş olabilir" diyerek, savcının içine kurt düşürdü. Ciddiyet kazandırmak için "MB aracılığıyla hesaplarınızın olduğu bütün bankalara iletildi" dedi. Savcıyı maaş aldığı kamu bankasından arayacaklarını söyledi.

"Konuşurken çağrı düşerse haber verin" dedi.

O anda +90 404 007 24 numaralı hattan cevapsız çağrı geldi.

Birinci kadın “Bu ...bank’ın numarası, orayla görüşün, sonra tekrar görüşelim” dedi.

Savcı diğer numarayı açtı.

Şebekenin görevlendirdiği ikinci kadın hattaydı.

"MB'den sisteme düşen bilgi kapsamında özel bankada hesabınızdan bilginiz dışında işlem yapılmış. Hesabınıza müdahale olup olmadığını görelim" dedi.

Savcıya hesaba giriş çıkış yaptırdı.

Görüşme sürerken...

Taktik gereği birinci kadın yeniden aradı.

"50 bin TL’lik kredi başvurusunu siz mi yaptınız?" diye sordu.

Savcı "Hayır" dedi.

Birinci kadın internet şubesine girmesini istedi. Bu kredinin iptali için ön limitli kredi başvurusu yapması gerektiğini söyledi. "Kredi ön başvurusu değerlendirme için sisteme düştüğünde MB'ye bilgi vererek, başvuruyu iptal edeceğiz" dedi.

Savcı, iki kadının birbiri ardına aramasından...

MB'nin adının anılmasından etkilenmiş olmalıydı ki bu saçmalığa gerçekten inandı.

Birinci kadın, savcıyı telefonla yönlendirip internet şubesi üzerinden 50 bin TL ihtiyaç kredisi başvurusu yaptırdı.

Sahte garanti hesabı

Yine telefon.

Arayan, ikinci kadın.

Şöyle dedi:

"Ön limitli kredi limitleriniz risk altında. Kredi başvurusu yapılacak. Onay vermeniz halinde para MB'nin bildirdiği devlet garantisi altındaki sanal hesaba aktarılacak. İşlem bitince banka hesabınız kapatılarak, yeni hesap numarasına bilgiler geri gelecek. Krediler iade edilecek. Kaybınız olmayacak" dedi.

Savcı 75 bin TL kredi çekti. Hesabındaki 5 bin TL ile birlikte toplamda 80 bin TL'yi sözde devlet garantisi altındaki sanal hesaba yolladı.

Oysa bu, örgütten Y.K. adına açılan hesaptı.

İşlem saati, 14.28'di.

Dolandırıcılar 2.5 saat sonunda sonuç almayı başarmıştı.

Kişisel verilerinin yurt dışındaki hacker'lar tarafından ele geçirildiği izlenimi vermek için savcının telefonu görüşme sırasında İspanyol numaralardan arandı.

Savcı iyiden iyiye telaşlandı.

Bir kadın kapatıyor...

Diğeri arıyordu.

Savcı düşünme fırsatı dahi bulamadı.

İkinci kadın "Sanal ön kredi limitiniz bitmedi" dedi ve 75 bin TL daha kredi çektirdi.

Sözde para devlet garantisindeki sanal hesaba aktarılacaktı.

İnandırıcılık vermek için savcıdan işlem kodlarını not etmesini istedi.

Savcı sözde kodları kaydetti.

İkinci kadın "Yeni hesap açıldığında referans kodları ile işlemlerin iadesi sağlanacak. Kodları iyi koruyunuz" diye uyardı.

Saat 15.43'tü.

Savcının hesabındaki 76 bin TL, ilkin özel bankadaki hesabına havale ettirildi. Sonra özel bankanın eksi limitindeki para ile birlikte toplam 83 bin TL, saat 15.58'de C.A. adına açılan sözde devlet garantili hesaba iletildi. Banka kuşkulanıp işlemi bloke etti.

Bu arada, ikinci kadın yine aradı.

"Mesai bitmeden işlemi halletmemiz lazım. Pazartesiye kalmasın" dedi.

Savcı kamu bankasından biri 75 bin, öteki 72 bin 500 TL'lik iki kredi daha çekti.

Eksi hesabındaki parayı katıp toplamda 144 bin TL'yi A.A. adına açılan sözde devlet garantili hesaba yolladı.

Saat 16.25'ti.

Özel banka tuzağı fark etti

Bu görüşme yapılırken, savcı özel bankadan arandı.

Savcı açmadı.

Açsaydı, son havaleyi gerçekleştirmeyecekti.

Banka görevlisi ısrarcı oldu.

Savcı dolandırıcı kadınla görüşmeyi sonlandırarak, ikinci aramaya döndü.

Erkek görevli "Hesabınızdan 83 bin TL’lik işlem gerçekleştirilmiş. Bilginiz dahilinde mi?" diye sordu.

Savcı "Evet" diye yanıt verdi.

İfade tutanağından:

"Bankadan arandığımı, hesabıma başka tarayıcıdan erişim sağlandığının söylendiğini, MB garantisindeki hesaba paranın gönderilmesinin istendiğini söyledim. Müşteri temsilcisi 'Böyle bir usul yok, hesaba bloke koyuyoruz' dedi, Organize ve profesyonel bir dolandırıcılıkla karşı karşıya kaldığımı anladım. Telefonu kapatır kapatmaz adliyenin banka şubesine indim. Personel 'Evet dolandırıcılık' dedi."

Savcı şikayette bulunup bloke konmasını istese de çok geçti.

Saat 16.55 itibariyle para çekilmişti.

Zarar 230 bin TL

Dört saat sonunda savcı bankadan dört kez kredi çekti.Toplam 224 bin TL'lik parayı şebeke hesabına yolladı. Kredi masrafıyla birlikte zarar 230 bini geçiyor.

Dayı'nın şebekesi

Şüpheli M.D.'ye göre şebekenin tepesinde 'Dayı' veya 'Kral' kod adlı kişi bulunuyor. Bu kişinin M.S.Y. olduğu ileri sürülüyor.

Şebekenin merkezi Yenibosna'da.

Çağrı merkezi yoluyla iletişim kurularak, dolandırıcılık yapılıyor.

Dayı banka hesapları buluyor. Hesaba gelen paranın yüzde 60'ını alıyor.

Dayı'nın altında 'Zaza' var.

Zaza'ya bağlı çalışan M.Y. ve A.Y. kardeşler hesapları topluyor.

Çağrı merkezindekiler hesaplara para yönlendiriyor.

M.Y. ve A.Y. dolandırıcılıkta kullanılan hesap sahipleri aracılığıyla paraları çekiyor. Hesap sahiplerine yüzde 15 komisyon veriyorlar.

Kendileri yüzde 15-20 alıyor.

Kalanı Dayı'ya...

Miktar 5-10 bin TL ise referans koduyla, 50 bin-100 bin kadarsa elden teslim ediliyor. Referans kodu kullanıldığında T.C kimlik numarası ve adres girilmediği için gönderici ve alıcı tespit edilemiyor.

Numaranın önüne +90 ekleyerek arıyorlar

Örgüt üyeleri deşifre olmamak için açık hat veya patates hat diye bilinen yabancıların ya da Suriyelilerin adına kayıtlı hatları kullanıyor.

Teknik takipten kurtulmak için WhatsApp, Telegram ve Bip gibi sohbet programlarıyla konuşuluyor. Örgüt liderleri ve saha elemanlarının kod adları var.

Kurumsal şirketler 0850'li ve 444'lü hatları kullandığı için yasadışı çağrı merkezleri kuruluyor.

Mağdurların telefonu, başına +90 eklenip müşteri hizmetleri numarasına benzetilerek aranıyor. Ya da müşteri hizmetleri numaralarının başına +99, +9, +506, +90 gibi rakamlar 'Voip' yazılımları ile ekleniyor.

444 ve 0850'li hatlardan aramış gibi göstermek için bilgisayar ve telefonda kullanmak üzere skype, x-lite, x-voip gibi programlar kuruluyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi