Rize'de selde bulunamayan Batuhan Delihasan'ın yeğeni isyan etti

Rize Muradiye beldesinde sel felaketi esnasında kaybolan Batuhan Delihasan'ı arama çabaları devam ederken, aydınlatma desteği alınamamasında yakınan yeğen Özkan Delihasan, “Allah bunların hesabını sizden sorsun” diyerek isyan etti.

Rize'deki sel felaketi sırasında Muradiye beldesinde kaybolan Batuhan Delihasan'ı arama çalışmaları gece karanlığında da devam etti. Batuhan Delihasan’ın yakınları, yeterli aydınlatma olmadan yapılan aramada, öldüğü düşünülen Delihasan'ın cesedinin görülememesinden endişe ediyor. Aydınlatma desteği alamamaktan yakınan yeğen Özkan Delihasan, yetkililere “Allah bunların hesabını sizden sorsun” diye seslendi.

Kayıp Batuhan Delihasan'ın yeğeni olduğunu söyleyen Özkan Delihasan, yayınladığı iki video ile yaşadıklarını anlattı ve tepkilerini dile getirdi. Özkan Delihasan, kendini tanıttığı kayıtta şunları söyledi:

“Selamünaleyküm. Videoyu çeken Özkan Delihasan. Rize Muradiye köyünden çekiyorum. Bir afet sel oldu. Selde üç kaybımız var. İkisini bulduk. Son kişi dayımdır. İki gündür, geceleri aynı bu şekilde çalışıyoruz; kepçenin ışıklarıyla. Bunu iki kere belediye başkanına bildirmeme rağmen, iki kere aynı kelimeyi duydum, ‘hallederiz, hallederiz’. Hâlâ daha halledecek. Göçük altında zaten toprak kalmadı, bulamıyorlar. Gece biz kamyona mı koyduk, dereye mi attık? Bu şekilde biz bunu bulamayız. Bulabilen varsa gelsin bulsun. Allah’ınızı seviyorsanız sesimi benim biri duysun. Beni biri duysan ya, Allah’ınız yok mu, kitabınız yok mu? Biri bizi duysun, ne olur. Ha bu karanlıkta ceset mi aranır, ha bu karanlıkta ölen bir kişi mi aranır? Bak bak kepçeye; alıyor oradan atıyor kamyona. Alıyor oradan atıyor kamyona. Bırakın da bari biz bulalım yahu. Gündüz tırnaklarımızla kazalım. Biz şey edelim de biz bulalım. Allah’ınız yok mu?

'İki gün oldu daha halledecekler'

Sayın Cumhurbaşkanım, Rize merkez Muradiye köyündeki selde bir kaybımız var. Muradiye Belediye Başkanı’na (Süreyya Balcı) üç gündür bizzat kendim ışık, jeneratör dile getirmeme rağmen iki üç kere; hâlâ daha böyle kepçenin ışıklarıyla, direkte fazla yanmayan bir ışıkta, şu karanlıkta, bu karanlıkta toprağında altına canımız arıyoruz. Belki de biz bunu, bu karanlıkta dereye de atmış olabiliriz. Kamyona da atmış olabiliriz. Enkazın altından çıkmıyor. Derede yok, denizde yok, toprakta yok. Nerede bu, bu karanlıkta? Yetkililer nerede? Bir kepçe tek başına burada çalışıyor. Yukarıda Allah var. Allah’ım bu yaşadığımız acıları yine size yaşatmasın. Ama Allah bunları sizden sorsun. O koltuklara öyle oturup da bizim canımızı böyle yakıyorsunuz. Allah belanızı versin, sizin. ‘Canımız yanıyor’ dedim. ‘Canımız toprağın altında’ dedim. Işık verin bize, ışık lan ışık ışık, bir tane jeneratör. Bir ışık veremediniz bize. İçişleri Bakanına (Süleyman Soylu) kadar söyledim. Buraya kendisi geldi. Dedim ki ‘Bakanım ışığımız yok, jeneratörümüz yok.’ ‘Hallederiz, hallederiz’ hâlâ daha halledecekler. İki gün oldu daha halledecekler."

 

Kaynak:ANKA