Polisin 'Kronikleşen' Hastalıkları: Kalp Krizi, Kanser, Beyin Kanaması...
2024 yılının başından bu yana polis intiharlarının yaşanmaya devam ettiği Türkiye koşullarında, intiharların yanı sıra kronikleşen bir diğer sorun ise hastalıklar. Mobbing ve amir baskısı iddialarının dönem dönem gündeme geldiği emniyette, Emniyet Sen’in verilerine göre haftada 3-4 kalp krizi vakası yaşanıyor. Yine beyin kanaması, kanser gibi vakaların da sayısının arttığı belirtilirken, polislerin hayatına mal olan bir diğer durum ise trafik kazaları. Çoğunluğu yoğun çalışma ve uykusuzluğun sonucu olarak meydana gelen kazaların sayısı da azımsanmayacak düzeyde. Söz konusu tüm bu durumlardan kaynaklı yaşanan can kayıplarının sayısının ise 2023 yılında binin üzerinde olduğu ifade ediliyor.
‘BİN KİŞİNİN KALP KRİZİNDEN, KANSERDEN ÖLDÜĞÜ BAŞKA BİR KURUM GÖRDÜĞÜNÜZ MÜ?'
Gazete Duvar’a konuşan Emniyet Sen Genel Başkanı Faruk Sezer, bir süredir polisin yaşadığı hastalıklar ile ilgili duyarlılık yaratmaya çalıştıklarını ifade etti. Baskı ve yoğun çalışma sisteminin bir sonucu olarak yaşanan stresin, kalp krizi ve beyin kanamasını tetiklediğini ifade eden Sezer, uzun vadede ise kanser vakalarının görüldüğünü dile getirdi. Sezer, "Bu teşkilat şöyle bir bakıldığında kimsenin umurunda değil. Haftada ortalama 3-4 kalp krizi, 2-3 kanser şeklinde meslektaşlarımız hayatlarını kaybediyor. Canına kıyanları zaten biliyorsunuz. Geçtiğimiz yıl binden fazla kalp krizi, kanser, beyin kanaması gibi hastalıklar nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşımız var. Şu an net bir rakam veremiyoruz çünkü çalışmalarımız devam ediyor. Bu durum başka bir kurumda yaşanmıyor. Bin kişinin kalp krizinden, kanserden öldüğü başka bir kurum gördünüz mü?” dedi.
‘YERİ GELİYOR HAKLI OLMANA RAĞMEN FIRÇA YİYORSUN’
“Son yıllarda beyin kanamasından ölümler arttı. Geçtiğimiz yıl 50’den fazla arkadaşımız da beyin kanamasından vefat etti. Bizim teşkilatta çok fazla kalp krizi geçiriyor meslektaşlarımız. Bunun da sağlıksız beslenme, stres ve uykusuzlukla alakası var" diyen Sezer, şöyle devam etti:
“Sağlıksız ve düzensiz besleniyorlar. Kuru besleniyorlar. Ayak üstü yemek yiyip geçiştiriliyor. En çok bağırsak, kolon kanseri ve akciğer kanseri söz konusu. En çok bu üç kanser var. Akciğer kanseri de çoğunlukla sigaradan kaynaklı. Polis amcam derdinden fosur fosur sigara içiyor. Bunun sebebi de stres. Yeri geliyor çocuğun yaşındaki kişiden haklı olmana rağmen fırça yiyorsun. Teşkilatta tabi ki içmeyenler de var. 350 bin kişi içinde içmeyen olmaması gibi bir durum söz konusu değildir.”
‘HAFTADA EN AZ BİR TRAFİK KAZASI GARANTİ’
Yine çoğunlukla uzun çalışma saatleri ve uykusuzluk nedeniyle meydana gelen trafik kazalarına da dikkat çeken Sezer, birçok meslektaşının bu kazalar sonucu yaşamını yitirdiğini söyledi. Sezer, “Haftada garanti bir kişi bazı haftalarda da 3-4 kişi trafik kazası geçiriyor. Trafik kazaları söz konusu. İstirahatliyken ki trafik kazasından bahsetmiyoruz. Görevi başında, ekip otosu kullanırken hayatını kaybediyor. Geçtiğimiz gün yüksek meblağda bir trafik kazası söz konusu oldu. Kazayı yapan meslektaşımız zararı karşılamaya çalışıyor ve bizden destek istiyor. Parayı mecburen kendisi ödeyecek. Hasar çok yüksek bir meblağda. Neden kendini bu kadar hırpaladın? diye sorduğumda ‘Olaya gidiyorduk, yetişemezsek fırça yiyoruz’ diyor. Kazada ölseydi de kurtulamıyordu çünkü ailesinden tahsis ediliyor. Düşünün ki ailesi ‘oğlum şehit oldu’ derken, şehit olduğu vatanın kurumu tarafından kazanın parasını öde diye makbuz geliyor” diye konuştu.
‘ÇALIŞMA KOŞULLARI İYLEŞTİRİLMELİ’
Polisin “meslek hastalığı” tanımı olmadığını söyleyen Sezer, “Meslek hastalığı tanımımız yok. Meslek hastalığı tanımı olduğunda bir arkadaşımız kalp hastası olduğu zaman isterse 30 yaşında olsun emekli olabiliyor. Tanımlanmış meslek hastalıkları emekli olmasına olanak verebiliyor. Bizim böyle bir durumumuz yok. Bel, boyun fıtığı gibi hastalıklar da söz konusu. Yine polis hastalığı olarak bilinen ve çok fazla ayakta kalma sonucu ortaya çıkan varikosel gibi hastalıklar da görülüyor. Ancak hiçbiri tanımlanmış hastalık değil. Emekli olduktan hemen sonra da bu hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Emekliliğinde kansere yakalanıp vefat eden de bir çok meslektaşımız oldu” dedi.
Çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğinin altını çizen Sezer, “Baskı ve mobbingi ortadan kaldıracak, yoğun çalışma koşullarını insani düzeye getirecek düzenlemelere ihtiyaç var. Aksi taktirde bu hastalıkların daha da artacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.