Muhalefet 'revizyona' mesafeli: Önce tarafsız ol
24 Haziran seçimlerinin ardından yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi birinci yıldönümünde yeniden tartışmaya açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “böylesine büyük bir reformun oturması, uygulamanın yerleşmesi elbette zaman alacaktır” dedi, sistemin bir yıllık uygulama sonuçları, eksikleri, aksaklıkları ve geliştirilmesi gereken yönleriyle ilgili kapsamlı bir çalışma başlattıklarını söyledi. Ancak muhalefet partileri sorunun revizyonla çözülemeyeceği görüşünde.
Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya konuyu muhalefet partilerinin temsilcilerine sordu. Muhalefetin görüşleri şöyle;
CHP: BU DEMOKRASİ DEĞİL, MONOKRASİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, sistem değişikliğini getiren referandum sürecini hatırlatarak şunları söyledi:
“Kötü niyetli, suiistimalci anayasa değişikliği geldiğinde ne Anayasa Komisyonu ne de Genel Kurul’daki uyarılarımızı dikkate aldılar. ‘Bu sistem Türkiye’de tek adam rejimi yaratır, kuvvetler ayrılığını yok eder, hukuk devletini zedeler” dedik ama çoğunluklarına güvenerek devam ettiler, Türkiye’yi felakete sürüklediler. Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefi olan bir ülkeyiz. Kıta Avrupa’sında bir tek başkanlık sistemi ile yönetilen ülke yok. Şu anda yaşadığımız da zaten bir sistem değil. Demokratik bir sistemle yönetilmiyor, savruluyoruz. Bir kişi her şeyi belirliyor ve sorumluluğu yok. Bakanları, rektörleri, kaymakamları, valileri, genel müdürleri, büyükelçileri, yargıçları her şeyi belirliyor. Ne Meclis onayı ne başka bir şey gerekiyor. Bu sistem değil, bu demokrasi değil. Bunun adı monokrasi. Türkiye bu sistemle gidemez. Referandumdan beri söylüyoruz ve haklı çıktık.”
SİSTEM REVİZE EDİLEMEZ, ÖNCE TARAFSIZ OL!
Erkek’e göre sistem revize edilemez. Demokratik parlamenter sisteme dönülmesi gerektiğini belirten Erkek, “Literatürde Başkanlık, Yarı Başkanlık ve Parlamenter Sistem var ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye bir sistem yok” dedi. Revizyon önerisi geldiği takdirde bunun yetkili kurullarda değerlendirileceğini belirten Erkek, olmazsa olmazlarını şöyle anlattı:
“Bu sistem revize edilemez. Önce tarafsız olmalı. Siyasi parti genel başkanı olursan tarafsız olamazsın. Meclis’in yetkilerini gasp etmeyeceksin. Kanun düzenlenmesi gereken birçok konuyu kararname ile düzenlemeyeceksin. Siyasi güç merkezi TBMM olsun. Milleti yormadan bunu parlamentoda çözebiliriz. Ama öncelikle ülkeyi yönetenlerin bu yönde bir irade ortaya koyması lazım. Bu adımlar atılırsa konuşulabilir. Sonuç olarak Türkiye parlamenter sisteme dönmeli. Bu sistemle Türkiye iyiye gitmiyor, iyiye gitmeyecek.”
İYİ PARTİ: GETİRECEKLERİ TEKLİFİ GÖRMEK GEREK
İYİ Parti Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu da AK Parti’nin yeni sistemde revizyon açıklamalarına mesafeli yaklaştı. “Bu talebin arkasında siyasi olarak elimizdeki oyla gücümüz arasındaki farkı kapatmalıyız mı, yoksa cidden sistem çalışmıyor, çalıştırmalıyız mı var? Önce bunu görmeliyiz” diyen Ağıralioğlu şöyle devam etti:
“Getirecekleri teklifi görmek gerek. Bu teklif, “demokrasi işlesin, temsil imkanları artsın, denge denetleme mekanizmaları daha etkili çalışsın, yargı bağımsızlığı herkesin kabul edebileceği düzeye çekilsin, yasama daha fonksiyonel hale gelsin” gibi düzenlemeler içerirse bunları müzakere ederiz. Yok “belediye seçimlerinde hatırı sayılır bir ivme kaybettik. Türkiye’de 50-1 olarak inşa ettiğimiz sistem aleyhimize oldu. Partimizi güçlendirecek bir organizasyon hevesi içindeyiz” yaklaşımı görürsek bunu müzakere etmeyiz.”
MİLLETİN HAYRINA GELECEK ADIMA OLUMLU BAKARIZ
Yeni sistemin şahsi inisiyatifin, denetimsiz gücün önünü açtığını söyleyen Ağıralioğlu, “Türkiye akraba, eş-dost istihdam edilen bir ülke haline geldi. Aileye yakın olanların bir yerlere geldiği, zengin edildiği bir Ortadoğu ülkesi haline geldik. Ama biz batıya doğru yürüyen bir ülkeyiz. Medeni tecrübemiz yüksek. Şu an bizi bu istikametten koparan bir savrulma yaşıyoruz. Güçlendirilmiş başkanlık sistemi falan bunların hepsi konuşulabilir. Etkin yürütme, hızlı karar alma mekanizmaları konuşulabilir. Ama denetimsizlik, hesap vermezlik, akraba, eş-dost kayırmacılığı konuşulamaz” dedi.
Yasamanın daha etkin hale getirilmesi, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi ve Partili Cumhurbaşkanının herkesin Cumhurbaşkanı olacağı bir pozisyona taşınmasının tıkanan sistemi bir ölçüde açabileceğini belirten Ağıralioğlu şöyle devam etti:
“Memleketin, milletin hayrına gelecek bir adıma olumlu bakarız. Bu sistemi denedik, bizce ülkeye çok pahalıya mal oldu. Bunu bir seviye olarak alırsak bundan daha iyi olmasını sağlayacak teklifleri değerlendiririz. Adı değil, uygulama önemli. Yeter ki insanca, yaşanabilir bir sistem kurulsun.”
SİSTEM DEĞİŞMELİ AMA PALYATİF ADIMLAR KISMİ RAHATLAMA SAĞLAR
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da, sistemin temeli çürük olduğu için revizyonla düzeltilme şansı olmadığını söyledi. “Revizyon değil sistem komple, yeni baştan ele alınmalı” diyen Paylan şunları ifade etti:
“Biz tabii ki parlamenter sisteme geri dönülmesini savunuyoruz. Ancak illa bir revizyon yapılacaksa Cumhurbaşkanı mutlaka tarafsız olmalı. Önce Cumhurbaşkanı parti genel başkanlığından istifa etmeli. Meclis’i vesayet altında bırakmaktan vazgeçmeli. Sadece yürütmenin başı olarak kalmalı. Yargı üzerinde baskıdan, HSK’yı yönetmekten vazgeçmeli. Kuvvetler ayrılığını güçlendirecek revizyon sistemi bir nebze rahatlatır. Palyatif adımlar olur ama kısmi rahatlama sağlayabilir.”
HDP’nin parlamenter sisteme dönüşten yana olduğunu ama bunun “Başkanlık sistemini konuşmayız” anlamına gelmediğini belirten Paylan, “Her sistemin daha demokratik tezahürleri söz konusu olabilir. Demokratik parlamenter sistemler olduğu gibi anti demokratik parlamenter sistemler de var. Demokratik başkanlık sistemi olduğu gibi anti-demokratik başkanlık sistemleri de var. Biz bunları tartışmaya açığız. Ama tabii ki partimizin savunduğu sistem parlamenter sistem” dedi.
Paylan, sistemde bazı aksaklıkları gidermek için Anayasa değişikliği önerisi gelirse, tutumlarının ne olacağı sorusuna, “Tabii ki bu konularda görüşmelere açık oluruz, uzlaşmaya açık oluruz. Ülke çok sıkıştı hem ekonomik hem de siyasi bir kriz yaşıyoruz. Bütün toplumun beklentisi bir rahatlama, olağanlaşma, normalleşme. Bu noktada katkı sunarız” yanıtı verdi.