Mithat Sancar; HDP seçimlerin belirleyicisi olacak ve hdp'yi kimse kapatamaz
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Tunceli Seyit Rıza meydanında partisine mensup milletvekili ve yönetici ile birlikte gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sancar, Tunceli'de bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
Sancar açıklamasının devamında bir yandan HDP'ye kapatma davası açıldığını bir yandan da yoldaşlarının Kobani davasından yargılandığını belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü;
"HDP'ye bir yandan kapatma davası açtılar bir yandan da yoldaşlarımızı Kobani davasında yargılıyorlar. Her iki dava da tamamen hukuksuz. Her iki davanın amacı da siyasi intikam. Her iki davanın amacı da irademizi teslim almadır boynumuzu önümüze eğmemizi sağlamaktır. Bir kez daha burada ilan ediyoruz irademizi teslim alamazlar. Biz boynumuzu sadece mücadelede değerlerimizi yaşatanların önünde eğeriz. Seyit Rıza Pirimiz’in önünde eğeriz, Deniz Poyraz kardeşimizin önünde eğeriz boynumuzu. Hiç bir zalim önünde boyun eğmeyeceğiz."
Sancar açıklamasını şöyle sürdürdü; Halkımıza soracağız. Birlikte mücadele ettiğimiz bütün demokrasi güçlerine soracağız. Onlarla birlikte tartışacağız sonum yolu onlarla belirleyeceğiz ama bir şeyin garantisini vereyim size sonuç ne olursa olsun HDP halkların ortak iradesinin evi olarak seçim ne zaman yapılırsa yapılsın o seçimlerin sonucunu belirleyecek bir yolu halk ile birlikte mutlaka bulacaktır. Siyasi ağırlığımızı bu ülkenin geleceğini, inançların özgürlüğü, halkların eşitliği üzerine kurmanın yolunu birlikte bulacağız. Ama mutlaka ve mutlaka geleceği de bu şekilde birlikte oluşturup seçimlere yansıtacağız. Sizin iradenizi bu ülkenin yönetimine taşımak boynumuzun borcudur. Ama şundan da emin olun ülkenin geleceğini belirleyecek her adımda HDP gücünü mutlaka en etkili şekilde ortaya koyacaktır. Herkes hesabını buna göre yapsın”
Sancar, Deniz Poyraz, cinayeti ile ilgili de şu açıklamayı yaptı; "Deniz Poyraz cinayeti ile ilgili şu ana kadar bize iletilen özel bir bilgi yok. Ama biz davanın peşini bırakmayacağız bu cinayetin bu katliamın peşini bırakmayacağız. Süleyman Soylu'nun sessizliğine gelince daha önce başka nedenler ile söyledim, Türkiye'de bir ifşiat, ikrar ve itiraf denklemi işliyor. Şimdi ise cinayet ikrar ve itiraf denklemine dönmüştür. İzmir'in göbeğinde açık açık, göz göre göre gelen bir cinayetin karşısında içişleri bakını susuyorsa cinayetten sorumlu olduğunu ikrar ediyor demektir. Diyoruz ki biz her türlü hukuk mücadelesini demokratik siyaset zemininde her türlü çabayı harcayacağız. Ama bu diyanetin sorumlusu sadece o tetikçi değildir. Bağlantıları olmadan, kendisine cesaret verilmeden, yol verilmeden böyle bir cinayeti işlemesi mümkün değildir. İktidarın ve özellikle küçük ortağının yaydığı nefret iklimi, açık tahrikleri açık tehditleri bu cinayetlerin zeminini hazırlamaktadır. Nitekim küçük ortağının genel başkanının yaptığı konuşmada aynı zamanda bir itiraftır."