Marmara Denizi'nde 40 yılın en kötü dönemi: Balık yok!

Marmara Denizi'nde 40 yılın en kötü dönemi: Balık yok!
Marmara Denizi’ni etkisi altına alan müsilaj tehlikesi balıkçılığı da vurdu. Verilere göre son 40 yılın en kötü döneminin yaşandığını ve ağların boş kaldığını söyleyen Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Müsilaj her yıl olduğu gibi kasım ayında tekrar ortaya çıkabilir. Acilen ekosistem esaslı balıkçılığa geçilmesi gerekir” dedi.

Geçen yıl kasım ayında Marmara Denizi'nde 18-25 metre derinlik aralığında görülmeye başlanan Müsilaj, 2021’in Nisan ayında gelindiğinde ise yüzeyi kaplamıştı.

Yapılan temizleme çalışmalarıyla birlikte 1 Eylül’de balık sezonu başlamadan önce yüzeyden kayboldu ancak dipteki varlığını sürdürüyor ve uzmanlar da uzun süre devam edeceğini vurguluyor.

Müsilaj Bilim Kurulu üyesi ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın balıkçılığı etkilediğini belirterek, Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’nda anlatılan ekosistem amaçlı balıkçılığa acilen geçilmesi gerektiğini söyledi.

Kasım ayına dikkat!

Hürriyet'ten Fatma Aksu'nun haberine göre, son 40 yılın sezon verileri değerlendirildiğinde bu sezon balık ağlarından bir şey çıkmadığını anlatan Mustafa Sarı şöyle devam etti:

“Balıkçılar havalar soğusun diye ümit ediyor ama müsilajın kasım ayında ortaya çıkma ihtimali çok yüksek. Tarım Bakanlığı’nın acilen, ‘Ekosistem esaslı balıkçılık yönetimine ilişkin bir plan hazırlayıp ilan etmesi gerekiyor. Denizde her yıl üreme ve büyümeyle balık stokları artıyor. Biz onları avcılıkla azaltıyoruz. Yapmamız gereken, her yıl ne kadar balık stoku artışı var, tespit edip, ona göre avcılık yapmak.

80 bin tondan 20 bine düştü

Balık boyları küçülüyor. Tekne boyları ve teknolojisi büyüyor ama avladığımız balık miktarı artmıyor. Eskiden 80 bin tonlara çıkan balık miktarı 20 bin tona düştü. Tekne ve ağ boylarına, radarlara, elektronik cihazlara sınırlamalar getirmemiz lazım. Yani bir taraftan balık stoklarını, bir taraftan balıkçılığı koruyacağız. Marmara Denizi, Karadeniz ve Ege arasında ekonomik kıymeti olan balıkların geçiş yaptığı bir koridor. Bu koridorun giriş kapıları Boğazlar. Boğazları tutmuşuz, balığın geçişine imkân vermiyoruz. Balığın bollaşmasını istiyorsak bu koridoru açık tutacağız.”