Liderlerden RTÜK sansürüne tepki: Bu ülke bu kötülüğü hak etmiyor

Liderlerden RTÜK sansürüne tepki: Bu ülke bu kötülüğü hak etmiyor
RTÜK’ün Halk TV ve TELE 1'e verdiği 5 gün ekran karartma cezasına siyasi parti liderlerinden tepki geldi. Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ve Gültekin Uysal Halk TV’ye konuştu.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Halk TV’ye geçmiş olsun telefonu açarak, “İktidar ülke gündemini kapatmaya çalışıyor” dedi. Akşener aynı zamanda bu cezalara karşı tavır koyacaklarını vurguladı.

Ali Babacan: Basın çalışanlarının yanındayız

DEVA Partisi Kurucu Başkanı Ali Babacan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada iktidarın hoşuna gitmeyen şeylerin yasaklanmasının demokrasiye zarar verdiğini ifade etti. Babacan, "Halk TV ve TELE1 ile ilgili alınan ekran karartma kararı keyfidir. Basın ve ifade özgürlüğüne karşı alınmış olan bu karara karşı basın çalışanlarının yanındayız. İktidarın hoşuna gitmeyen ne varsa yasaklaması Türkiye'ye ve demokrasimize zarar veriyor" ifadelerini kullandı.

ekran-resmi-2020-07-02-18-31-06.png

Karamollaoğlu: Buna topyekün tavır koymak lazım

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu geçmiş olsun dileklerini iletirken, verilen ekran karartma cezasını “İktidarın dışında yorum yapmak, iktidarın dışında meseleler gündeme getirmek, iktidarın aldığı kararları eleştirmek bir uç olarak takdim edilmeye çalışılıyor.” sözleriyle değerlendirdi. 

Karamollaoğlu şunları söyledi: 

"Bu gelişmeler çok endişe verici. Türkiye şu an maalesef hızla anti-demokratik bir mecraya sürükleniyor. Üzüntü verici bir gelişme, çok endişe verici bir gelişme. Demokrasiyi hedef alan bir gelişme. İktidarın dışında yorum yapmak, iktidarın dışında meseleler gündeme getirmek, iktidarın aldığı kararları eleştirmek bir uç olarak takdim edilmeye çalışılıyor. Bu Türkiye'yi tam manasıyla anti-demokratik bir alana sürükler. Türkiye'de özellikle kendisini adalet ve kalkınma ile ifade eden bir partinin bir gün gelip bunları tamamiyle yok sayacak kendi kendisini adeta intihar edecek bir mecraya sürüklenmesini kabul edemeyiz. Nihayet demokratik bir ülkede yaşıyor. Fikir ve düşünce özgürlüğü var. İnsanlar eğer fikir ve düşüncelerini dile getirirken bir takım sınırları aşıyormuş gibi görünse bile bu demokrasinin temelinde makul görülmesi gereken bir şeydir. Eğer bir hakaret varsa cezalar yeri geldiğinde maddi olarak konmuştur. Ama siz bir yayın organını özellikle de iktidarın yanlışlarını, hatalarını gündeme getiren bir yayın organına karartma uygularsa bu kendi ayağınıza kurşun çıkmak manasına gelir. Geçmişte özellikle bu tip tavırlardan yakınan bir iktidarın bugün kendisine aynı şekilde bir yapıya bürünmesini hakikaten anlamak ve kabullenmek mümkün değil. Umuyorum ki RTÜK'ün aldığı bu kararlar düzeltilir. Türkiye, yaşanamaz bir ülke haline geldi. Başka kimsenin konuları gündeme getirmesine izin vermeyeceksiniz sonra diyeceksiniz ki burası demokratik bir ülke. Buna topyekün tavır koymak lazım. Onun için ben geçmiş olsun diliyorum. Ümit ediyorum ki Halk TV bu konuyu gündeme getirecek. Ve ümit ediyorum ki yargı bu kararı düzeltecektir."

Gültekin Uysal: En küçük eleştiriye tahammül yok

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Tabii kötü şeylerin habercisi sadece özelde Tele1 ve Halk TV’nin kapatma tehdidinin daha somut hale gelmesi değil. Kendi hedeflerine Türkiye'yi biraz daha içe kapatarak yürüyebileceklerine inanan bir siyasi akıl var” dedi.

Uysal’ın açıklamalarının tamamı:

“Bu ülkenin bu kötülüğü hak etmediği kanaatindeyim. Tarihi geriye akıtmak adına nafile çabaları zaman zaman görüyoruz. Tabii kötü şeylerin habercisi sadece özelde Tele1 ve Halk TV’nin kapatma tehdidinin daha somut hale gelmesi değil. Kendi hedeflerine Türkiye'yi biraz daha içe kapatarak yürüyebileceklerine inanan bir siyasi akıl var. Sıklıkla ifade ediyorum, demokrasimizin oksijeni azalıyor diye. Elimizde kalmış kanallarla meşru bir mücadeleyi yürütmenin çabası içindeyiz. Kamu bankalarından milyar dolarlara varan finansman kaynaklarını etkin verimli istihdam yaratan alanlara değil de verimsiz, iktidarın kara propaganda araçlarına dönüşmüş etkisiz mülkiyet yapılarını değiştirmek için kullanan bir akıl var. Bu tüm milyar dolarlara varan bütçelere karşı asimetrik bir mücadeleyle daha etkin bir yayıncılığı Halk TV yapabiliyor. Esas canlarını sıkan mesele buralarda. Eflatun'un bir sözü var, “Hakikat güneş gibidir” der. Bu hakkı, hakikati ifade eden kanalları kapatarak zannediyorlar ki vatandaşlarımız iktidarın yedeğine aldığı kanalları izleyecek. Böyle bir şeyin olması imkanı yok. Milyonlarla ifade edilen gazetelerin, bugün bayilerden binlerle ifade edilen düzeyde satışları düşmüşse birileri şapkayı önüne koyup düşünmeli ama düşüneceklerini zannetmiyoruz. 

Tek başına iktidar olmuş geleneğin temsilcileri olarak da söylüyorum, demokrasinin özü tenkit edebilme hakkıdır. Demokrasi kansız kavgasız iktidarın el değiştirmesidir. Bu demokrasinin alternatif maliyetini bireylere vatandaşlara yöneltmek adına özel bir çaba var. Tabii bu kötü şeylerin habercisi. Kanal İstanbul meselesi, CHP'nin İş Bankası hisseleri, darbe meselesi, minarelerden şarkı çalınması... Arka arkaya dizdiğimizde odağında ana muhalefet CHP'nin olduğu çok radikal bir biçimde toplumsal ve siyasal atmosferi değiştirecek müdahaleler olacaktır. Bunu yapabilmenin ilk şartı da olanın bitenin halka sirayet etmesini engellemek adına, büyük vazife gören başta halk tv olmak üzere alternatif mecraları işte... Akıl karı değil! Bugün artık tek başına bireylerin neredeyse yayıncı kuruluş haline geldiği Türkiye'de bütün bunları kapatsanız ne olacak? Türkiye dünün Türkiye'si değil, içe kapalı bir Türkiye değil. Sınırları kapatamazsınız, ekranları kapatamazsınız ama ekranları karartabileceklerini düşünüyorlar. Bir yanıyla üzüntü verici. Zaten Türkiye'de 2011 yılından beri ben oldum anlayışı içinde, ben devleti ele geçirdim, her şey benim emrimde. Bu anlayışın bugün çok somutlaşmış bir hali var. En küçük eleştiriye tahammül yok. 

Bunlar nafile çabalardır. Türkiye'nin her şeye rağmen, tüm olumsuzluklara rağmen, demokraside ara dönemlerde darbelerle, idamlarla kötü bir sicilimiz olmasına rağmen bugün hakların, özgürlüklerin, serbest piyasanın, laikliğin önemini kavramış milyonlar var. Tarihi geriye doğru akıtamazsınız. Çok uzun süredir bir ortak paydayı oluşturmuş, siyasi, iktisadi düşünen insanlarımız, entelektüellerimiz, aydınlarımız ortak bir tavır sergilemeli. Türkiye bu durumun içinden çıkabilmeli. üzüntü verici bir karar.”