Kolon kesildiği nasıl anlaşılır? Vatandaş ne yapabilir? İşte binanızla ilgili bilmeniz gereken tüm detaylar...
Binlerce ev yıkıldı, deprem çok fazla ölüm ve acıya sebep oldu. 2000'den önce yapılmış evlerdeki malzeme kalitesizliği, bazı yeni evlerdeki mühendislik hataları bu kadar çok yıkım olmasının nedenleri arasında gösteriliyor. Ancak ev yıkımlarına neden olan bir sebep daha var ki ne yazık ki ülke genelinde yaygınca yapılan bir uygulama: Kolon kesme.
Evin dekorasyonunu bozduğu için kestiren de var, kolonu kesip elektrik hattı geçiren de… Ama en sık görülen; yer kazanmak için kolon kesen dükkanlar. Daha önce İzmir depreminde yıkılan bazı binalarda kolonların kesildiği tespit edilmişti, benzer bir durumun Kahramanmaraş depremindeki yıkımlarda da büyük etken olduğu görülüyor. Ülkemizi bekleyen başka büyük depremler de var. Kolon kesmeyi, kesik kolonlu evlerde yaşamanın risklerini masaya yatırdık.
İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Yüksel, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Özer Or ve Avukat Ayşe Hüseyinoğlu ile konuştuk.
1) KOLON BİR BİNA İÇİN NE ANLAMA GELİR?
Kolonların yapının asli taşıyıcıları olduğunu söyleyen Prof. Dr. ErcanYüksel, “Düşey ve yatay yükleri taşımak için kullanılan sistemler çerçeve olarak adlandırılır. Bu çerçevelerin düşey elemanları da kolonlardır. Dolayısıyla sistem üzerinde taşınan yüklerin emniyetle katlar arasında ve temele aktarılmasını sağlarlar. Binalar için bu denli önemli olan kolonlar deprem sırasında da yapının en önemli elemanıdır. Bunlardan birinin dahi kesilmiş olması yapı davranışını tamamen değiştireceği için kabul edilemeyecek çok ciddi bir hatadır” dedi.
Ercan sözlerine şöyle devam etti:
“Bir evde kaç kolon olacağı sorusunun da net bir cevabı yok. Burada elimizdeki en önemli resmî belge, o binanın oluşturulması için inşaat mühendisleri tarafından hazırlanan projelerdir. Bunlar yaptıkları hesap sonuçlarına dayalı olarak gerektiği kadar kolon yerleştirirler.”
BİNANIN TAŞIYICILARINA ANCAK GÜÇLENDİRMEK İÇİN MÜDAHALE EDİLEBİLİR
Bir binanın taşıyıcı sistemine ancak onu daha güçlü duruma getirmek için müdahale edilebileceğinin altını çizen Özer Or, “Bu uygulamalara güçlendirme projesi diyoruz. Güçlendirme Projeleri de aynı yeni yapı projeleri gibi ilgili yerel yönetimler tarafından ruhsatlandırılır ve yapı denetim mevzuatına uygun olarak denetlenir” dedi.
2) KOLONU KESİK BİNA DEPREMSİZ DE ÇÖKEBİLİR Mİ?
Kolonu kesilmiş binayı depremde neler bekler, yarattığı risk nedir?
Prof. Yüksel, kolonu kesilmiş bir binayı 5 büyüklüğündeki bir depremin yıkabileceğini hatta deprem haricinde de çok büyük bir yıkımla karşılaşılmasının mümkün olduğunu belirterek, bu işlemi yapan kişilerin başlarına gelebilecek olayın ‘cahil cesaretiyle’ hareket ettiğini söylüyor.
“İnşaat mühendisleri yapının mimari projelere uygun olacak şekilde uygun yerlere gerekli olduğu miktarda kolon yerleştiriyor. Hesaplar da bu kolonların bulunması durumuna göre yapılıyor. Yani bunlardan biri ortadan kaldırılırsa yapılan hesap modeli de tamamen değişiyor ve yapı o yükleri taşıyamaz hale geliyor. Önemli bir etki olan ve sistemin gerçek kapasitesini ortaya çıkaracak olan deprem yüklemesi söz konusu olduğunda kolonların eksikliği durumunda yapının da göçmesi kaçınılmaz.”
3) VATANDAŞ KOLON KESİLDİĞİNİ NASIL ANLAR?
Yüksek binaların altında bulunan bazı dükkanlar, içeriyi büyütmek adına kolon kesimine başvuruyor.
Bunun kesinlikle kabul edilemeyecek bir şey olduğunu söyleyen Prof. Ercan, vatandaşın bunu nasıl anlayabileceğini ise şu şekilde açıkladı:
“Öncelikle altında her market olan bina için kolonları kesmiş diyemeyiz. En kolay akla gelen yıkılma sebeplerinden biri olması dolayısıyla en çok bu dillendiriliyor. Kolonun kesildiğini anlamak zor olsa da bazı şekillerde fark etmek mümkün. Kendi dairenizde kolonun nerde olduğunu biliyorsanız alt katlara indiğinizde o kolonu görmüyorsanız kesilme işleminin gerçekleştiği anlaşılabilir. Çünkü kolonun temele kadar sürekli olması gerekli.”
KOLON BOYUTLARI DAİRENİN ÜST KATINDA DAHA KÜÇÜK OLABİLİR
Dairenin en üst ve çatı katlarında kolon bulunmalı mı? Bulunmaması riskli bir durum mu?
Yüklerin aşağıdan yukarıya doğru azalarak devam ettiğini ifade eden Prof. Yüksel, “Alt kattaki kolon boyutları daha büyük iken üst katlarda ihtiyaç daha az olduğu için ebatlar küçülebilir ve bu bir sorun değildir. Çatı katı yaparken ise kolonları devam ettirmeyip o katı yığma yapma alışkanlığı var. En üst kattaki etkileri karşılayacak miktarda duvar oluşturulmuşsa pratikte yapılabilecek bir uygulama. Çünkü duvarlar sadece o katı ve üzerindeki çatının yükünü taşımakla görevli” açıklamalarında bulundu.
BİNAYI TESLİM ALDIKTAN SONRA HİÇBİR MÜDAHALE YAPILMAMALI
Yapılan uygulamalardan biri de kolonu kesip, yerine muadili olabileceği düşünülen çelik gibi malzemelerle tavanı desteklemek. Hatta sadece evin dekorasyonunu bozması sebebiyle bile kesilen kolonlar var…
Bu durumun sıklıkla önlerine çıktığını vurgulayan Prof. Yüksel, “Binayı teslim aldıktan sonra boya, badana gibi şeyler haricinde hiçbir müdahale olmaması gerekiyor. Bu sistem kolon kesilmesi gibi sebeplerle bozulduğu anda belirsizlikler ortaya çıkar. Deprem de bu tür yapılan işlemlerin açığa çıkmasına sebep oluyor” ifadelerini kullandı.
Özer Or ise mimari olarak doğru projelendirilmiş ve mühendislik açısından doğru tasarlanmış bir binada kolonların dekorasyonu bozmasının söz konusu olmadığını vurgulayarak, “Binaların taşıyıcı sistem elemanları dekoratif unsurlar değildir. Yapılar taşıyıcı sistemleriyle uyumlu olarak kullanılmak zorunda. Kolonlar, asla hasar verilmemesi gereken elemanlardır. Hatta başka nedenlerle oluşan yapısal olmayan hasarları dahi en kısa sürede onarılmalı” dedi.
2000 ÖNCESİ BİNALARDA SORUN KOLONUN BETONU
Deprem bölgesinde önümüze çıkan yıkımlar arasında sadece ilk birkaç katı yıkılıp, üst katları sağlam kalan binalar dikkatleri çekiyor. Bunun sebebi de kolonların kesilmesi mi?
Bu durumun birden fazla sebebi olabileceğini söyleyen Prof. Yüksel, “Ne yazık ki ülkemizde 2000’li yılların öncesinde beton imalatı sahada yapılıyor, hazır beton teknolojisi yaygın olarak kullanılmıyordu. Bu sebeple 2000 öncesi beton dayanımları çok düşük. İzmir’de yıkılan apartmanlarda da ortak sorun buydu. Çok katlı apartmanlar yapılmış ama betonların basınç dayanımları olması gerekenin 3’te biri kadar. Böyle binalarda kolon kesilmesine bile gerek kalmadan alttaki kolonlar üstüne düşen yükleri taşıyamayacak hale geldiği zaman ne yazık ki yıkılıyor. Hal böyle olunca da alttaki katların çökmesi sebebiyle üstteki katlar da bunun üzerine düşüyor. Bu kesinlikle olmaması gereken bir göçme biçimi ama bu depremde çok yaygın olarak gördük” dedi.