Kocaeli’nin 'bomba tarlasına' sülfirik asit tesisi yapılacak
TMMOB Kocaeli il Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Murat Kürekci, “Proje yeri, bilindiği üzere rafineri, akaryakıt ve LPG depolama ve dolum tesislerinin bulunduğu, adeta bomba tarlalarının içinde yer almaktadır” dedi.
Kocaeli’nin Körfez ilçesinde yapılacak sülfirik asit üretim tesisi için yarın bölgede yaşayan yurttaşların görüşünün alınması için toplantı yapılacak. TMMOB Kocaeli il Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Murat Kürekçi, “Proje yeri, bilindiği üzere rafineri, akaryakıt ve LPG depolama ve dolum tesislerinin bulunduğu, adeta bomba tarlalarının içinde yer almaktadır” dedi.
Kocaeli’nin Körfez ilçesine bağlı Yarımca Mahallesi’nde sülfirik asit üretim tesisi yapılacak. Tesis ÇED raporunun verilmesi için halkın görüşü de alınacak. Yarın Necmettin Erbakan Kültür Merkezi Düğün Salonu’nda yapılacak toplantı öncesinde meslek odalarından tesise itiraz geldi. TMMOB Kocaeli İKK Sekreteri Murat Kürekçi, yaptığı yazılı açıklamada, koronavirüs pandemisi sırasında ÇED için toplantı yapılmasının dahi yanlış olduğunu belirterek, tesise ilişkin itirazlarını şöyle sıraladı:
Mesafe yanlış hesaplanmış: Yapılması planlanan projede, evlerin en yakın 500 metrede bulunacağından bahsedildiği halde aşağıdaki resimde görüldüğü üzere yerleşim alanları 300 metrenin altında başlamaktadır. Bu nedenle çevresel etkiler doğru bir biçimde incelenemez. Bu mesafeye bağlı olarak yapılan gürültü hesapları da gerçeği yansıtmamaktadır. Gürültü hesapları ile ilgili diğer bir konu, projenin inşaat aşamasında 1 kamyon, 1 yükleyici, 1 transmikser ve 1 ekskavatör kullanılacağıdır. Bu büyüklükte bir projede, bu miktarda 4 adet iş makinası/aracı kullanıyor olmanın proje süresinin dosyada belirtilen süreden çok daha fazla uzaması ya da gerçeklerle bağdaşmayan masa başı hesaplarla ÇED Dosyasının uygun hale getirilmesi anlamına gelmektedir.
Toz oluşacak: ÇED Dosyasındaki İş makinaları/araçları sayısı az olduğunda, gürültünün yanı sıra toz emisyonlarının da az olacağı görülmektedir; fakat yağışsız havalarda ve özellikle yaz mevsimi ile birlikte sahada yapılacak hafriyat çalışmaları bölgede önemli bir toz emisyonu oluşturacaktır.
Endüstriyel tesisler yeterince var: Projenin tek başına etkisini değerlendirmek yetersizdir. Bu değerlendirme anlayışı yerini kümülatif (toplam) etki değerlendirmesine bırakmalıdır. Her durumda ilimiz gibi kanser vakalarının ülke ortalamasından yüksek olduğu, kronik solunum yolu hastalıklarının yaygın olduğu ve sanayiye doymuş bir kente, üstelik böylesi parlayıcılığın-patlayıcılığın ve yangın (endüstriyel kazalar) olasılığının ve etkilerinin yüksek riskli olduğu bir bölgede sülfirik asit tesisi asla kurulmamalıdır.
Bomba gibi: Proje Yeri, bilindiği üzere rafineri, akaryakıt ve LPG depolama ve dolum tesislerinin bulunduğu, adeta bomba tarlalarının içinde yer almaktadır. Bu alanda, Tesislere ait birçoğu Basınçlı Kap olan Depolama Tanklarının yanı sıra, yer altında adeta karınca yuvası gibi LPG ve akaryakıt boru tesisatları mevcutken üzerine Sülfirik Asit Tesisinin yapılacak olması tüyler ürperticidir. 28 Temmuz 2002 tarihinde bir LPG Dolum ve Depolama Tesisinde patlayan LPG Depolama Tankı sebebiyle yaşanan ölüm ve yaralanmalar unutulmamalıdır. Hatırlanacağı üzere o günlerde mevcuttaki tesislerin kaldırılması dahi konuşulmuşken bugün üzerine Sülfirik Asit Tesisinin yapılması çevrede bulunan insanlar başta olmak üzere Körfez İlçesi ve hatta Kocaeli ilinin geniş bir kesiminin can ve mal güvenliğini doğrudan ya da dolaylı etkileyebilecektir.
Tek başına çed yetmez: Yatırımlarda Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin tek başına yeterli olmadığı, her çevresel etkinin aslında tüm canlı sistemine etki edeceği gerçeğinden hareketle SED adını verebileceğimiz “Sağlık Etki Değerlendirme” süreçlerinin de raporlandırılarak ilgili kurumların ve etkileyeceği kesimlerin görüşlerine sunulması, “canlı yaşamına saygı”nın bir zorunluluğudur. Sermayenin kar hırsından önce, insan ve diğer canlıların yaşamlarının savunulmasına dair yasal düzenlemelerin yapılması öncelikli talebimizdir.