Kılıçdaroğlu: Cumhur İttifakı’nın üçüncü ortağı mafyadır

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "21. yüzyılın Türkiye'sinin geldiği nokta bu. İktidar sahipleri ile mafya ortak devleti yönetiyorlar. Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı mafyadır" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'de gerçekleşen grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Kılıçdaroğlu konuşmasına, Irak'ın kuzeyinde şehit düşen askeri anarak başladı.

Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Hasan Saltık'a da rahmet dileyen Kılıçdaroğlu, "Hasan Saltık hayatını kaybetti. Anadolu'nun kayıp müzikleri derledi ve bizim müzik kültürümüzün korunması açısından Kültür Bakanlığımızın yapamadığını, Hasan Saltık yaptı. Ona da Allah'tan rahmet diliyoruz. Bütün müzik dünyasının başı sağ olsun." dedi. 

Mafya-Siyaset ilişkisine dair konuşan Kılıçdaroğlu, "21. yüzyılın Türkiye'sinin geldiği nokta bu. İktidar sahipleri ile mafya ortak devleti yönetiyorlar. Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı mafyadır. Mafya bozuntuları için özel kanun çıkartmadılar mı? Gidip mafya bozuntusunun önünde el pençe durmadılar mı? İçişleri Bakanı açıkça Saray'ı tehdit ediyor, 17-25'den söz ediyor, para kasalarından söz ediyor. Bir siyasi ayda 10 bin dolar para alıyor diyor. Tık yok. Kim bu?" ifadesini kullandı. 

Konuşmasının sonunda erken seçim çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, "Bu kadar çürüme hiç olmadı ama temizleyeceğiz. Demokratik yollarla temizleyeceğiz. Temizliğin sihirli anahtarı seçim. Hemen seçim, erken seçim. Türkiye'yi aydınlığa kavuşturacağız. " dedi.

Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları ise şöyle:

Türkiye'yi bu bataklıktan biz çıkaracağız, herkes bundan emin olsun. Hangi partiden olursa olsun, her partinin seçmeni gözünü bize dikmiş durumda. Türkiye'yi bu bataktan nasıl çıkaracaklar diye. Çıkaracağız. Farklı siyasi görüşlerden olan insanlar bir araya gelerek konuşabilmeli bizim topraklarımızda. Düşmanlık olmamalı. Bu bataktan Türkiye'yi çıkaracağız. 

'Ben bunu Kastamonuluların vicdanına havale ediyorum'

Her toplumun bir tarihi vardır ve siyasetçiler bu tarihin gereğini yaparlar. Çünkü o tarih, milletin ortak çabaları sonucu oluşan bir tarihtir. İnebolu'yu biliyoruz. Kastamonu'nun şirin bir ilçesi. İstiklal Yolu'nu da biliyoruz. Milli Kurtuluş Savaşı'na silahların İnebolu'dan geldiğini, kadınların o silahları nasıl taşıdıklarını biliyoruz. TBMM, 9 Nisan 1924'te İnebolu'ya İstiklal Madalyası verilmiştir. Her yıl İnebolular 9 Haziran'ı Kurtuluş Günü olarak kutlarlar. Bakanlar da orada olur. Bu yıl bir şey oldu. 9 Haziran'ı 8 Haziran'a aldılar, bakanım programı müsait olmadığı için. Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu'nun programı müsait olmadığı için tarih değişiyor. Ben bunu Kastamonuluların vicdanına havale ediyorum. Herhalde sizin sandıkta söyleyeceğiniz laflar, oylar olacaktır. Bunlar tarihe bile saygı duymuyorlar.

Aydın ziyareti

Geçen hafta Perşembe günü Aydın'daydım. Aydın'da sorunları dinledik ve ben onların tamamına Türkiye'yi bu bataktan nasıl kurtaracağımızı ayrıntılarıyla anlattım.

Çiftçilerin sorunu var. 100 liraya kadar kuraklık nedeniyle teşvik parası ödenecek. Bir çiftçi şunu söyledi, "Kuru tarımda, buğday üretimi yapan birisi dekara 40 ila 60 kg arasında gübre atmak zorundadır. Verilen destek gübre parasını bile karşılamamaktadır" dedi. Faizlerin ertelenmesini istiyorlar. Desteklemelerden yüzde 4 kesinti yapılıyor bunlar yapılmasın diyorlar. Özellikle yem çok pahalı diye ifade ediyorlar. 

Diyarbakır, Şanlıurfa, Konya, Mardin, Antalya, Karaman, Denizli, Antakya ve Hatay bölgesinin çiftçileri ile görüştüm. Onların da sorunları aşağı yukarı ayrı. 

Çankırı ziyareti

30 milletvekilimiz, 4 PM üyemiz, 3 tane denetleme kurulu üyemizde Çankırı'ya gittiler. Sorunları dinlediler, rapora bağladılar. Çankırı'nın özelliği, AK Parti'nin en çok oy aldığı il. Gidildi, konuşuldu, dertleşildi. Bütün arkadaşlarım her ile nasıl özen gösteriyorlarsa Çankırı'ya da o özeni gösterdiler. Çankırı'da da büyük bir işsizlik var. Çankırı'dan Ankara'ya göç ediyorlar. Bütün Çankırılıların oyuna talibiz. 

Bulu'ya istifa çağrısı

Demokrasiden, üniversitelerden, üniversitelerin özerkliğinden söz ediyoruz. Üniversitelerin önündeki siyasi barajı kaldırmamız gerekiyor diye defalarca söyledik. Boğaziçi'ne kayyum rektör atadılar. "100 gün içinde her şey çözülür" dedi. E çözülmüyor. Bulu'ya söylüyorum. Sen o üniversiteye bırak rektör olmayı, o üniversitede ders verecek kapasiteye sahip değilsin. Sen de onur varsa istifa et. Hocaların görevine son veriyor, bundan sonra siz ders vermeyeceksiniz diye. Üniversite rektörü bilime, bilim insanına düşman olur mu? 

HDP'ye açılan kapatma davası

Bu ülkeye kendi özgür iradesiyle çok partili hayatı getiren CHP'dir. Dünyada başka örneği yoktur. Demokrasinin olduğu ülkelerde büyüme hızlanır, insanlar kucaklaşır, düşüncüler özgürce ifade edilir. Demokrasinin vazgeçilmez unsurları siyasi partilerdir demiş anayasa. Dolayısıyla, siyasi partiler sahneye çıkarlar, vatandaşa giderler, seçim bildirgelerini hazırlarlar, vatandaştan oy isterler. Vatandaş arzu ettiği partiye oy verir. Milli irade oluşur, parlamentoda 600 milletvekili halkın oylarıyla seçilir ve buraya gelir. Demokrasinin savunulması gerektiği bir ortamda siz bir partiyi kapatamazsınız. Şiddet, baskı uyguluyorsa eyvallah. Partinin yöneticileri ellerine silah alıp geziyorlarsa eyvallah. Zaten savcı harekete geçer ama savcı siyasi otoritenin talimatı ile harekete geçiyorsa orada siyasi irade yok demektir. 

Kaç tane parti kapatıldı? Hangi sonuç elde edildi? Düşünceyi ifadeden korkmayacaksınız. Bunu yaptığınız zaman demokrasiyi gerçek anlamda getirmiş olursunuz. Eğer siz, siyasi partileri düşman olarak görüp, küçük ortağın büyük ortağı esir aldığı bir ortamda talimat verip bunu yapacaksın diye harekete geçiyorsa burada demokrasi yoktur. 

Parti kapatmaya yönelik her eylemi doğru bulmuyoruz. Partilerin seçime katılmasına yönelik hiçbir eylemi doğru bulmuyoruz. Vatandaş gider oyunu kullanır. Demokrasi aynı zamanda adaletin kökleştiği rejim demektir. 

Milli iradeye duyduğum saygı sadece HDP için değil. ABB Başkanını zorla istifa ettirdiklerinde çıkıp onun hakkını savundum. Bursa ve Balıkesir belediye başkanları zorla istifa ettirildiğinde, onların da hakkını savundum. Bana göre haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. İnancım gereği mazlumun kimliği sorulmaz. 

'Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır'

İktidar kendisini kurtarmak istiyor. Gündemi saptırmak istiyor. Gırtlağına kadar lağım çukurunda olan bir siyasi iktidarın Türkiye'ye yararı olamaz. Ben lağım borusu patladı dedim meğer çukurun içinde bunlar. Koku bütün Türkiye'yi, dünyayı sardı Saray hissetmiyor. Lağım orada çünkü. Türkiye'yi temelden sarsan bir sürü açıklama var, Saraydan tek açıklama yok. AK Partili, MHP'li kardeşlerime sesleniyorum. Bu lağım çukuru bu kadar kokuyu dünyaya yaymışken neden kimse konuşmuyor? Neden savcılar harekete geçmiyor? Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir kabile devleti mi oldu nerede bu savcılar? Ben konuşunca 24 saat geçmeden harekete geçiriyorlar, lağım basmış, yolsuzluklar diz boyu bir Allah'ın kulu kalem oynatmıyor, oynatamıyor. Sonra da bize demokrasi var diyorlar sen onu benim külahıma anlat. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. 

Mafya-Siyaset ilişkisi 

Yeraltı dünyasının önemli bir aktörü açıklamalarda bulunuyor. Gazeteler, televizyonlar tartışıyor. Tık yok iktidar sahibinden. Niye yok? Sen her konuda konuşuyordun. 'Dış güçlerin oyunu bu' diye millete satıyorlar. 19 yıldır sen iktidarda değil miydin? 19 yılın sonunda Türkiye'yi dış güçlerin oyuncağı eline sen getirmedin mi? Gerekçe bile bulamıyorlar. İstifa diye bir müessese var. Onurlu insanlar için... Devletin hazinesini mafya ile el ele olacaksın, tezgahı kuracaksın, belli yerlere çökeceksin, rantını alacaksın. 21. yüzyılın Türkiye'sinin geldiği nokta bu. İktidar sahipleri ile mafya ortak devleti yönetiyorlar. Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı mafyadır. Mafya bozuntuları için özel kanun çıkartmadılar mı? Gidip mafya bozuntusunun önünde el pençe durmadılar mı? İçişleri Bakanı açıkça Saray'ı tehdit ediyor, 17-25'den söz ediyor, para kasalarından söz ediyor. Bir siyasi ayda 10 bin dolar para alıyor diyor. Tık yok. Kim bu? 

Şentop'un Soylu'ya mektubu

TBMM Başkanı Şentop, 'Mektup gönderdim, siyasetçinin ismini istiyorum' dedi. Gönderecek mi İçişleri Bakanı? Asla göndermez. Atanmış bir bakan, seçilmiş bir meclis başkanını cevap vermeyerek aşağılamasını nasıl karşılayacak? 

Tayin ettiğin adamı bir çağır, bir sor. 'Biz dünyaya rezil olduk' de. Rezaleti ortadan kaldır bari. Biz biliyoruz aslında herkes biliyor. O kişide acaba yüz var mı, ahlak var mı? Kirliliğe bulaşmış insanlar, kirli gezmekten hoşlanırlar. O kişi Almanya'ya bile gidemiyor, öyle diyorlar. 

Bir hükümeti düşürecek kadar, bir olay değil iki olay değil onlarca olay ortaya konduğu halde adamlarda tık yok. Yüzünüz hangi astardan, hangi deriden? Rüşvet alan siyasetçilerden söz ediliyor, tık yok. Uyuşturucu kaçakçılığı yapanlar var bu da söyleniyor. Hiçbir savcı korkudan soruşturma açamıyor. Nasıl bir devlet, nasıl bir anlayış? 

'Nerede toplumun huzuru?'

Anayasamızın ikinci maddesi var. İkinci maddesi, “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” diyor. Bu maddenin değiştirilmesi bile teklif edilemez diyor. Bu madde referandum ile kabul edildi ve anayasada yerini aldı. Şimdi her vatandaşa soruyorum. Bu memlekette huzur kaldı mı? Anayasa, toplumun huzuru diyor. En baştaki adam bir konuşuyor, millete hakaretler... Nerede toplumun huzuru? Toplum diken üstünde. Milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde.. az önce söyledim İnebolu Şeref ve Kahramanlık Günü'nü her yıl 9 Haziran'da kutlanıyor, bakan benim programıma uymuyor diyor 8 Haziran'a alınıyor. Milli dayanışma bu mudur? 

'Hangi milli dayanışma?'

Milli Kurtuluş Savaşına ihanet edenler baş tacı edildi. Saygı duy kardeşim. 'Keşke Yunan galip gelseydi' diye bir meczup diye bir şeyler dedi devlet gitti ziyaret etti. Milli dayanışma diyor, hangi milli dayanışma? Milli ordumuzun Tank-Palet fabrikasını Katar Ordusu'na peşkeş çekmediler mi hangi milli dayanışmadan söz ediyorlar bunlar? 15 Temmuz Şehit ve Gazileri'nin paralarına çökmedi mi bunlar? Beşiktaş'ta şehit olan polislerimizin paralarına çökmedi mi bunlar? Hangi milli dayanışma? 

'Bu mudur adalet?'

Çiftçiye, esnafa haciz uyguluyorsunuz. Ziraat Bankasını soyan, hem faizini hem ana parasını ödemeyen ve iktidar tarafın el üstünde tutulan bir zat varken bu ülkede adalet var diyebilir misiniz? Milyonlar işsizken, asgari ücretliler geçinemezken, saray beslemeleri beş yerden, altı yerden dünyanın aylığını alıyorlar bu mudur adalet? 

Mafya bozuntuları için özel kanun çıkartırsın, Harp okulu öğrencileri içeride, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, avukatlar içeride. Bu çifte standart neden? Bu mudur adalet? 

'Nerede insan hakları?'

Faili meçhulleri araştırmadılar. Erdoğan söz vermişti bulacağım diye. Gidip başında Fatiha okuyacaksınız demişti Cumartesi Annelerine. Jopladılar, yerlerde sürüklediler yaşlı insanlar. Nerede insan hakları? 

'Atatürk'e hakareti meşrulaştılar'

128 milyar dolar diye sormayıp ne soracağız? Boyunu mu yaşını mı, altın klozetli tuvaletini mi soracağız sana? 

Atatürk'e hakareti meşrulaştılar. Türkiye Barolar Birliği, Danıştay'da bir konuşma yapıyor. Uzattı diye Erdoğan kullandığı bazı cümlelerden rahatsızlık duydu, salonu terk etti. Aynı Erdoğan, Ayasofya'da Atatürk'e hakaret edilirken, huşu içinde dinliyordu. 

'Temiz siyaset istiyoruz'

Çöp konteynerlarından beslenen yüz binler var hangi sosyal devlet? İşsizlik almış başını gidiyor hangi sosyal devlet? Biz kendi ülkemize sahip çıkmak zorundayız. Birileri gelip bu ülkede herkese iş, aş bulalım demeyecek. Bunları yapacak olan bizleriz. Bizler bunları yaparken alınan her kuruşun hesabını millete vermeliyiz. Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Devletimiz güçlü olsun, birileri tarafından tehdit edilmesin istiyoruz. Bu kadar büyük depremlerin yaşandığı bir ortamda hala bir kişi sessizliğini koruyorsa en büyük suç ortağı odur anlamına gelir bu. Gırtlağına kadar lağım kuyusuna batmış bir kişi memleketi mi kurtaracak?

Erdoğan sözde gençlerle birlikte olacak. Bir dondurmacıya gidiyor, dondurma yiyecek. Gençler de diyecek, 'Cumhurbaşkanı buraya gelmiş, koruma yok' diyecek. Bir genç kız ayak ayak üstüne atmış. Herkes vaay efendim nasıl atar diyor. Hemen müdahale, makama saygısızlık olmasın diye.. O makam, hırsızlara, yolsuzluk yapanlara, mafyaya bir şey demedi kızcağız ayak ayak üstüne attı diye ondan mı rahatsız oluyorsun? 

'Hemen seçim, erken seçim'

Kişiler zorla saygı sahibi olamazlar. Davranışın, tutumun toplumun sana saygı duymasını zorunlu kılar. Ben her istediğimi yaparım, mafyayı korurum... Bu kadar çürüme hiç olmadı ama temizleyeceğiz. Demokratik yollarla temizleyeceğiz. Temizliğin sihirli anahtarı seçim. Hemen seçim, erken seçim. Türkiye'yi aydınlığa kavuşturacağız.