Kartalkaya faciasının ilk duruşması gözyaşı ile başladı! Bu sözleri duyan herkes dondu kaldı

Kartalkaya faciasının ilk duruşması gözyaşı ile başladı! Bu sözleri duyan herkes dondu kaldı
36'sı çocuk 76 kişinin öldüğü Kartalkaya'daki yangın faciasına ilişkin davanın ilk duruşması başladı. Aileler sanıkları görünce baygınlık geçirdi. Yakınlarının kaybedenlerin sözleri nedeniyle tüm mahkeme salonu dondu kaldı. Duruşmaya gece 1.00 sularında ara verildi. Duruşma sabah 9.15'te devam edecek.

21 Ocak’ta Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangında 78 kişi yaşamını yitirmiş, 133 kişi yaralanmıştı. Ölenlerin 36’sı çocuktu. Olay sonrası hazırlanan bilirkişi raporları ve kamu denetimleri tartışma yaratmış, sorumluluğun İl Özel İdaresi ve Turizm Bakanlığı’na ait olduğu söylenmişti.

Yangına ilişkin davanın ilk duruşması Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Yoğun katılım nedeniyle duruşma Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu’na taşındı. Mahkemede 32 sanık yargılanıyor. Otel sahipleri ve yöneticileri hakkında 78 kez "olası kastla öldürme" ve "kasten yaralama" suçlarından toplam 1998'er yıl hapis cezası isteniyor. Diğer sanıklar için ise “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlarından 22 yıl 6 aya kadar hapis talep ediliyor.

Aileler duruşma öncesinde yaptıkları açıklamada “Bu ihmal değil, cinayettir” dedi. Yangın öncesi güvenlik önlemlerinin alınmadığını, denetim raporlarının geri çektirildiğini, kamera kayıtlarının silindiğini savundular. Turizm, Çalışma ve İçişleri bakanlıklarının da sorumluluğu bulunduğunu belirten aileler, tüm yetkililer hakkında soruşturma izni verilmesini istedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve AKP Erzurum Milletvekili Selami Altınok da duruşma salonunda yer aldı.

DURUŞMAYA SALI SABAHINA KADAR ARA VERİLDİ | 1.06

Duruşmada son olarak İl Özel İdaresi Ruhsat Müdürü tutuklu sanık Yeliz Erdoğan’ın savunması alındı. Erdoğan'ın savunmasının ardından duruşmaya 8 Temmuz Salı günü sabah 9.15'e kadar ara verildi.

Yeliz Erdoğan savunmasında, şu ifadeleri kullandı:

“Burada olma sebebim Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bizi hedefe oturtması. Bilirkişi raporu, mevzuata ctrl +f (ara) yapıp yangın yazarak bize suç isnat etmeye çalışmaktadır. Biz madde 5’e göre ruhsat veririz. Biz belgenin denetimini yapmayız. Belgeler bana sunulur, biz de belgelere göre ruhsat düzenleriz. Otel için ruhsat 2007 yılında düzeltme ruhsatı da 2008'de yapılmıştır. Ben o tarihte görevde yoktum. O ruhsatın itfaiye raporunda uygundur ibaresi bulunmaktadır. Turizm işletme belgesi işyeri açma ruhsatı yerine geçmiş ve halen aynı belge sahibi varsa, işyeri açma belgesi almak zorunda değil. Çünkü işyeri açma ruhsatı bir otelin faaliyete geçmesi için nihai belge değildir. Turizm işletme belgesi nihai belgedir. İşyeri açma ruhsatı aldıktan 6 ay içinde turizm işletme belgesi alınır, belge alınamazsa konaklama faaliyeti yapamaz.

Biz 13’üncü maddedeki kesinleştirme denetimini yaparız. Bizim otellerde yaptığımız denetimler, ruhsatsızlık denetimidir. İçeride kayak aleti satan dükkanlar, farklı küçük dükkanlar bulunur. Bu dükkanlar işletme sahibine aitse ayrıca ruhsat aranmaz başkasına aitse yeni işyeri ruhsatı aranır."

TUTUKLU SANIK KONUŞTU | 21.40

Saat 21.00'de verilen ara sonrasında savunması alınan tutuklu sanık Hüseyin Özer, "Mutfakta kaçak akım rolesi yoktur. Role hakkında da kimseye bilgi vermedim. Kullanılan ızgaraların 2 emniyet sigortası vardı. Otelin herhangi bir yerinde kaçak akım olayı yoktu." dedi.

Otelde elektrikçi olarak çalışan Özer, savunmasında şunları söyledi:

  • “Bazı ifadelerde benim sorumluluğum olduğu söylenmiş ancak bu belki çok eski çalışan olduğum için göz aşinalığıdır. Benim sigortam Gazelle Otel’den ödenmektedir, yanan otelde çalışmıyorum. Talimatla basit kablo çekme işlerini yapardık. Dosyanızda bulunan kamera görüntülerinin kablolarını biz çektik. Yangın sistemleriyle bir ilgim yoktur. Kurulumunu da çalışmasını da bilmem. Ben hiçbir işi talimatsız yapmam. Yangın olduğunda otelde değildim, oğlum ameliyat olmuştu.
  • Haberi duyunca otele gittim jandarma herkesi topladı. O zamandır cezaevindeyim. Sezon öncesi bakımcı firmalar gelir, bakımını yapar giderler, o maksatla gerekli incelemeleri yaparız dedim. Grand Kartal Otel’in veya Kartal Otel’in kendi teknik kadrosu yoktur. Gazelle Otel destek vermektedir. Tahsin Bey ile yangın panelinin bakımını biz yapmadık. Biz videosunu çekip muhasebeye verdik, muhasebe görüntüsünü istemişti. Patronların talimatıyla Grand Kartal’a destek verdim.
  • Ben Kartal A.Ş.’den emekli olunca patronlarımızın ısrarıyla Gazelle’de çalışmaya devam ettim. Mutfakta kaçak akım rolesi yoktur. Role hakkında da kimseye bilgi vermedim. Kullanılan ızgaraların 2 emniyet sigortası vardı. Otelin herhangi bir yerinde kaçak akım olayı yoktu. Olay sabahı kayıt cihazları için jandarmaya yardımcı oldum. Orada cihazları jandarmaya tarif ettim şifrelerini bizzat görevli savcılara da söyledim”

OTEL ÇALIŞANI KONUŞTU | 17.19

Yangın sırasında otelde olan ve bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmakla suçlanan çalışan konuştu

Sanık Bayram Ütkü: Çok üzgün olduğumu söyleyerek başlamak istiyorum. Ben teleskilerin bakım ve arızalarıyla ilgileniyorum. Kartal A.Ş. çalışanıyım, otellerle ilgili bir sorumluluğum yoktur.

Mahkeme Başkanı: Yangının çıktığı cihazda daha önce arıza oldu mu?

Sanık Bayram Ütkü: Günüm teleskilerde geçiyor. Yangın kontrol panelinin nerede olduğunu bile bilmiyorum. Ben Grand Kartal Otel çalışanı değilim, olayla ilgili hiçbir bilgim yok.

Başkan: Yangın sırasında neredeydin?

Sanık Bayram Ütkü: Yangın sırasında Grand Kartal Otel’deydim. Üçüncü katta bulunan odadaydım.

Başkan: Yangından nasıl haberin oldu?

Sanık Bayram Ütkü: “Otel yanıyor, mutfak yanıyor” şeklinde bağırışmalar duydum. Mutfağa girmeye çalıştım ama dumandan etkilendim ve merdivenden düştüm. Sonra garaja geçtim. Ne olduğunu anlayamadım. İçeri girip gaz vanasını kapattım.

SANIK AĞAOĞLU DİNLENİYOR | 15.57

Denetim şirketi sahibi Ali Ağaoğlu sanık kürsüsüne çıktı.

Mahkeme Başkanı: Aleyna Beşinci’nin düzenlediği raporu onaylıyor musunuz?

Sanık Ali Ağaoğlu: Birçok aşamada bizim onayımız olmakta.

Mahkeme Başkanı: Her şeye bakıyor musunuz?

Sanık Ali Ağaoğlu: İçeriğine bakmıyoruz.

Mahkeme Başkanı: Grand Kartal Otel’i kaç yıldır denetliyorsunuz?

Sanık Ali Ağaoğlu: 2 yıldır.

GERİLİMLİ DİYALOG | 15.19

Gazeteci Emrullah Erdinç, sanık Aleyna Beşinci ile mağdur avukatı arasında gerilimli bir diyalog yaşandığını aktardı.

Mağdur Avukatı: Sizin ücretinizi kim ödüyor? Denetim yaptığınız otel mi size para veriyor?

Sanık Aleyna Beşinci: Denetimini yaptığımız otel, bizim denetim şirketimize ödeme yapıyor. Ben de bu şirketin çalışanı olduğum için maaşımı oradan alıyorum.

Mağdur Avukatı: Evrakta ne olduğunu bilmeden mi onay verdiniz?

Sanık Aleyna Beşinci: Evrakları inceleyerek değerlendiriyorum.

Mağdur Avukatı: Yangınla ilgili denetimi bakmadan mı yaptınız?

Sanık Aleyna Beşinci: Yangınla ilgili herhangi bir yetkim veya bilgim yok. Ben sürdürülebilir turizm denetçisiyim.

Mağdur Avukatı: Araştırma yetkinizin olmadığını söylüyorsunuz ama bu denetimi neden kabul ettiniz? İş güvenliği uzmanı yok ama siz varmış gibi göstermişsiniz.

Sanık Aleyna Beşinci: Belgeyi incelerim, varsa vardır, yoksa yoktur diye karar veririm.

Mağdur Avukatı: Peki, neden bilirkişilerin ulaştığı tespitlere siz ulaşamadınız?

Sanık Aleyna Beşinci: Ben gittiğimde belgeler geçerliydi ve tarihler günceldi.

SANIK BEŞİNÇİ DİNLENİYOR | 14.54

Sanık Aleyna Beşinci, FQC Global Sertifikasyon şirketi çalışanı dinleniyor.

Sanık Beşinci: “Sözleşmemiz gereği otel bize doğru beyan vermek zorunda. Sadece evrak üzerinden denetim yapıyor. Sadece sürdürebilirlik alanında fiziksel denetleme yapıyoruz.”

Sanık Beşinci’nin avukatı, Beşinci eğitimini nereden aldığını ve uygulamalı bir eğitim olup olmadığını sordu. Beşici, “Kapadokya üniversitesinden aldım. Uygulamalı eğitim yoktu.” yanıtını verdi.

ACILI AİLELERDEN FERYAT | 14.44

Bolu Kartalkaya yangını davasında verilen arada, acılı aileler, sanıklara seslendi:

  • “Evlatlarımız yandı, torunlarımız yandı, Sizin yüzünüzden öldüler. "

ÇAPRAZ SORGU DEVAM EDİYOR | 14.08

Sanık Ahmet Demir kürsüye çıktı, çapraz sorgu devam etti. Müşteki avukatı sordu:

“Kendisi sadece belediye ile ilgili işlerde mi devreye giriyor?”

Sanık Ahmet Demir: “Belediye ile ilgili başka bir iş şu an aklıma gelmiyor.”

Sanık Kadir Özdemir’in avukatı: “Bu eksiklikler, yönetim kurulu kararı olmadan yalnızca Kadir tarafından mı yapılabilir?”

Sanık Ahmet Demir: “Çok net değil. Bu işleri tek başına yapabileceğini düşünmüyorum.”

TURİZM BAKANLIĞI SORUSUNA YANIT

Sanık avukatı: “Turizm Bakanlığı’ndan denetim için gelenler oldu mu?”

Sanık Ahmet Demir: “Gazelle Otel’de kaldılar, karda mahsur kalmışlardı.”

Bir diğer sanık avukatı: “Çalıştığınız şirketin bir aile şirketi olduğunu söylediniz. Ancak yönetimsel olarak talimatları Emir Aras’tan aldığınızı belirttiniz. Peki Ceyda ve Elif hakkında talimat verdiğine dair bir tanıklığınız var mı?”

Sanık Ahmet Demir: “Ceyda Hanım ve Elif Hanım benim sorumluluk alanımda değildir. Bana talimat vermezler.”

ARA SON BULDU | 13.57

Duruşma mahkeme heyetinin salona gelmesi ile yeniden başladı.

ÇAPRAZ SORGU! DURUŞMAYA ARA VERİLDİ | 12.45

Gazeteci Emrullah Erdinç, duruşmada çapraz soru yapıldığını aktardı

Müşteki avukatı, “İtfaiyeye evrak gitmeden müdürü neden aradınız?” sorusunu sanık Ahmet Demir’e yöneltti.

Demir: “Kadir Özdemir istediği için, yardım amaçlı aradım.”

Müşteki avukatı: “Peki, neden Kadir Özdemir’e ‘iptal dilekçesi verin’ dediniz? Kendisi böyle söylüyor.”

Sanık Ahmet Demir: “Ben Kadir Özdemir’e böyle bir bilgi vermedim.”

Müşteki avukatı: “Halit Bey (Ergül)’den bir şey sakladınız mı?”

Sanık Ahmet Demir’in çapraz sorgusu sürerken, mahkeme başkanı teknik bir aksaklık nedeniyle duruşmaya ara verdi.

Elektrik kesintisi nedeniyle duruşma 13.45’e ertelendi.

Mağdur yakınları sanıklara tepki gösterdi, salonda gerginlik yaşandı.

"GRAND KARTAL’DA ÇALIŞMIYORUM” DEDİ AMA HATTI O ŞİRKET ÜZERİNE ÇIKTI | 12.01

Duruşmada müşteki avukatı, sanık Demir’e “Kullandığınız telefon hattı Grand Kartal Otel’e kayıtlı. Neden kullanıyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Demir ise “Şirket hattı olduğu için ben kullanıyorum” yanıtını verdi.

Avukatın “Hani siz Gazelle Otel’in müdürüydünüz? O halde neden Grand Kartal’ın hattını kullanıyorsunuz?” sorusu üzerine Demir, “Şirket hattıydı” ifadesini yineledi.

Müşteki avukatı ayrıca Demir’in, Sedat Gülener’le yaptığı görüşmeyi de gündeme getirerek, “Sedat Bey sizinle itfaiye ruhsatının iptali için konuştuğunu söyledi. Buna ne diyeceksiniz?” sorusunu yöneltti.

Bunun üzerine sanık Ahmet Demir su içmek için izin istedi. Suyunu içtikten sonra “Ben sadece işlerin hızlanması için destek istedim, başka bir şey talep etmedim” diye konuştu.

"KAZA" SAVUNMASI YAPTI... | 11.36

Sanık Ahmet Demir’in avukatı, duruşmada “Bu bir kazadır, olası kast burada yoktur” ifadelerini kullandı.
Bu sözler üzerine mağdur aileler sert tepki gösterdi.

MAHKEME BAŞKANI UYARDI | 11.30

Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre; Gazelle otel müdürü Sanık Ahmet Demir, duruşmada kürsüye çıktı. Demir, savunmasına şu ifadelerle başladı:

“İddialara geçmeden önce, yaşanan bu elim olay nedeniyle çok samimi duygularımla özür diliyorum. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. O gün yaşananlar hâlâ aklımdan çıkmıyor. O insanların yaşadığı tarifsiz acıları unutamıyorum.”

Bu sözler üzerine, acılı aileler araya girerek tepki gösterdi.

Tepkiler yükselirken sanık Ahmet Demir şöyle devam etti:

“Ben Gazelle Otel’in müdürüyüm. Olayla ilgili resmi bir yetkim veya yönetsel sorumluluğum yok.”

Mahkeme Başkanı araya girerek, “Savunmana geç. Yangın raporunu açıkla, kayıt okuma” uyarısında bulundu.

“Evrakın içeriğini bilmiyorum” dedi, salonda uğultu yükseldi!

Mahkeme Başkanı, sanık Ahmet Demir’i uyararak “Okuma, doğrudan iddialara cevap ver,” dedi.

Ahmet Demir ifadesinde şunları söyledi:

“Kadir Özdemir beni telefonla arayıp Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nde halledilmesi gereken bir evrak olduğunu söyledi.
Ben evrakın içeriğini bilmiyorum.
İtfaiye Müdürü Sedat’ı aradım, ‘Hafta içi gerekli arkadaşlara ileteceğim’ dedi.
Yılbaşına doğru beni tekrar aradı ve ‘İşlem tamamlandı’ dedi.
Ama yine de evrakın ne olduğunu bilmiyorum.”

Sanık avukatı araya girerek sordu: “Bu işlemin tamamlandığını kim söyledi, Sedat mı Kadir mi?”

Ahmet Demir: “Net olarak hatırlayamıyorum,” yanıtını verdi.

HALİT ERGÜL: GELİRİM 100 BİN TL | 11.11

Grand Kartal Otel’in sahibi Halit Ergül, duruşmada aylık gelirinin 100 lira olduğunu söyledi. Bunun üzerine acılı aileler tepki gösterdi, salonda uğultu koptu.

TALEP REDDEDİLDİ | 10.44

Gazeteci İbrahim Türk'ün aktardığına göre; müşteki vekillerinin, usule yönelik tartışması heyet tarafından reddedildi. Kanıtlara erişimin UYAP üzerinden paylaşıldığını belirtildi.

Müşteki avukatlarından Ömer Kavili, heyetin kararına itiraz etti: "Verdiğiniz karar kanuna aykırıdır.”

İKİ DAKİKA ARA VERİLDİ | 10.30

Müşteki avukatı Ömer Kavilli, kendilerine görüntülerin verilmediğini, bu nedenle dosyanın eksik olduğunu söyleyip davanın ertelenmesini talep etti.

Talebi değerlendirmek üzere duruşmaya iki dakika ara verildi.

TÜM SALON BUZ KESTİ | 10.20

Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre; Mağdurlardan biri, sekiz evladını kaybetmiş bir baba olarak söz aldı ve gözyaşları içinde şöyle dedi:

“Duygularımı daha fazla tutamayacağım. Dayanamıyorum. Usulen konuşma hakkım olmadığını biliyorum ama konuşmak istiyorum…”

DHA'nın aktardoğına göre; Bolu'daki otel yangınında oğulları Bilal Gültekin, Enes Gültekin, kızı Rümeysa Gültekin, gelini Sena Gültekin ve 4 torunu olmak üzere toplamda 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, sanıkların kimlik tespiti başlamadan önce mahkeme heyetinden kısa bir söz hakkı istedi.

Avukat Gültekin, cübbesini çıkararak yaptığı konuşmada, "Hayatta 8 evladının arkasından, duruşmalarında avukat olmak varmış. Avukat olarak konuşmayacağım için cübbemi çıkarıyorum. Gelerek destek verenlere teşekkür ediyorum. Davanın siyasileşmesini istemiyorum. Avukat olarak davanın kişiselliğine inanıyorum. Bu meseleyi siyasallaştırmayalım. Yargılama süresince mahkemeyi rahat bırakalım. 78 candan Bilal'imi kaybettim. Boğaziçi mezunuydu. Kurduğu şirketle ihracat yapan vergi veren biriydi. Gelinim Zehra, ODTÜ İşletme mezunuydu. Türk Hava Yolları'nda çalışıyordu. Maaşından burs verdiği 18 kişi çıktı. Kızım Rümeysa 15 yıllık eczacıydı, doktordu. Torunlarım 11, 8, 5 ve 2,5 yaşındaydı" dedi.


"Merhametsizlere sormak istiyorum. 2 arabayı kurtarırken kapıları açmayıp, o insanların evlatlarının ölmesine nasıl razı oluyorsunuz? Ceza almanız için elimizden geleni yapacağız. Biz bu dünyanın tek olduğuna inanmıyoruz. Öte dünyada da iki elimiz yakanızdadır. Mahkemenin vereceği cezayı bilmem ama vicdanınızdan kurtulamayacaksınız. Buraya getirilen sanıklar, sorumluların bir kısmıdır. Turizm Bakanlığı yetkilileri dışarıdadır. Bu engeli de aşacağız inşallah. Bu merhametsiz yürekleri alıp, yargının karşısına çıkaracağız. Adaletin tecelli edeceğine inancım tamdır. Olay karşısında beyanda bulunurken, gerçek dışı konuşacak ve sahte gözyaşı dökecek bu sanıkların sözlerini kaldıramayacağım. Duruşma salonundan ayrılmak istiyoruz" diye konuştu.

Gültekin ve diğer yakınları, daha sonra salondan ayrıldı.

SANIKLARI GÖRÜNCE AİLELER FENALAŞTI | 10.10

Duruşmada sanıklar içeri girdiği sırada yangında oğlu Yılmaz Sarıtaş (51) ile torunları Doruk ve Nehir'i kaybeden Gülizar Sarıtaş fenalaştı. Gülizar Sarıtaş, sağlık ekibinin müdahalesi sonrası salondan çıkarıldı.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi