Hem yıllar öncesi hem de güncel sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında sık sık soruşturma başlatılan ve ifade için adliyelerin yolunu tutan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na bir soruşturma daha açıldı. Soruşturma dosyasına, biri 2013, ikisi 2016 ve biri de 2020 yılından olmak üzere dört adet sosyal medya paylaşımı girdi. Kaftancıoğlu hakkındaki yeni soruşturmanın, bir vatandaşın şikayeti üzerine açıldığı anlaşıldı.

Kaftancıoğlu, bugün avukatıyla birlikte Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek, savcılığa ifade verdi.

'Hukuka aykırı uygulamalar'

Kaftancıoğlu, savcılığa sunduğu yazılı ifadesinde şunları belirtti:

Önemle belirtmek isterim ki, herhangi bir yurttaşın ve özellikle siyaset yapanların her türlü paylaşımın emniyet birimlerince resen takip edilerek, üstelik kendi içinde bütünlük arz eden hususları eklektik olarak, bağlamından koparılmış bir şekilde suç ihbarına dönüştürülmesi hiçbir demokratik ülkede kabul edilebilir bir uygulama değildir.

Bu tür hukuka aykırı uygulamalar açıkça bireylerin zihinlerinde oto sansür oluşturmaya, onları korkutarak Anayasa ve Türkiye'nin taraf oluğu uluslararası anlaşmalara, tanınmış hak ve özgürlüklerini kullanabilmelerinin önünde büyük engel oluşturmaya yöneliktir.

2013 yılındaki paylaşım soruşturma dosyasına konuldu

Soruşturmaya konu sosyal medya paylaşımlarından birinin, Hatay'da bir yasal gösteri sırasında katledilen 22 yaşındaki Ahmet Atakan’la ilgili, 11 Eylül 2013 tarihli paylaşım olduğunu yazılı ifadesinde belirten Kaftancıoğlu, “Herhangi bir kurumu aşağılamaya yönelik olmayıp, olaydan duyduğum üzüntüyü ifade etmektedir. Tivitte, görev sınırını aşarak, kamu gücünü, kamu menfaatleri aleyhine kullanan polisler eleştirilmekte ve soruşturma makamlarının duyarlı olması için çaba gösterilmektedir” ifadelerini kullandı.

“Bu şekilde devam ederse adliyelere su yolu yapacağız”

Canan Kaftancıoğlu, savcılıktaki işlemlerinin ardından SÖZCÜ'ye konuştu. Kaftancıoğlu'nun açıklaması şu şekilde:

Bu aralar herhalde yargıda birilerinin canı sıkıldığında, benim ta 2012 yılından attığım tivitlerden ötürü zaman zaman adliyeye ifade vermeye geliyorum. Artık bu şekilde devam ederse adliyelere su yolu yapacağız gibi görünüyor.

'Düşünce özgürlüğü kapsamında olduğunu düşünüyorum'

Bugünkü ifade gerekçem de, 2013 yılında Ahmet Atakan'ın öldüğü gün attığım ‘Katil polis yaz, katilin polis olsun' diye yazdığım bir tivit. Bir de 2016 yılında, darbe girişiminin ikinci günün akşamında, ‘Bu saatte, ezan okumak suretiyle darbe kalkışması yapanlara ne diyeceğiz' minvalinde bir tvitle ilgili ifade vermeye geldim. Ama bu tivitlerimin de daha önce yargılandığım tivitlerimin de tamamının düşünce özgürlüğü kapsamında olduğunu düşünüyorum.

Tamamının aslında gerçeklikle bağdaşık olduğunu, bu tivitlerimde hiç bir kişiyi, kurumu aşağılamaya değil, o günün gerçekliğini anlatan tivitler olduğunu savcıya söyledik. Ve ayrıca o dönemlerde attığım başka başka tivitlerde, aynı konuya dair, konu benzerliği tivitlerden dolayı da devam eden Yargıtay'da olan bir mahkemem de var. Avukatımız da bu süreçle ilgili savcı beye bilgi vererek ifademizi sonlandırdık.