İstilacı balon balığı tehlikesi Karadeniz'e sıçradı

İstilacı balon balığı tehlikesi Karadeniz'e sıçradı
Son yıllarda Akdeniz'de popülasyonu hızla artan, Ege ve Marmara Denizi'nde de görülen zararlı ve zehirli balon balığının iki yıl önce Karadeniz'de görüldüğünü açıklayan Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Öztürk, bu konuda acil önlemler alınmas

 TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Öztürk, Süveyş Kanalı´ndan Akdeniz´e gelen, ekolojik ve ekonomik zararlara yol açan, bilim insanları tarafından `istilacı´ olarak tanımlanan balon balığının Türkiye´deki durumu ve olası yeni tehditleri konusunda DHA'ya açıklamalarda bulundu.

Süveyş Kanalı´ndan Akdeniz´e gelen zararlı balık cinsi sayısının 100´ü geçtiğini belirten Prof. Dr. Bayram Öztürk, "Balon balıkları, Akdeniz´den sonra Ege, Marmara ve bunun ötesinde artık Karadeniz´de. İki sene önce Karadeniz´de balıkların kaydını yaptık. Dolayısıyla bu yabancı türler balon balığı gibi zehirli ve zararlı olan türler Karadeniz´de ne yapacak bunu dikkatle izlememiz gerekiyor" dedi. Aynı zamanda  İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi olan  Prof. Dr. Bayram Öztürk, şöyle dedi:

"Balon balıkları çok saldırgan. Bunlar, belli dönemlerde oltaları, ağları parçalayan balıklar. Onun için Karadeniz´deki kıyı balıkçılığını olumsuz etkilemesini tahmin ediyoruz.  Bence bunun için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı´nın da bir tedbir alması lazım. Bu tedbirlerin başında balığın olta balıkçılarına tanıtılması olmalı. Bu balık zehirli ve zararlı olduğu için bunları insanların yememesi, ellerini kaptırmaması, zehrine dokunulmaması gibi belli tedbirler almalı. Bu önemli, bilgileri kooperatifler veya il müdürlükleri yoluyla balıkçılarımıza ulaştırmaları lazım. Bu konuda bir kamuoyu, farkındalık oluşturulması gerekir. Bu tür yabancı balıkların özellikle balon, aslan, taş balığı gibi balıklar küçük balıkçılığı son derece kötü etkiliyor. Onun için belki ki Dünya Bankası kanallarını kullanarak bir fon oluşturulması gerekir. Yani onun için küçük balıkçılara bir tazminat ödenmesi gerekir. Çünkü balıkçının bu konuda hiçbir suçu yok. Süveyş Kanalı´ndan geliyor ve burada herhangi bir bölgede insanların ağlarını parçalıyor, balıklara ortak oluyor, biyoçeşitliliği tehdit ediyor, dolayısıyla bu konuda bazı ciddi tedbirlerin alınması zamanı geldi diye düşünüyorum. " 

Prof. Dr. Öztürk, gelişmelerin sürekli izlenmesi gerektiğini, yabancı türlerin, balıkların yanı sıra omurgasız canlıların; denizanaları, denizkestaneleri ve diğer türlerin ekosisteme, balıkçılara  vereceği zarara ilişkin bir an önce ciddi çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.

"BU BALIKLARI TANIMALI, YEMEMELİ, ONLARA DOKUNMAMALI"
 
TÜDAV Başkanı Bayram Öztürk, Akdeniz´e gelen balon balıklarının son 10 yıl içerisinde küçük balıkçılığı ciddi biçimde olumsuz etkilemeye başladığını, buradan Ege, Marmara´da, iki yıldan bu yana da Karadeniz´de görüldüklerini anlatırken şöyle devam etti:
 
"Bunların etkileri hemen anlaşılmaz. Etkilerinin anlaşılması için biraz zamana ihtiyaç var. O nedenle bugün 'Hemen bunu, şunu yapacak' diyemeyiz. Balıklar girdikleri yerlerde öteki türleri yiyorlar, onların besinlerine ortak oluyorlar. Diğer kıyısal ekosistem bulunan canlı türlerini tahrip ediyor, onların üstesinden geliyorlar. Dolayısıyla bu konuda izleme çalışması yapmak, balıkçıları bilgilendirmek lazım. Bu konuda daha da önemlisi belli dönemlerde bu zehirli balıklar nedeniyle ölüm olmasa da insanlarda yaralanmalar görüyoruz. Yaralanmalara karşı da tıp doktorlarının eğitilmesi lazım. Bu balıklar yenilmemeli, dokunulmamalı, dokunmamak için de tanımak lazım. Ağda çıkan balıkları tanımak, dokunmamak, bunları yememek, yaralanmalara karşı doktora, tıp merkezlerine gitmek, en doğru çözüm. Bir kent söylencesi var; `bu balıklar yenilir, yenilse bir şey olmaz´ diye. Bu balıkların Japonya´da yenildiğine dair yanlış bilgi ve kanaatler da var. Bu balıklar kesinlikle yenilmemeli. Bu balıklar bizde bir işe yaramıyor ve zararlı. Etkilerini araştırmamız, bilmemiz, balıkçıları eğiterek onlara verdiği zararı nasıl tazmin edebiliriz konusunda çalışma yapmamız ve izlememiz daha önemlisi bu konuda kamuoyu oluşturmamız gerekir. "

İlgili Haberler
Etiketler :